;
Politika

John Kerry: Zengin Ülkeler İklim Konusunda Gelişen Dünyanın Öfkesine Yanıt Vermeli

John Kerry

ABD iklim elçisi John Kerry, 2023’te kayıp ve zarar fonunun ayrıntıları üzerinde çalışılması gerektiğini söyledi.

ABD iklim elçisi John Kerry, gelişmekte olan ülkelerdeki insanların iklim krizinden giderek daha fazla etkilendiği ve zengin ülkelerin acilen bu krize yanıt vermesi gerektiğini söyledi.

“Ada devletleri, savunmasız ülkeler, küçük Afrika ulusları ve dünyadaki diğer bazı ülkeler, emisyonlara çok küçük katkı sundular. Yine de çok yüksek bir bedel ödüyorlar” dedi.

Geçtiğimiz Kasım ayında Mısır’da düzenlenen COP27 BM iklim Zirvesi’nde, iklim felaketinin en şiddetli etkilerinin tazmini anlamına gelen “kayıp ve zarar”, zengin ve yoksul ülkeler arasında yaşanan sert tartışmalar nedeniyle neredeyse raydan çıktı.

ABD, AB, İngiltere ve diğer zengin ülkeler, fonda ne kadar para olacağını veya finansmanın nereden geleceğini belirlemeden yeni bir fon üzerinde anlaştılar.

Kerry, ABD’nin gelişmekte olan ülkelere kayıp ve zarar konusunda yardım etmeye kararlı olduğunu, ancak fonun ayrıntıları üzerine 2023’te daha fazla çalışılması gerektiğini söyledi.

“İfadesiz bir yüzle birinin gözlerinin içine bakıp, zararların ve kayıpların olduğu fikrini nasıl kabul etmezsiniz? Onları dünyanın her yerinde görüyoruz” dedi.

Ancak şunları ekledi: “Kayıp ve zararı nasıl yöneteceğimiz hâlâ tartışmalı. Bu konuda iyi niyetle çalışmamız gerektiğini kabul etmek ise önemliydi.”

COP27’de Kerry, karbon denkleştirmeleri için uluslararası piyasalar önerdi. Özel sektör böylece ek finansman kaynakları sağlayabilir. Bununla birlikte, bu tartışmalar erken bir aşamada ve muhtemelen gergin geçecek.

Gelecek yılın COP28 görüşmeleri, büyük bir petrol üreticisi olan Birleşik Arap Emirlikleri’nde (BAE) yapılacak. Bazıları, petrol lobicilerinin fosil yakıtlardan çıkışı yavaşlatması için fırsatlar yaratabileceğine dair endişelerini dile getirdi.

Şarm El-Şeyh’teki COP27’de 630’dan fazla fosil yakıt lobicisi vardı ve petrol üreten ülkelerden gelen tepkiler, fosil yakıtların aşamalı olarak azaltılması ve sıcaklık artışlarını 1,5 derece ile sınırlamaya yönelik küresel hedefin yeniden teyit edilmesi konusunda daha güçlü kararların alınmasını engelledi.

Kerry bu tür endişeleri reddetti. “Petrol ve gaz üreten bir ulus olan BAE’nin ayağa kalkıp ‘Bu zorluğun üstesinden gelecek bir zirveye liderlik edeceğiz’ deme cesaretinin olması bence ideal” dedi.

“Pek çok düşük karbon teknolojisinde en ileri seviyedeler. Yenilenebilir enerjiye büyük meblağlar yatırdılar. Nükleer, yeşil hidrojen, pil araştırmalarında en ileri seviyedeler. Petrol ekonomisi sonucunda büyük bir servete sahip olan bir ülkenin şimdi yeni enerji ekonomisine yönelmesi gerçekten harika. Bu konuda dürüst bir tartışmanın yeri burası olacak” dedi.

Kerry, bir sonraki zirvede iklim finansmanı konusundaki tartışmaların yanı sıra, emisyonların azaltılmasının ana odak noktası olması gerektiğinde ısrar etti: “Bundan uzaklaşamalı ve emisyonları azaltmalıyız. Aksi takdirde çok daha yüksek düzeyde kayıp ve zarara katkıda bulunacağız” dedi.

Kerry, COP27’de emisyonları azaltma konusunda “topluca yeterli bir odaklanma” olmadığı için “pişman olduğunu” da belirtti. Ancak ülkeler emisyon taahhütlerini yerine getirirlerse, sıcaklık artışını 1,5 derece ile sınırlandırma hedefinin yine de karşılanabileceğini söyledi.

Bazı bilim insanları ve iklim müzakereleri gözlemcisi, COP27’den sonra 1.5 derece hedefine ulaşma şansının elden kaçtığını söyledi. Kerry bu görüşü reddetti, ancak bunun çok daha fazla çaba gerektireceğini kabul etti.