Karadam ve Karacahisar Mahalleleri Doğayı ve Doğal Hayatı Koruma Güzelleştirme ve Dayanışma Derneği (KARDOK) avukatı İsmail Hakkı Atal, Akbelen Ormanı’nın yanı başındaki LİMAK-İÇTAŞ Yeniköy Termik Santralı’ının açık maden linyit ocağı tutuşursa Türkiye tarihindeki en büyük çevre felaketinin yaşanabileceğini söyledi.
YAZI: İ. Burak YALÇINYİĞİT
Akbelen Ormanı’nın kömür madenine kurban gitmemesi için mücadele veren İkizköylüler, işler durumda olan açık ocak kömür sahasından yükselen dumanın etkilerini şiddetli bir biçimde hissediyor.
Muğla’nın Milas ilçesine bağlı İkizköy’ün sakinlerinin, bir süredir aralıksız olarak kükürt kokusu aldıkları ve çeşitli rahatsızlıklar yaşadıkları öğrenildi. Bunun sebebi olarak ise köyün neredeyse içinde yer alan açık ocak kömür sahası gösteriliyor. Muğla Çevre Platformu üyesi ve çevre mühendisi Deniz Gümüşel ise, sıcaklıkların önceki senelerde olduğu gibi bu yıl da anormal yüksek derecelerde seyrettiğini hatırlattı. Bunun başlıca sebebinin iklim krizi olduğunu söyleyen Gümüşel, sıcak havaların açık ocak kömür sahalarının zehirleyici etkisini artırdığını belirtti. Buna göre çıkarılan kömürün doğrudan sıcak hava ile temas etmesi ve kömür içinde doğal olarak depolanmış olan metan gazı, bu kömürün sürekli yanar durumda kalmasını sağlıyor. Maden sahası üstünde beliren dumanın özellikle son iki gündür hemen herkes tarafından fark edildiğini bildiren Gümüşel, bölgedeki yaşlıların ilk kez böyle bir kokuyla karşılaştıklarını söylediklerini ve köyün farklı mevkilerinde sabah erken saatlerden itibaren solunum sıkıntısı, geniz yanması, boğaz tahrişi, kusma gibi ortak sorunların yaşanmaya başladığını aktardı. Gümüşel, Milas köylerini çok kötü biçimde etkileyen orman yangınının 5 Ağustos günü Kemerköy Termik Santralı’nın kömür bantlarının 50-60 metrelik bir kısmına sıçramış olmasının da bölgedeki havayı zehirlediğini ve soluk almayı zorlaştırdığını söyledi. Akbelen Ormanı nöbet alanındaki aktivistlerin de kamuoyunda solunum maskesi diye bilinen N95, FFP2 tipi nefes filtrelerine ulaşmaya çalıştığını söyleyen Gümüşel, çok yakın bir zamanda yangın sebebiyle havada oluşan partikül madde seviyesini ölçümleme imkanına sahip olacaklarını ifade etti.
Bölgedeki bir diğer gelişmenin de yangınların öncesinden beri her gün hissedilen ve beklenmedik derecede sıcak esen rüzgarlar olduğu belirtildi. Bununla birlikte sıcaklığın önümüzdeki günlerde artmasının beklendiği rapor ediliyor.
Kemerköy’deki tecrübeden sonra, İkizköy’ün 7 km uzağındaki Yeniköy Termik Santralı’nın orman yangınından korunması için 6 Ağustos günü çok geniş imkanların kullanıma girdiği bildirildi. Gün boyunca sayısız dozer ve kepçe gibi iş makinasının santralın güvenliği için taşındığı görüldü. Bununla birlikte orman yangınının Gürceğiz ve Bayır Mahalleleleri arasında kalan kısmının şimdilik durdurulduğu ve soğutma çalışmaları yapıldığı öğrenildi.
“Harita Muğla’daki üç termik santralın ve açık ocak kömür sahalarının yerlerini gösteriyor. Kemerköy Termik Santralı ile Yeniköy Termik Santralı arasında kalan ve yangından yoğun olarak etkilenen Fesleğen Yaylası, aynı zamanda Yeniköy santralının kömür stok alanının da bulunduğu bölge.”
Karadam ve Karacahisar Mahalleleri Doğayı ve Doğal Hayatı Koruma Güzelleştirme ve Dayanışma Derneği’nin (KARDOK)avukatı İsmail Hakkı Atal ise açık ocak kömür sahası gibi alanların yangın tehdidi altındayken olağanüstü riskler barındırdığına dikkat çekti. Akbelen Ormanı’nın yok edilmemesi için gönüllü olarak mahkeme sürecine dahil olan avukat Atal’ın bir acil durum çağrısı niteliğindeki demeci şöyle: “Koruduğumuz Akbelen Ormanı’nın yanı başında LİMAK-İÇTAŞ Yeniköy Termik Santralı’ının açık maden linyit ocağı var. Eğer bu kömür havzası tutuşursa Türkiye tarihindeki en büyük çevre felaketi olur. Uzmanlar termik santralın kömür yatağının üzerine geçirimsiz toprak örtülmesi gerektiğini belirtiyor. Zihinleri mutasyona uğramış kapitalistler para kaybetmektense doğa ve insanı feda etmeyi tercih ettiğinden bunu yapmayacaklardır. Yeniköy termik santralının yönetimi LİMAK-İÇTAŞ’tan hemen-şimdi-derhal alınmalı, TMMOB danışmanlığında EÜAS tarafından idare edilerek kömür yatağının üzeri geçirimsiz toprakla örtülmelidir.”
