;
Politika

Afşin’deki Kömürlü Termik Santralın “ÇED Olumlu Kararı” İptal

Afşin’deki kömürlü termik santral projesine Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından verilen “ÇED Olumlu Kararı” kamu yararı olmaması nedeniyle iptal edildi.

Kahramanmaraş’a bağlı Afşin ilçesinde Afşin Elbistan Elektrik Üretim ve Ticaret A.Ş. tarafından yapılması planlanan Afşin-Elbistan Kömürlü Termik Santral projesine ilişkin “Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Olumlu Kararı” mahkeme tarafından iptal edildi.

Bölge halkı ve yaşam savunucuları tarafından, Haziran 2018’de Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca verilen ÇED Olumlu Kararı’nın iptaline ilişkin dava açılmış, Danıştay tarafından bozulan iptal kararı üzerine Mahkeme tarafından Kasım 2021’de yeni bilirkişi raporu alınmıştı. Söz konusu raporda projede kamu yararı bulunmadığı ortaya koyuldu.

Raporda bölge halkının uzun yıllardır termik santrallardan kaynaklı sorunları bizzat yaşadıkları, proje sahipleri tarafından ifade edilen tedbirlerin çoğunlukla kağıt üzerinde kaldığı, filtre sistemlerinin bahsedildiği gibi çalışıp çalışmayacağının belli olmadığı belirtilmiş ve bunun sonucunda projeye verilen olumlu kararın iptali istenmişti.

Davaya idare yanında müdahil olan Çınar Mühendislik Müşavirlik A.Ş. tarafından yapılan savunmada bilirkişi raporunun jeoloji alanı yönünden yetersiz olması nedeniyle rapora dayanılarak bir karar verilemeyeceği belirtilerek davanın reddi istendi.

Bakanlık Kararı İptal

Kahramanmaraş İdare Mahkemesi tarafından Afşin’de yapılması planlanan Afşin Elbistan Akbayır Köyü’ndeki termik santral projesine verilen ÇED Raporu’nun iptaline karar verildi.

Mahkeme yedi kişiden oluşan bilirkişi heyetinden projenin etkileyeceği arazi, su kaynakları ve bitki örtüsü gibi çevresel etkenlerin incelenmesini talep etti. Söz konusu talep doğrultusunda Kasım 2021’de Mahkeme’ye sunulan bilirkişi raporunda, santral alanında kuru ve sulu tarım arazilerinin, yerleşim yerinin, yolların ve derenin mevcut olduğu bildirilmiş; işlem yapılacak alanın tarım toprakları üzerinde olduğu belirtilmişti. Projenin başlangıç aşamasında tarım toprak kaybının söz konusu olacağının vurgulandığı raporda, üretime sulu koşullarda katkıda bulunabilecek arazilerin de aynı şekilde kayba uğrayacağına yer verildi.

Ayrıca raporda “bacadan yayılan maddelerin, uçucu küller (partiküler madde – PM) olduğu, bu küllerin ve filtrelerde biriken tozların oluşturduğu yığınların, termik santralların yarattığı en önemli sorunlardan biri olduğu, toz ve kül tutmaya yarayan elektrostatik filtreler %95-99 oranında işe yarasa da, bir termik santralın en sık arızalanan ünitelerinin elektrostatik filtreler olması ve arıza süresince üretimin durdurulup durdurulmayacağının belirsiz olması nedeniyle bu ünitelerin işlevselliğinin kuşkulu olduğu” bildirildi.

Öte yandan küllerin ağır metal ve radyoaktif elementlerce kirlenmiş olma olasılığının da olduğu aktarıldı. Ek olarak “bacalardan atılan kükürt ve azot oksitlerin, hakim rüzgarlarla ortalama 2-7 gün içerisinde atmosfere taşındığı, bu zaman süresi içinde bu kirleticilerin, atmosferdeki su partikülleri ve diğer bileşenlerle tepkimeye girerek sülfürik asit ve nitrik asiti oluşturduğu, bunların da yağmur ve kar ile ikinci kez ve daha geniş bir bölgeye etki ettiği, bölgenin arazi yapısı ve hava koşullarına bağlı olarak, bu etkinin yüzlerce kilometreye kadar yayılabilmekte olduğu, asit yağmuru denilen bu olgunun yalnızca canlılar için değil, taş yapıtlar ve eski sanat eserleri için de tehlike oluşturduğu” da ifade edildi.

Bilirkişi raporunda; ayrıca Londra merkezli düşünce kuruluşu Ember Climate’nin araştırmalarına göre; Türkiye’de yeni kurulacak rüzgar ya da güneş enerjisi santrallarında elektrik üretim maliyetlerinin, var olan termik santrallarda ithal kömürle elektrik üretimine nazaran daha az maliyetli olduğu hususundaki tespite yer verildi.

Mahkeme proje alanı içerisindeki tarım arazileri ile tarım arazileri dışında kalan yerlerden sıyrılacak bitkisel toprak kalınlığı konusunda ÇED raporunda verilen rakamların, ilgili alanlardaki AKK (Arazi Kullanım Kabiliyeti) sınıfları ile uyumsuzluklar gösterdiğine karar vererek “ÇED Olumlu Kararı”nın hukuka uygun olmadığı yönünde görüş bildirdi.