;
Ekonomi Politika

Zengin Ülkeler Bonn Müzakerelerindeki Tavırları Nedeniyle “İhanetle” Suçlanıyor

Almanya’daki  iklim müzakerelerinde zengin ülkeler, iklim krizinden doğan hasar için finansman konusunda adım atmayı bir kez daha reddetti.

Gelişmekte olan ülkeler, yüzlerce yıldır daha zengin ülkelerin emisyonlarının neden olduğu iklim değişikliği nedeniyle büyük darbe aldıklarını belirtiyorlar. Kasım ayında dünya liderlerinin katılımıyla gerçekleşecek BM iklim zirvesindeki resmi gündeme tazminat konusunu da eklemeyi planlıyorlardı.

Ancak Almanya’nın Bonn kentinde iki hafta süren müzakerelerde ABD ve Avrupa Birliği ile bu konuda anlaşma sağlayamadılar.

Küçük Ada Devletleri İttifakı (AOSIS) baş müzakerecisi Conrod Hunte toplantının sonunda yaptığı açıklamada, “İklim acil durumu hızla bir felakete dönüşüyor. Yine de bu duvarların içinde süreç gerçeğe ayak uyduramıyor. İlerleme oldukça yavaş” dedi.

Gelişmekte olan ülkeler, iklim değişikliğinin etkileriyle başa çıkmak için paraya ihtiyaçları olduğunu söylüyor çünkü bu krizden daha zengin ülkelere göre daha fazla etkileniyorlar. Bununla birlikte mücadele için daha az mali kapasiteye sahipler.

İklim değişikliğinin, ekonomilerini geliştirirken daha zengin ülkelerin yaydığı karbondan kaynaklandığını savunuyorlar. Bu nedenle Avrupa ve ABD’nin, iklim değişikliği kaynaklı maddi hasarı karşılaması gerektiğini vurguluyorlar.

ABD ve Avrupa ise bu görüşe katılmıyor. Tarihsel emisyonlar için ödeme yapmanın, milyarlarca doları tehlikeye atabileceğinden çekiniyorlar.

Sorun “kayıp ve hasar” olarak adlandırılıyor ve bu müzakerelerde sürekli bir baş ağrısı haline geldi. Geçen yıl Glasgow’da düzenlenen COP26 konferansında, ada devletleri ve gelişmekte olan ülkeler, daha zengin ulusların bu yıl sonunda bir tazminat sürecini başlatacak mekanizmayı kuracaklarına dair vaatlerinin ardından karbon emisyonlarında kesintilere öncelik vermeyi kabul ettiler.

Bu, karşılığını alacağını umdukları bir uzlaşmaydı.

Ancak Bonn’da iki hafta süren tartışmalara rağmen, Kasım ayında Mısır’ın Şarm El-Şeyh kentinde yapılacak COP27 konferansının gündemine bir finansman konusunu alamadılar.

E3G’den Alex Scott, “Uzlaşma, ülkelerin kayıp ve hasar için finansman akışını nasıl sağlayacakları konusunda konuşmaya ve kararlar almaya dayanıyordu. Bunun meyve vermediğini görmedik” dedi.

Özellikle AB ağır eleştirilere maruz kaldı.

Uluslararası İklim Eylem Ağı’ndan Harjeet Singh, “AB, Bonn’daki kayıp ve hasarın finansmanı konusundaki tartışmaları sürekli engelledi.  Son iki hafta, Almanya gibi büyük ülkelerin yeni fosil yakıtları yurtdışından tedarik ederken, iklim kaynaklı fırtınalar ve yükselen denizlerden kaynaklanan yıkımla karşı karşıya kalan gelişmekte olan ülkelere desteği reddetmesiyle ikiyüzlü duruşu ortaya çıktı” dedi.

Dünyanın daha yoksul bölgelerinden birçok katılımcı, iklim değişikliğinin etkilerine ilişkin kendi kişisel tanıklıklarını paylaştı.

Kosta Rikalı bir çevre grubu olan La Ruta del Clima’dan Adriana Vasquez Rodriquez, “Son 25 yıldır zaten kayıp ve zararlarla yaşıyoruz. Evlerini, ürünlerini, hayatlarını kaybeden ailelerimiz var ve bunun bedelini kimse ödemiyor. Kaynaklarımız tükeniyor, borcumuz artıyor” dedi.