;
COP27 Politika

Greta Thunberg’e Yönelik Şiddetlenen Saldırının Arkasında Ne Var?

greta thunberg

Kadınlara ve dezavantajlı bireylere yönelik ayrımcı söylemler beraberinde Greta Thunberg’i hedef alan saldırıları da getirdi.

YAZI: Erhan ARCA

Greta Thunberg’e saldırılar her ne kadar yeni olmasa da daha aşırı ve komplocu çevreler ile yeniden hareketlenmeye başladı. Sağ görüşlü uzmanlar, yeşil gündemin sadece “tüm kapitalist sistemi” devirmek için bir kılıf olduğunu öne sürerek 19 yaşındaki genci hedef alan yorumlar yayımladılar.

Daha önce iddiaları çürütülmüş olan Talk TV ve Talk Radio sunucusu Julia Hartley Brewer gibi dezenformasyon yayıcılar Greta’yı ekonomik zarar yaratacak “histerik felaket yaratan çevre saçmalıklarına” neden olmakla suçladılar, hatta onu Büyük Sıfırlama gibi komplolar ile ilişkilendirdiler.

Greta, 2 Kasım’da Twitter’dan yaptığı “İklim inkarcıları ve geciktiricileri o kadar çaresiz ve kendilerini o kadar tehdit altında hissediyorlar ki saf yalanlardan ve fantazilerden kendi “alıntılarını” uyduruyolar…” açıklaması ile bu söylemleri reddetti ancak yalan dalgasının önüne geçemedi. Bunun yerine, Greta’nın “yeşil maskesi” ardından kapitalizme karşı bir nefretle hareket ettiğini öne süren Micheal Shellenberger gibi insanların sayısı ikiye katlanırken aşırı sağcı Peter Sweden’ın “Greta Thunberg, Batı kapitalist sistemini devirmek istiyor. Size bunun iklim komünizmi olduğunu söyledim.” tweet’i birkaç gün içinde 28 binden fazla beğeni ve 5500 retweet aldı.

Shellenberger ayrıca yazdığı iki uzun tweet ile Greta’yı yeniden hedef aldı. Global Strategic Communications Network (GSCC) tarafından hazırlanan COP, LOOK, LISTEN’ın bülteninde ortaya koyduğu en çok etkileşim alan tweet serisi, Büyük Sıfırlama komplosu çevresindeki iddiaları ve genç iklim aktivistinin gaza ve kapitalizme karşı “savaşının” Batı Medeniyetine karşı bir nefretten kaynaklandığını öne sürüyordu.

Shellenberger; “kitlesel psikopati”, yiyecek kıtlığı ve enerji krizi gibi ifadeleri, içgüdüsel imgeleme ile birleştirerek suçun bir kısmını Greta’ya tahsis etti. Greta, 2 Kasım’da  Twitter’dan yaptığı açıklama ile kendisinin alıntıları hakkında çıkan yalan haberleri düzeltmeye çabalamış olsa da bu çabaları yok sayan Shellenberger, 5 Kasım’da Substack blogunda bir yazı yayımlarken, iklim aktivistinin “psikopat davranış”, “empati eksikliği” ve “kontrol eksikliği” gösterdiğini iddia eden başka bir tweet paylaştı. İlk tweet tek başına 15 binden fazla beğeni aldı. Kadınları akli dengesi yerinde olmayan veya histerik olmakla suçlayan tavır, kadın düşmanı davranışlarda tarihi bir kinaye konumunda.

Amerikan Psikoloji Derneği’nin 2016’da yayımladığı bir makaleye göre serbest piyasa düzeni savunucuları iklim değişikliğine diğer insanlara oranla daha az inanıyor. Yapılan bir deneyle aynı bilgi kendilerine servis edilen denekler içerisinde kapitalizmi daha çok savunanların iklim krizi hakkında deney sırasında verilen bilgileri diğer deneklere göre daha yanlış hatırladığı gözlemlendi. Deney, kapitalizm taraftarlarının psikolojik mekanizmalarının kendilerine verilen bilgileri yanlış hatırlayarak yaklaşımlarını meşrulaştırmalarına bağlı olduğunu öne sürüyor.

Deneyin araştırmacılarından biri olan Erin P. Hennes “İnsan kaynaklı iklim değişiminin varlığını kabul edersek kapitalist ekonomimizde sorunlar olduğunu da kabul etmeliyiz.” dedi. Ancak IPCC’nin 2021 Ağustos’ta yayımladığı 6. Değerlendirme Raporu; fosil yakıt tüketimi, sorumsuz ve aşırı üretim tüketim, ormanların yok edilmesi, sentetik gübre kullanımı, kontrolsüz nüfus artışı ile artan sera gazlarının iklim krizine en büyük katkıyı verdiğini ve bundan dolayı iklim krizinin kesin olarak insan kaynaklı olduğunu kabul ediyor. Sosyal medyada ve ana akımdaki iklime dair dezenformasyon bu doğrunun herkes tarafından kabul edilmesinin önüne geçiyor ve hem iklim eylemine hem de Greta’nın mücadelesine zarar veriyor.

Haksız olduğu bilimsel olarak kabul edilmiş olan iklim inkarı yine de Greta’ya karşı olan tüm nefreti açıklamıyor. Kimse eleştirilemez değil ancak Greta’ya karşı kamusal alanda yapılan eleştirilerin önemli bir bölümü kadın nefretinin ön plana çıktığı yorumlardan oluşuyor. Birçok sosyal medya kullanıcısının genç iklim aktivistine yönelik cinsel tacizde bulunma isteklerini kamusal alanda ifade etmesi ise endişe verici.