;
Ekonomi

Dünyanın En Büyük Finans Kuruluşları Emisyonları Azaltma Taahhüdü Verdi

Varlıkları 130 trilyon dolara ulaşan dünyanın en büyük bankaları ve emeklilik fonları, emisyonları azaltmada kilit bir rol oynama taahhüdünde bulundu.    

Haber: Fiona Harvey, Patrick Greenfield, Rowena Mason ve Jonathan Watts

Çeviri: S. Sena Akkoç

45 ülkeden 450’nin üzerinde finans kuruluşunun verdiği taahhüt, (zirvenin küresel ısınmayı 1,5 derece ile sınırlandırma gibi diğer amaçlarından bazılarının şu anda ulaşılamaz görünmesi nedeniyle) Glasgow’daki COP26’ya ev sahipliği yapan Birleşik Krallık’ın en büyük başarılarından biri olmayı hedefliyor.

Taahhüt, COP26’nın ikinci gününün sonunda, dünya liderleri konuşmalarını bitirmek üzereyken müzakerecilerin gelecek hafta sonu için nihai bir bildirinin temelini oluşturacak detayları ortaya koymaya hazırlandığı sırada geldi.

Finans, küresel ekonominin iklime zarar vermeden işleyebilmesi için fosil yakıtların bırakılması ve net sıfıra ulaşılmasında gerekli olan büyük ekonomik dönüşümün anahtarı.

Ancak uzmanlar ve kampanyacılar hükümetin finans iddialarına şüpheli yaklaşarak taahhütte bulunan bankaların hâlâ fosil yakıtlara para akıtmakta özgür olduğuna ve taahhüde göre önümüzdeki 10 yıl içinde bankaların fonlarının yalnızca küçük bir bölümünü düşük karbona yönlendirmekle sorumlu olduklarına işaret ediyor.

Salı gecesi, maliye bakanı Rishi Sunak, Londra’nın dünyanın ilk “net sıfır finans merkezi” olacağını açıklayarak kamu şirketlerini net sıfır emisyon planlarını raporlamaya zorlayan yeni kurallar belirledi.

Sunak, “Birleşik Krallık liderliğinde finans kuruluşlarının net sıfır planlarının üç katına çıkması ve taahhüt edenlerin varlık tutarının 130 trilyon dolara ulaşmasından gurur duyuyorum. İklim değişikliği ile mücadele için bu şirketin kontrol ettiği trilyonlarca doları kullanabilmek çok önemli. Bu nedenle firmaların net sıfır planlarını bildirmeleri için yeni şartları açıkladım” dedi.

Net Sıfır için Glasgow Finans Birliği (GFANZ) olarak bilinen finansal taahhüt, 2050’ye kadar taahhütte bulunan kurumların tüm varlıklarının net sıfır emisyon hedefi ile uyumlu hale getirilmesi anlamına geliyor.

Ekonomistler, net sıfıra ulaşmak için önümüzdeki 30 yıl içinde 100 trilyon dolarlık yatırım gerekeceğini tahmin ediyor. Bu nedenle GFANZ, teorik olarak, hedefe ulaşmak için gereken parayı fazlasıyla sağlayacak.

Birleşik Krallık ve Birleşmiş Milletler iklim elçisi ve eski İngiltere Bankası yöneticisi Mark Carney, “Küresel finansal sistemin yapısı, net sıfıra ulaşmak için dönüştürüldü. Artık tüm finansal karaların iklim değişiklini hesaba katması için iklim değişikliği konusunu finansın ön saflarına taşımak için gerekli araçlara sahibiz. GFANZ, 1,5 dereceye geçişi mümkün kılıyor” dedi.

Ancak Guardian’a göre uzmanlar, iddiaların abartıldığını söylüyor. 130 trilyon dolar, firmaların yönetimi altındaki varlıkları ifade ediyor. Bunların yalnızca küçük bir kısmı (üçte biri) küresel sıcaklıkların artışını önlemek için emisyonları yarıya indirilmesi gereken önümüzdeki kritik 10 yılda düşük karbonlu yatırımlara ayrılacak.

Positive Money kampanyasından Simon Youel, “Bankalar ‘yeşil’ aktivitelere olan yatırımlarını artırmaya hazırlanıyor olabilir ancak bu açıklama, finansal şirketlerin yeni fosil yakıt projelerine olan yatırımları hakkında hiçbir şey söylemiyor. Eğer 1,5 derece hedefini canlı tutmak istiyorsak devletlerin yeni fosil yakıt yatırımlarına kısıtlama getirmesi gerekiyor” dedi.

Ayrıca Rishi Sunak yeşil önlemleri engellemekle suçlanırken hükümet içindeki net sıfır gündemine hep karşı olduğu söyleniyor. Son kapsamlı harcama incelemesinde iklimden zar zor bahseden Sunak, bütçelerinde yalnızca birkaç yeşil önlemden bahsederken yüksek karbon politikaları hedefliyor.

Green Alliance düşünce kuruluşunun ekonomi başkanı Sam Alvis, “Hazinenin COP26’da sahaya sürülmesi kesinlikle önemli bir ilerleme. Ancak her gün trilyonlarca dolar hâlâ fosil yakıtlara aktarılıyor ve gönüllü eylemler de şu ana kadar bizi yeterince ileri götürmedi. 1,5 derece hedefini canlı duymak için hükümetlerin şirketlere yalnızca geçiş planı yayınlama zorunlulukları ile değil, güvenilirlik konusunda da katı yasal kriterler ile düzenlemeler getirmesi gerekiyor” dedi.

Hindistan Dışişleri Bakanı Harsh Vardhan Shringla, zengin ülkelerin emisyonlarını kesmeleri beklenen gelişmekte olan ülkelerde de aynı güvenilirlik kontrolleri ile karşılaşacaklarını söyledi. Shringla, “Verilen ancak gerçekleştirilmeyen birçok söz var. İklim eylemi üzerindeki baskı, iklim finansmanı üzerindeki baskı ile aynı seviyede olmalı. Yalnızca hedef belirlemek yeterli değil, bu hedeflerin yerine getirilmesi gerekiyor. Somut zaman çizelgeleri ve somut izleme mekanizmaları olmalı” dedi.

Haber Merkezi

İklim Haber - Haber Merkezi