;
Politika

Yaşam Savunucuları Bir Arada: Akbelen Ormanı’nı Koruyacak Bilirkişi Raporunu Bekliyoruz

Akbelen

Milas’ta bir araya gelen yaşam savunucuları 3.kez yapılan bilirkişi keşfi sonucunda Akbelen Ormanı’nı koruyacak bir raporun oluşturulmasını talep etti.

Muğla Milas’a bağlı İkizköy’deki Akbelen Ormanı’nda 1 yılı aşkın süredir kömür madenin genişletilmesine karşı mücadele veren İkizköylüler, Milas’ta yaptıkları basın açıklamasında Akbelen’in korunmasına yönelik bir bilirkişi raporu beklediklerini dile getirdi.

Basın açıklaması öncesi yürüyüş yapmak isteyen yaşam savunucularının yürüyüşü ise engellenmeye çalışıldı. Tüm engellemelere rağmen Milas pazar yerinden Atapark Meydana kadar sloganlarla yürüyen İkizköylüler ve destekçileri Atapark’ta basın açıklaması yaptı.

Yeniköy Kemerköy Elektrik Üretim ve Ticaret AŞ’nin (YK Enerji) iki kömürlü termik santrala kömür sağlamak için genişletmek istediği kömür madeni için daha önce üç kez bilirkişi incelemesi keşfi yapıldı, şimdi yeni bilirkişi raporunun çıkması bekleniyor.

Hazırlanan ilk bilirkişi raporunda, madencilik faaliyetlerinin orman ekosistemini tamamen yok edeceği kabul edildi ama bölgedeki tüm kömürün çıkarılabilmesi için Akbelen Ormanı’nın madenciliğe açılması gerektiği savunulmuştu.

Milas Meydanı’nda bir araya gelen köylüler, hasat ettikleri zeytinlerini kırarak ‘‘Zeytin mi kömür mü’’ sloganlarıyla bölgede daha fazla kömür çıkarılmasına tepki gösterdi.

İkizköy Çevre Komitesi adına basın açıklamasını okuyan Nejla Işık, bilirkişi raporunun bilerek uzun süredir çıkarılmadığını belirterek Akbelen’in korunmasına yönelik bir rapor beklediklerini dile getirdi.

Açıklamaya Akbelen Ormanı için 465 gündür çadırlı nöbet tuttuklarını ve hava, su, toprak ve orman için yıllardır kömür madeni ve termik santrala karşı mücadele ettiklerini ifade ederek başlayan Işık, Bartın’da madendeki patlama nedeniyle hayatını kaybeden 41 işçiyi de andı. Işık konuşmasına şöyle devam etti: “Ne yazık ki gerekli önlemleri almayan, işçilerimizin canını kar uğruna hiçe sayan bu kapitalist sistem; çoktandır kapatılması gereken termik santral ve kömür madenlerini ayakta tutuyor, işçilerin insanca çalışma koşullarına ulaşma hakkını ellerinden alarak onları karın tokluğu uğruna kendine mahkum ediyor. Sonra da 3 kuruş daha fazla para kazanabilmek adına, işçileri kömürün yıkıcı etkilerinden korumak için kılını bile kıpırdatmıyor. Ne söylesek yetersiz kalıyor; öfkemiz acımız kadar büyük, bu katliamın tüm sorumlularının bir an önce yargılanmasını istiyoruz!

Yitirdiğimiz 41 can gibi bizler de yıllardır kömürün gölgesi altında yaşıyoruz. Yerimizden yurdumuzdan ediliyor, yaşam alanlarımızın katledildiğine şahit oluyor, geleceğimizi ve sağlığımızı sırf bir avuç insanın cebi dolsun diye kaybediyoruz. Havamızı zehirleyen, su kaynaklarımızı yok eden, topraklarımızı alt üst eden, zeytinlerimizi acımasızca yerle bir eden bu açgözlü şirketin karşısında, hala yılmadan direniyoruz!

AkbelenBizlere yaşamı zehir eden kömür canavarı, Akbelen Ormanı’na dayanmış bir halde pusuda bekliyor. Geçen sene bir an önce açmak istedikleri kömür madeni için defalarca kez hukuksuzca yapmaya çalıştıkları kesimleri engelledik. Gizlice ormana girip kestikleri 35 ağacımızı da, Muğla’mızın ve ülkemizin her yeri yanarken yangınları ve beraberinde gelen kargaşayı fırsat bilip yardıma gelen insanları kandırarak kestirdikleri 105 ağacımızı da unutmadık, unutmayacağız! Büyük yangınlarda kaybettiğimiz hektarlarca orman söz konusuyken, geriye kalan ormanlara tüm gücümüzle sarılmamız ve korumamız gerekirken; neden hala ömrünü doldurmuş termik santrallar için inat ediyorsunuz? Neden yaşamı yok eden, hepimizin sonunu getiren kirli enerji kaynakları için bu kadar ısrar ediyorsunuz?

Üstelik Türkiye’nin imzaladığı Paris Anlaşması’na göre Türkiye’nin 2030’a kadar kömürden çıkış planı yapması gerekirken, geleceğimizi kömüre feda edecek bir karar kabul edilemez. İklim krizi etkilerinin giderek arttığı, bu gidişle yaşam için temel ihtiyaçlarımız olan su ve gıda krizinin kapıya dayanacağı günler yaklaşıyorken, göz göre göre geri dönüşü olmayan hataları geleceğimizle ödemek istemiyoruz!”

Işık, bölgedeki 35 bin zeytin ağacına dikkat çekerek, Akbelen Ormanı’nın kesilmesinin mümkün olmadığını bir kez daha hatırlattı. “Yönetmelik değişikliği ile zeytinlikleri madene açmak isteyen şirket, yıllardır defalarca kez denenip başarısız olunduğu gibi; Zeytin Kanunu’nu yıkamaz, kanunu yönetmelikle alt edemez, tüm bunları kendi kişisel çıkarları için kullanamaz!” diyen Işık, vicdanların sesiyle yazılan bilirkişi raporlarının Akbelen’in kurtuluşu olacağını, bu nedenle bu raporu umutla beklediklerini söyledi: “Kamu yararı arıyorsanız; kamu biziz, buradayız, haykırıyoruz! Ya ölmez ağaç zeytin, ya katil kömür! Akbelen Ormanı’nı Vermeyeceğiz Akbelen İçin, Zeytin İçin, İklim İçin ADALET”

Ne Olmuştu?

Yeniköy ve Kemerköy termik santrallarını işleten, Limak Holding ve İÇTAŞ ortaklığındaki YK Enerji, İkizköy’deki Akbelen Ormanı’nın 740 dönümlük bölgesini, termik santrallara linyit sağlayan açık maden ocağına katmak için gerekli izinleri almış (Kasım 2020) ancak İkizköylülerin direnişiyle karşılaşmıştı.

17 Temmuz 2022 sabah saat 6’da Akbelen Ormanı’na giren Orman İşletmesi kesim ekibi İkizköy halkı ormanın derinliklerine erişinceye kadar 30’a yakın ağacı kesti. İkizköylüler o günden beri ormanda 24 saat nöbet tutuyor.

Akbelen Ormanı’nın kesim izninin iptali için açılan davada mahkeme tarafından atanan bilirkişi heyeti 7 Eylül 2021’de bölgede keşif gerçekleştirmişti. Bölgede ilk yapılan keşifte hakimin avukatlara hakaret etmesi nedeniyle avukatlar Arif Ali Cangı, İsmail Hakkı Atal ve Şiar Rişvanoğlu reddi hakim başvurusunda bulunmuştu.

1 Mart 2022’deki ikinci bilirkişi inceleme öncesi Resmi Gazete‘de yayınlanan maden yönetmeliğindeki değişiklikle birlikte tapuda zeytinlik olarak kayıtlı olan alanlarında madencilik faaliyetlerinin önü açılmıştı.

Haziran 2022’de hazırlanan bilirkişi raporunda madencilik faaliyetlerinin orman ekosistemini tamamen yok edeceği kabul edildi ama aynı zamanda bölgedeki tüm kömürün çıkarılabilmesi için Akbelen Ormanı’nın madenciliğe açılması gerektiği de savunuldu. Bilirkişi raporuna itiraz edildi.

9 Ağustos 2022’de ise üçüncü bilirkişi keşfi yapıldı ve yeni bilirkişi raporunun gelmesi bekleniyor.