;
Politika

“Dünyanın Harekete Geçmesi İçin Daha Ne Kadar İnsanı Kaybetmeliyiz?”

Madrid’de gerçekleşen COP25’in yedinci gününde Fridays for Future (Gelecek için Cumalar) aktivistleri bir basın konferansı gerçekleştirdi. İsveçli iklim aktivisti Greta Thunberg ve Fridays for Future Almanya’dan Luisa Neubauer’ın kolaylaştırıcılığını gerçekleştirdiği konferansta iklim krizinden en çok etkilenen altı ülkeden öğrenciler konuşma yaptı.

Greta Thunberg ve Luisa Neubauer tarafından yürütülen konferansta daha göz önünde bulunan öğrencilerden ziyade Güney ülkelerinden aktivistlere yoğunlaşıldı.

Açılış konuşmasını gerçekleştiren Greta Thunberg “Medyanın bize çok fazla yer verdiğinin farkındayız. Luisa ve ben, hikayelerini anlatmak isteyenler için medyanın bu ilgisini kullanmamızın ahlaki bir gereklilik olduğunu düşündük. Bu sebeple ben ve Luis bugün konuşmayacağız. Biz oldukça ayrıcalıklıyız ve bizim hikayelerimiz defalarca anlatıldı. Anlatılması gereken bizim hikayemiz değil. Özellikle Güney ülkelerinden yerli topluluklarının hikâyesi. İklim krizi bizi, uzak gelecekte etkileyecek bir şey değil. Şu anda sayısızca insanı etkiliyor. Bu sebeple bu etkinliğe ön ayak olduk” dedi.

Aralarında bir zamanlar ailesinin çiftliği olan ve aşırı hava olayları sebebiyle zorluk yaşayan Ugandalı iklim aktivisti Hilda Nakabuye de bulunuyordu. Nakabuye, gelişmiş ülkelere, şimdiden iklim krizinin etkilerinin hissedildiği Güney ülkelerine karşı sorumluluklarını hatırlattı. “İklim krizinin bir tür çevresel ırkçılık olduğunu düşünmeye başladım. Gücü elinde tutanların eylemleri, sözleri ve kibirleri yüzünden parçalanıyoruz” dedi.

Nakabuye ise konuşmasında “Şu anda derslerimi kaçırıyorum, tıpkı son altı haftada iklim krizine dikkat çekmek için kaçırdığım gibi. İklim krizi nedeniyle okuldan uzak kaldığım ilk zaman değil. Bir keresinde, iklim değişikliği sebebiyle babam okul masraflarımı karşılayamamıştı ve üç hafta okula gidememiştim.

İklim krizinin mağduruyum ve bunu söylemekten utanmıyorum.

Yaşadığım köyde iklim krizi yüzünden aşırı kuvvetli yağışlar ekinlerimizi yok etti. Durmaksızın devam eden kuraklık akarsularımızı kuruttu. Ailem, topraklarımızı ve hayvanlarımızı satmak zorunda kaldı. Ve paramız bittiğinde, bu bir ölüm kalım meselesi haline geldi.

Hayatta olduğum için şanslıyım. Ama bunu kabullenmeyeceğim çünkü her gün insanlar hayatını kaybediyor.

Evim dediğim tek yeri, Dünya’yı, koruma kararı aldım. Ve gezegenimizi kurtarmak için dünya çapından diğer gençlere katıldım. Uykusuz geceler ve durmaksızın devam eden tartışmalarla yolumuza devam ediyoruz. Çünkü bu bizim geleceğimiz” sözlerine yer verdi.

Nakabuye, gelecek nesillerin karşı karşıya olduğu krize vurgu yaparken gelişmiş ülkelerin “kendi yarattıklarını temizlemesi” gerektiğini ancak umursamadıklarını söyledi. Nakabuye, “Dünyanın harekete geçmesi için daha ne kadar insanı kaybetmeliyiz?” diye ekledi.

Şili ve Filipinler gibi gelişmekte olan ülkelerden diğer iklim aktivistleri de ABD gibi emisyon oranları yüksek ülkelerin, gelişmekte olan ülkeler üzerinde yarattığı eşitsizlikleri vurguladı.  “Yerel toplulukları dinlememiz çok önemli, çünkü acı çekiyorlar ve hakları bütün dünya tarafından ihlal ediliyor. Yüzyıllardır doğa ile uyumlu bir şekilde yaşıyorlar” diye ekledi.