;
Bilim

Yeni Çalışma: İklim Krizi Güneydoğu Avustralya’daki Yangın Riskini Arttırdı

Dünya İklim Atıf Grubu’nun yayımladığı son çalışmaya göre iklim krizi, Güneydoğu Avustralya’daki yangınlara neden olan hava koşullarının oluşmasında büyük bir paya sahip.

Dünya İklim Atıf Grubu (World Weather Attribution-WWA) bünyesindeki iklim bilimcilerinin dün yayımlanan analizine göre, insan kaynaklı iklim değişikliği, 2019 ve 2020’de Güneydoğu Avustralya’da daha önce benzeri görülmemiş yangınları tetikleyen hava koşullarının oluşmasına katkıda bulundu. WWA tarafından kullanılan sistem Şubat ayında çığır açan 10 teknolojik gelişme arasında gösterildi.

Avustralya, Avrupa ve ABD’deki üniversite ve araştırma merkezlerinden gelen araştırmacılar, insan kaynaklı iklim değişikliğinin, Avustralya’nın yangın tetikleyecek aşırı hava koşullarına maruz kalma olasılığını en az %30 oranında arttırdığı bulgusuna ulaştılar ancak kullanılan modeller gözlemlenen sıcaklık eğilimini olduğundan düşük tahmin ettiği için gerçek artış oranı çok daha yüksek olabilir.

İklim Haber'i Telegram'da Takip Edin!İklim Haber'i Linkedin'de Takip Edin!

Prof Dr Geert Jan van Oldenborgh, Hollanda Kraliyet Meteoroloji Enstitüsü’nden (Royal Netherlands Meteorological Institute) Prof Dr Geert Jan van Oldenborgh, “Bu çalışmada, iklim modellerinin söz konusu aşırı hava olayları ve eğilimlerini gerçekçi bir şekilde analiz etmede zorlandığını gördük. İklim modelleri, son birkaç ayda Avustralya’da yaşananlara benzer aşırı yangın risklerindeki artışı, olduğundan daha düşük tahmin ediyor. İklim değişikliğinin etkisi %30’luk bir artıştan kuvvetle muhtemelen daha yüksek, ancak bu alt sınır bile ciddi boyutlarda bir küresel ısınma etkisine işaret ediyor” dedi.

Çalışma, küresel sıcaklıkların 2 derece artması durumunda, 2019-2020 döneminde yaşanan hava koşullarının, insan kaynaklı iklim değişikliği nedeniyle en az dört kat daha yaygın hale geleceğini ortaya çıkardı. Emisyon azaltımına yönelik mevcut uluslararası planlar, küresel ısınmanın bu seviyeyi büyük ölçüde aşacağını gösteriyor.

Atıf çalışması, Güneydoğu Avustralya’nın 2019-2020 yangınlarından en olumsuz etkilenen alanlarına ilişkin Yangın Hava Durumu Endeksi’ni inceledi. Çalışma, küresel ısınmanın 1 derecenin üzerinde olduğu şu anki hava koşulları ile 1900 yılı civarındaki iklim koşullarını gözlemlere ve iklim modellerine dayalı olarak karşılaştırdı.

Araştırmacılar ayrıca, Yangın Hava Durumu Endeksi’nin önemli unsurlarından olan sıcaklık ve meteorolojik kuraklığı (düşük yağış dönemleri) inceledi. Sonuçlara göre, Güneydoğu Avustralya’da Aralık 2019’da görüldüğü gibi bir hafta boyunca devam eden yüksek sıcaklıkların yaşanma olasılığı, iklim üzerindeki insan kaynaklı etkiler nedeniyle en az iki kat arttı. 2019-2020 döneminde Avustralya’da yaşanan sıcaklık dalgaları, 1900 yılı civarında yaşananlara göre şimdi 1-2 derece daha sıcak.

Yeni Güney Galler Üniversitesi’nden Dr. Sophie Lewis (University of New South Wales) ise “İklim değişikliği artık Avustralya tabiatının bir parçası. Aşırı sıcaklıklar, açık bir şekilde insan kaynaklı iklim değişikliğinin etkisiyle artıyor ve bu da yangın koşullarını etkiliyor. Avustralya’daki yangın mevsimlerinin hem uzadığına hem de daha şiddetli hale geldiğine ve aşırı sıcaklıkların bunda rol oynadığına ilişkin kanıtlar bulunuyor” diye konuştu.

Halihazırda tarımsal kuraklığın nedenlerinden biri olan ortalama yağış eğilimlerinin ötesinde, aşırı düşük yağış dönemleri yangın havası bakımından en belirleyici unsurlar. Yıllık aşırı kuru dönemler, Güneydoğu Avustralya’da kısmen daha yaygın hale gelmiş ve söz konusu eğilim doğal hava dalgalanmaları kapsamında değerlendirilebilecek bir aralıkta bulunmasına rağmen, 2019 yılı 1900’den bu yana kaydedilen en kuru yıl oldu. Araştırmacılar, son dönemde görülen rekor düzeyde düşük yıllık yağışlar ve yangın mevsiminin en kuru ayı ile iklim değişikliği arasında doğrudan bir bağ kurmadılar. Ancak düşük su rezervi ve kuru topraklar başta olmak üzere kuraklığın bu çalışmaya dâhil edilmeyen boyutları yüksek sıcaklıklardan etkileniyor, dolayısıyla iklim değişikliği ile bağlantılı.

Oxford Üniversitesi, Çevresel Değişim Enstitüsü’nden (Environmental Change Institute) Dr Friederike Otto “İklim değişikliğinin meydana geldiğini bilmek için bir atıf çalışması yapmamıza gerek yok; atıf çalışmasını insanların yaşadığı yerlerde iklim değişikliğinin ne anlama geldiğini anlamak için yapmamız gerekiyor. Bunun gibi yangınlarla karşı karşıya kaldığımızda, asıl soru iklim değişikliğinin yangınlar üzerinde bir etkisinin olup olmadığı değil, deneyimlemiş olduğumuz şeyi iklim değişikliğinin nasıl etkilediğidir. Bu soruya son bir yanıt vermedik, ancak iklim değişikliğinin aslında yerel düzeyde de çok önemli bir etmen olduğunu ve daha yüksek güvenilirliğe sahip risk verileri sağlayabilmek ve bunlara dayanarak kararlar alabilmek için modellerimizi gerçek hayatta test ederek geliştirmeye devam etmemiz gerektiğini teyit ettik” dedi.

Yangın Hava Durumu Endeksi tarafından 1900 yılından bu yana tanımlanan yangın koşulları, iklim modellerinin öngördüğünden daha hızlı bir şekilde kötüleşti. Daha önce yayımlanan bir araştırma tarafından dünyanın diğer bölgeleri için ortaya konduğu üzere iklim modelleri, sıcaklıktaki artışını olduğundan daha düşük tahmin ediyorlar. Dolayısıyla iklim modelleri, insan kaynaklı iklim değişikliğinin, Avustralya’da böylesine aşırı düzeyde Yangın Hava Durumu Endeksi kaydedilmesi riskini en az %30 oranında artırdığını ileri sürerken, araştırmacılar kendi gözlemsel analizlerine dayanarak gerçek artışın çok daha fazla olabileceği sonucuna ulaştılar.

İklim değişikliği ile Avustralya’daki yangın riski arasındaki diğer bazı bağlantılar çalışmanın kapsamı dışında bırakıldı. Örneğin uzayan yangın mevsimleri aynı zamanda, yangın risk azaltımına yönelik güvenli yakma uygulamaları için elverişli zaman diliminin kısalmasına neden oluyor.