;
Ekonomi Politika

“Ekonomik İyileştirme Paketleri Emisyonları Artırmamalı”

Petersburg Diyalogu’nda konuşan dünya liderleri ülkelerin ekonomilerini iyileştirmek üzere yaptıkları planların emisyon artışına neden olmayacak şekilde hayata geçmesini talep etti.

27-28 Nisan’da Berlin’de gerçekleştirilen Petersburg Diyalogu’nda, Almanya Başbakanı Angela Merkel, İngiltere Başbakanı Boris Johnson, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres ve Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’in elçisi Huang Runqiu, COVID-19 ile mücadele kapsamında sağlanan ekonomik iyileştirme programlarının, çevreye ve Paris İklim Değişikliği Anlaşması’na saygılı olması gerektiğini ifade ettiler.

Yaşanan pandemi nedeniyle ilk kez çevrimiçi olarak gerçekleştirilen Petersberg Diyalogu’nda liderler, diğer hükümetleri, ekonomilerini iyileştirmek üzere yaptıkları planların emisyon artışına neden olmayacak şekilde gerçekleştirmeye davet etti. ABD Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi’ne göre, 2020 yılı, kaydedilen en sıcak yıllardan biri, hatta en sıcağı olabilir.

Almanya Başbakanı Angela Merkelkoronavirüs salgınının, uluslararası iş birliğinin önemini ve devletlerin refahının diğer devletlerin refahıyla ilişkili olduğunu gösterdiğini söylerken “Avrupa Birliği (AB) Komisyonu, Avrupa Yeşil Düzeni ile bir yol haritası çizerek geleceğe ışık tutuyor. Avrupa, 2050 yılı itibarıyla iklim nötr hedefine ulaşan ilk kıta haline gelecek. Bu nedenle, 2030 yılına kadar AB’nin seragazı emisyonlarının, 1990’daki seviyelerine kıyasla %50-55 azaltılması hedefini memnuniyetle karşılıyorum” dedi. Merkel,iklim değişikliğine karşı mücadeleyi, yeni ekonomik perspektiflerle ve yeni iş olanaklarıyla destekleyeceklerini açıklayarak, “Fon tahsisi konusunda zor bir tartışmanın bizleri beklediğini belirtmem gerekiyor. Ancak kurtarma programlarının iklimi daima göz önünde bulundurması önem arz ediyor, iklimi ikinci plana atmamalı, iklim dostu teknolojilere yatırım yapmalıyız” diye konuştu.

İngiltere Başbakanı Boris Johnson adına konuşmayı gerçekleştiren İngiltere Dışişleri Bakanı Dominc Raab ise“Bizler başka konuları önceliklendirirken, aşırı hava olayları mola vermiyor. Bu ay Harold Kasırgası’nın Güney Pasifik’te oluşturduğu hasarda gördüğümüz gibi, dünyanın en savunmasız toplumları acı çekmeye devam ediyor. Koronavirüs tehdidi ciddiyetini korusa da bu tehdidin gerilemeye başlayacağı dönem gelecek” dedi.

Ulusların karantina döneminden çıktıklarında, ekonomilerini canlandırmaya başlayacaklarını hatırlatan Raab, “Bu durum gerçekleştiğinde, ekonomilerimizin gelecekte oluşabilecek zorluklara dayanıklı şekilde canlandırıldığını ve inşa edildiğini görmek her sorumlu hükümetin görevi olacak. Bu, iklim değişikliğinin gidişatını değiştirebilecek sanayilere ve altyapılara yatırım yapmak anlamına geliyor. Ekonomilerimizin, her türlü doğa olayına ve doğal sürece dirençli şekilde dayanıklılığını artırmak için elimizden geleni yapmamız gerekiyor. Emisyonları azaltmak ve ekonomimizi büyütmek arasında bir seçim yapma şansımız bulunmuyor. İngiltere bu ikilemin aşılmasına son 10 yıldır destek veriyor” diyerek sözlerini tamamladı.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ise İklim Değişikliği Taraflar Toplantısı başkanlığını üstlenen Şili’nin de aralarında bulunduğu birçok ülkenin Ulusal Katkı Beyanları’nı (NDC) güçlendirdiğini belirtti ve şöyle devam etti: “114 ülke de yakın zamanda beyanlarını sunacağını açıkladı. 121 ülke 2050 yılına kadar karbon nötr olma taahhüdünü verdi. İklim kriziyle mücadele etmenin temelinde, emisyon artışına sebep olanlar yatıyor.G20 ülkelerinin, küresel ekonominin %85’inden fazlasını oluşturduğunu ve küresel emisyonların %80’inden fazlasından sorumlu olduğunu unutmayalım. Bu ülkeler, 2050 yılında karbon nötr olma taahhüdü vermeliler. Paris Anlaşması büyük ölçüde ABD ve Çin’in katılımıyla mümkün oldu. Emisyon artışından sorumlu olanların katkısı olmadan, tüm çabalarımız yetersiz kalacak.”

Çin’in Ekoloji ve Çevre Bakanı Huang Runqiu ise“Çok taraflılığın önemli destekçilerinden olan Çin, Paris Anlaşması’nın tam, dengeli ve etkin şekilde uygulanmasını sağlamak için diğer ülkelerin arasına katılacak. Proaktif iklim değişikliği ulusal stratejimizi uygulamaya koyacağız ve küresel iklim değişikliğini ele almak için iş birliğine katkı sunacağız” dedi.

Az gelişmiş ülkeleri temsilen Butan Dışişleri Bakanı Dr. Tandi Dorji deküresel emisyonlardaki herhangi bir düşüşün, iklim taahhütleriyle desteklenmediği sürece bir anlam ifade etmeyeceğini ve uzun vadeli olmayacağını hatırlatarak “Bu yıl, yüksek emisyona sahip ülkelerin, NDC’lerini sunarken ya da güncellerken mümkün olduğunca iddialı olmaları gerekiyor. Bu durum aynı zamanda Paris Anlaşması uyarınca gerekli adil sorumluluk ilkesini da temsil edecektir” dedi.