;
Bilim

Kuraklık ve Çatışmalar İklim Mültecilerini Yerinden Ediyor

Avusturyalı araştırmacılar, iklim değişikliğinin yaşanan çatışmalar ve sığınma talepleriyle doğrudan bağlantılı olabileceğine dair bir çalışma gerçekleştirdi. Uzun zamandır medyada iklim, çatışma ve göç arasında bir bağlantı olabileceği yönündeki söylemlere dair, Uluslararası Uygulamalı Sistem Analizi Enstitüsü (International Institute for Applied Systems Analysis-IIASA) tarafından ilk defa bilimsel verilere dayalı bir çalışma gerçekleştirildi.

HABER: Gülce Demirer

Avusturyalı araştırmacılar iklim değişikliği, çatışmalar ve göçmen sayıları arasında doğrudan bir nedensel bağlantı kurduklarını belirtiyorlar. Matematiksel araştırma tekniklerinin, resmi olarak kaydedilen kuraklık koşulları ve iltica başvuruları arasında dolaylı bir bağlantı olabileceğinin altını çiziyorlar. Bu bağlantılar Tunus, Libya, Yemen ve Suriye’deki çatışmaları kapsıyor. Uluslararası Uygulamalı Sistem Analizi Enstitüsü’nden (IIASS) Jesus Crespona Cuaresma “İklim değişikliği, doğrudan çatışmaya ve onu takip eden sığınma talebine sebebiyet vermiyor ancak yetersiz bir yönetim ve orta düzey bir demokrasinin mevcut olduğu yerlerde, şiddetli geçen iklim olayları kısıtlı kaynaklar üzerine çatışmalara yol açabilir” diyor.

Cuaresma ve meslektaşları Global Environmental Change dergisinde yayımladıkları araştırmada Birleşmiş Milletler (BM) Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin verilerini ele aldı ve 2006-2015 yılları arasındaki 157 ülkeden gelen sığınma taleplerini inceledi. Daha sonra bilim insanlarının Standardised Precipitation-Evapotranspiration Index adını verdikleri yağış miktarı ile kuraklık arasında kılavuz görevi gören bir ölçüm tekniği ile sığınma taleplerini, geldikleri ülkelerdeki koşullarla eşleştirdiler. Sonrasında ise İsveç’teki Uppsala Anlaşmazlık Veri Programı tarafından toplanan savaş kaynaklı ölümlerin bir envanterini oluşturdular. Gelinen ülke ve varılan ülke arasındaki uzaklık, nüfus büyüklüğü, göçmen ağları, kuraklık altındaki ülkelerin siyasi statüleri ve etnik ve dini grupların ayrımı gibi faktörleri modellediler. Bunun sonucunda da iklim koşullarının, daha şiddetli kuraklık kaynaklı şiddetli anlaşmazlıkların bir sonucu olarak göç oranının artmasına neden olduğunu ortaya koydular.

İnsan davranışı ile ilgili bilgileri, siyasi bir düzeyde temellendirmek kolay bir iş değil. Arkeologlar ve iklim bilimciler eski uygarlıkların çöküşünü iklim değişikliği kaynaklı olduğunu vurguluyor olsalar da çoğu durumda kanıtlar eksik ve tesadüfi olabiliyor. Ancak bu konuya dair bir çözüm önerecek uzak geçmişten gelen, çok az veya hiç denecek kadar az tanık bulunuyor. İklim koşulları ve insan tepkisi arasındaki bağlantının, anlaşmazlıkların sık yaşandığı bir dünyada kesinliği de tartışılabilir bir mesele.

Araştırmacılar sistematik olarak çoğu kez, iklim ve şiddet arasında ve iklim ve sivil eşitsizlik koşulları arasında nedensel ilişkiler olduğunu bulmuşlardı.

Bazı araştırmacılara göre ise Suriye’deki çatışma kuraklık ile bağlantılı olabilir, ancak bu görüşü desteklemeyen araştırmacılar da mevcut. Ancak bilim insanları gelecekte yaşanacak iklim değişikliğinin büyük oranlarda göçe neden olabileceği yönünde uyarıyor. Ancak bireysel durumlarda iklimin tek ya da en büyük etken olduğunu saptamak oldukça zor.

Bilim insanları IIASA’nın bulgularının istatiksel verilere dayandığını belirterek konuya dikkat çekiyor. Bu bulgular iklim değişikliğini, göç akışını ve bu iki unsuru birbirine bağlayan, özellikle 2006’dan beri Orta Doğu ve Kuzey Afrika’da yaşanan çatışmaları tanımlıyor.

IIASA “Bulgularımız; kuraklığın yoğunluğunu, silahlı çatışmaları tetikleyen iklim değişikliğini ve özellikle Arap Baharı’ndan etkilenen ülkelerden gelen sığınma taleplerini açıklamada önemli bir rol oynuyor” diyor.