;
Bilim

Et Tüketimi, Beslenme Kaynaklı Karbon Emisyonlarının Tek Sorumlusu Olmayabilir

Japonya’da yapılan bir vaka çalışmasına göre et tüketiminin azaltılmasına yönelik uluslararası beslenme önerileri her zaman emisyon azaltımıyla sonuçlanmıyor.

 Japonya’da gerçekleştirilen ve One Earth’te yayımlanan bir saha çalışmasına göre küresel ölçekte et tüketimi, karbon emisyonlarının tek büyük sorumlusu değil. Şeker ve alkol tüketimi ve sıklıkla dışarda yemek yeme, henüz üzerinde çok fazla durulmayan büyük karbon emisyonu sorumlularından.

İngiliz, Japon ve Norveçli bir grup araştırmacının Japonya’da gerçekleştirdiği araştırma 60 binden fazla hanenin beslenmelerine odaklanıyor. Bu derinlemesine inceleme, karbon ayakizi en yüksek olanların diğerlerine oranla daha fazla et yemediğini ortaya koyuyor.

Karbon emisyonlarının yüksek olduğu hanelerin profilinde balık, sebze, şeker ve alkol tüketimi yüksekken dışarıda da daha fazla yemek yendiği görülüyor. Karbon ayakizi yüksek aileler, düşük ailelere göre alkole üç katı kadar, şekerli gıdaya iki katı kadar ve dışarıda yemeğe iki katı kadar para harcıyor.

Öte yandan araştırmaya göre nüfusun büyük bir çoğunluğunda et tüketimi neredeyse aynı. Ayrıca ilginç bir şekilde emisyonlar, yaş, cinsiyet ve toplam hane geliri gibi diğer sosyal faktörlerle açıklanamıyor.

Araştırmacılar en düşük ve en yüksek karbon ayakizini harcama örüntüleri ile açıklanabileceğini vurguluyorlar. Ancak bu harcama örüntüleri balık, sebze, alkol, şekerleme ve dışarıda yemek yeme gibi beklenmedik yerlerden çıkıyor. Balık ve sebze, kırmızı ete göre düşük emisyonlu alternatifler ancak tüketildiği miktara ve atık üretimine göre iklime olan etkisi değişiyor. Şekerli gıdalar ve alkol tüketimi üretim emisyonlarıyla ilişkilendirilirken dışarıda yemek yemek de pişirme ve ışık kullanımı nedeniyle evde pişirmeye göre daha yüksek karbon emisyonuna neden oluyor.

Araştırma sonuçlarını daha ilginç kılan ise Japonya’da beslenme şekilleri, uluslararası ölçekte iklimle mücadele adına önerilen diyet ile uyumlu. Tipik bir Japon diyeti balık ve sebze ağırlıklıyken kırmızı et az yer alıyor. Ancak bu yine de düşük karbon emisyonlu bir beslenme olduğu anlamına gelmiyor.

Bu veriler, EAT-Lancet Komisyonu’nun et tüketiminin azaltılması üzerine geçtiğimiz yıl yayımladığı rapora karşı çıkıyor. Araştırmacılar emisyon azaltımı politikalarını hedeflerken küresel beslenme şekillerini de göz önünde bulundurmamız gerektiğini belirtiyor. Ancak bu çalışma Japonya’da gerçekleştirilmiş bir saha çalışması ve Japon beslenmesinde kırmızı etin zaten çok da fazla yer almadığı belirtiliyor. Dolayısıyla araştırmada kırmızı etin daha yoğun tüketildiği bir bölge, toplulukla karşılaştırma söz konusu değil.

Araştırmacılar da, et tüketimi azaltımının önemli olmadığını söylemiyor. Kırmızı et tüketiminin azaltılması hâlâ oldukça büyük bir etkiye sahip. Ancak tüm bunlara ek olarak, farklı gıdaların karbon ayakizine daha çok dikkat çekilmesi gerektiğini ve şeker ve alkol gibi lüks ürünlere karbon vergisi uygulanmasının emisyon azaltımında önemli olduğunu söylüyorlar.

Japonya her açıdan oldukça ilginç bir beslenme tarzına sahip. Dolayısıyla bu bulgular diğer ülkeler için de geçerli olacak diye bir şey yok. Ancak bu araştırma, beslenme şekline odaklanan emisyon azaltımı önerilerinin önemli olduğu bir dönemde ulusal beslenme pratiklerinde farklılıklar olabileceğini gösteriyor. Araştırmacılar küresel verilere dayanarak ulusal bir politika yaratmadan önce daha dikkatli olunması gerektiğini vurguluyorlar.