;
Bilim Ekonomi

Ülkeler İklim Krizini Atlatmak için Birlikte Çalışmalı

Yeni bir araştırmaya göre, Paris Anlaşması uyarınca ülkelere getirilen ulusal karbon kotaları iklim hedeflerini gerçekleştirmeye yeterli olmuyor. Uzmanlara göre bunun yerine, kotaların ticaretine izin veren ve ülkelerin işbirliği yapabileceği bir sistem getirilmeli.

Haber: Hayley Dunning

Çeviri: Çisil Sevinç

Paris Anlaşması CO2 emisyonları için ulusal kotalar koysa da, yeni bir araştırmaya göre CO2 salımı acilen durdurulmalı.

Paris Anlaşması, bu yüzyıldaki küresel sıcaklık artışını sanayi öncesi seviyelerden en fazla 2 derece veya daha fazla çabayla 1.5 derece artacak şekilde sınırlandırmayı hedefliyor.

Bu hedeflere ulaşılabilmesi için yenilenebilir enerji kaynakları kullanımının artırılması, yeniden ağaçlandırma, karbon yakalama ve depolama gibi yöntemlerle karbondioksit salımının azaltılması yönünde hafifletmelere gidilmesi şart.

Uluslararası bir araştırma ekibinin yürüttüğü ve Nature Climate Change adlı dergide dün (8 Haziran) yayımlanan araştırmada, Paris Anlaşması hedeflerine ulaşılabilmek için CO2 azaltma kotalarının bir ülkenin yalnızca kendi yükümlülüklerini yerine getireceği şekilde koyulmaması gerektiği ifadesi yer aldı.

Sınır Ötesi İşbirliği

Londra Emperyal Üniversitesi, Girona Üniversitesi, Zürih Federal Teknoloji Enstitüsü ve Cambridge Üniversitesi’nden oluşan ekip, CO2 salımının adil ve eşit bir şekilde durdurulduğundan emin olmak için ülkelerin derhal beraber çalışmaya başlaması gerektiğini söyledi.

İşbirliği içerisindeki bu çalışma, kotaların nasıl adil bir şekilde dağıtılacağına karar verilmesini ve yükümlülüklerini tek başına yerine getiremeyen ülkelerin CO2 salımını durdurmak için daha fazla kapasitesi olan ülkelerle ticaret yapabildikleri bir sistem tasarlamayı gerektiriyor.

Araştırma yazarlarından Dr Niall Mac Dowell, “Emisyonlarımızı azaltmak için yeterince çaba sarf etmediğimizden dolayı, iklim hedeflerine ulaşılabilmesi için karbondioksit salımının durdurulması muhakkak gerekli. Her iki adımın da atılması gerekiyor ancak CO2 salımını büyük ölçüde azaltmaya başlamadığımız sürece çok daha fazlasını yapmamız gerekecek. Kotaların adil bir şekilde dağıtılmasının ve bu kotaların sınır ötesi işbirliğiyle nasıl uygulanacağının belirlenmesi için ülkelerin birbiriyle temasa geçmesi gerekiyor. En iyi sonucu almak için beraber çalışmalıyız” şeklinde konuştu.

Cambridge Üniversitesi’nden Dr David Reiner, “Birleşik Krallık ve Fransa gibi seragazı emisyonlarını azaltmaya odaklanan ülkeler net sıfır hedeflerini bağlayıcı hale getirmeye başladılar ancak negatif emisyon ve karbondioksit salımının durdurulması konularında başarılı olabilmek adına daha fazla çaba sarf edilmesi gerekiyor” yorumunda bulundu.

Kotaların Dağıtılması

Müzakerelerdeki en kritik unsurlardan biri, kotaların farklı ülkelere dağıtımında en adil yolu belirlemek olacak. Daha önceki kotaları belirlemek için bir ülkenin ödeme kabiliyetine ve salım yaptığı CO2 miktarına bakmak gibi birden çok metot sıkça kullanıldı.

Ekip birkaç farklı yöntemi model alarak bunları Avrupa genelinde uyguladı. Araştırmacıların kullandığı kotalar oldukça değişkenlik gösterse de, varılan sonuçlar benzerlik gösterdi: Yalnızca birkaç ülke kendi kaynaklarını kullanarak bu kotaları yerine getirebildi.

Zürih Federal Teknoloji Enstitüsü’nden Dr Ángel Galán-Martín, “CO2 salımının durdurulması için getirilen kotaların dağıtılması, ülkeleri gelecekteki ulusal taahhütlerini yerine getirebilme konusunda teşvik edeceğinden şu anda kördüğüm noktasına gelinen durumu düzeltebilir” dedi.

CO2 salımının durdurulması birçok yolla sağlanabilir. Yeniden ağaçlandırma, atmosferdeki CO2’yi emmek için doğal bir yöntem olarak kullanılabilir ancak ağacın büyüyüp tam kapasitesine ulaşması zaman alan bir süreç.

Karbon yakalama ve depolama (CCS), CO2’yi atmosferden alır ve yeraltı jeolojik yapılarında depolar. CCS süreci genellikle fosil yakıt santrallarına bağlanarak CO2’yi atmosfere ulaşamadan yakalamak için kullanılır. Bunun yanı sıra, yakıt için mahsul yakılması amacıyla biyoenerji ile birlikte de kullanılabilir.

Bu sistemler, hem enerji santrallarından salınan CO2’yi yakalıyor ve hem de atmosferdeki CO2 salımını durduran mahsullere fayda sağlıyor.

Sürecin Başlaması

 Öte yandan, her ülkenin CO2 salımını durdurma stratejilerini yerine getirebilme kapasitesi değişkenlik gösteriyor.

Örneğin, Lüksemburg gibi küçük ancak zengin ülkelere ağır bir CO2 durdurma yükü bindirilebilir ancak bu tarz ülkelerin büyük ölçekli CCS uygulamak için yeterli jeolojik kapasitesi olmadığı gibi yeterli sayıda ağaç dikecek alanı da bulunmuyor.

Araştırmacılar bu gibi sebeplerden dolayı kotalar belirlendikten sonra bir kota ticareti sistemi getirilebileceğini önerdi. Bir örnek verilecek olursa, Birleşik Krallık’ın Kuzey Denizi’ndeki jeolojik yapılar sayesinde CCS için bol miktarda alanı bulunuyor. Ülke kapasitesinin bir miktarını diğer ülkelere satabilir.

Sistemin oturması için biraz süre gerekli olsa da, uzmanlara göre ülkeler bu süreci acilen başlatmalı.

Girona Üniversitesi’nden Dr Carlos Pozo konuşmasını, “Dünyanın 2050 yılına kadar salım yaptığı miktarda CO2’yi çekerek karbon nötr olması gerekiyor. Bunun için bir CO2 durdurma endüstrisi geliştirilmeli. Bu süreç, ülkelerin sorumluluklarını yerine getirebilmek ve herhangi bir kotayı doldurabilmek için gerekli kapasiteye sahip olabilmesi için derhal başlatılmalı. Uygulamaya konabilecek teknolojik çözümler mevcut. İklim hedeflerimizi gerçekleştirmek adına ciddi adımlar atabilmemiz için uluslararası anlaşmaların süreçleri başlatması gerekiyor” dedi.

Haberin aslına buradan ulaşabilirsiniz.