;
Ekonomi Politika

Türkiye’deki Kömür Sahaları Güneş Panelleri ile Donatılarak 6,9 Milyon Hanenin Elektrik İhtiyacı Karşılanabilir

Barbaros Kayan / Europe Beyond Coal

Yeni bir rapora göre 22 kömürlü termik santrala kömür sağlayan kömür sahalarına 13.189 MW kurulu gücünde güneş enerji santralı kurulabilir.

İklim krizi ile mücadele ve enerji bağımsızlığı için bir an önce elektrik üretiminden kömürü çıkararak yenilenebilir enerji payını artırması gereken Türkiye’nin önünde büyük bir fırsat var: Kömür sahaları.

“Kömür Sahalarının Güneş Potansiyeli” raporuna göre kömürlü termik santrallara kömür sağlayan açık maden ocakları güneş panelleri ile donatılırsa 6,9 milyon hanenin yıllık elektrik ihtiyacı karşılanabilir.

Kömürlü termik santrallara bağlı çalışan açık madencilik sahaları, hem kapladıkları alan itibarıyla güneş santralı kurulumuna elverişli, hem de trafo merkezleri ve iletim hatlarına halihazırda bağlantılı olduklarından güneş enerjisi dönüşümünde maliyet avantajına sahip.

Türkiye, net sıfır hedefine ulaşmak için 2030 yılına kadar kademeli kömürden çıkış planını bir an önce hazırlamalı; ekosistemi ve yerel halkın taleplerini önceliklendirerek kömür sahalarındaki güneş potansiyelini değerlendirmeli.

Kömürün Ötesinde Avrupa (Europe Beyond Coal), Avrupa İklim Eylem Ağı (CAN Europe), Greenpeace Akdeniz, WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı), İklim Değişikliği Politika ve Araştırma Derneği, 350.org, Ekosfer ve Yuva Derneği için Solar3GW tarafından hazırlanan raporda, Türkiye’de açık madencilik yapılan kömür sahalarında hayata geçirilebilecek güneş enerjisi kurulu gücüne ve elektrik üretim potansiyeline dair bir ön analiz yapıldı.

Çalışma kapsamında, toplam kurulu gücü 10.495 MW olan 22 kömürlü termik santrala kömür sağlayan açık maden ocağı hesaplamaya dahil edildi.

Saha alanları şöyle: Çan, Çan 2, Bolu-Göynük, Kangal, Seyitömer, Çayırhan, Orhaneli, Çatalağzı, Soma-B, Soma, Soma-Kolin, Polat1, Tufanbeyli, Tunçbilek, Yatağan, Yeniköy, Yeniköy-Kemerköy, Çumra Termik, Çumra, Afşin-Elbistan A, Afşin Elbistan B, Silopi

Raporun ana çıktıları ve öneriler şöyle:

  • 22 kömürlü termik santrala kömür sağlayan kömür sahalarına 13.189 MW kurulu gücünde güneş enerji santralı kurulabilir. Bu, Türkiye’nin şu anki güneş kurulu gücünün (7815 MW) %170 artması demek.
  • Bu kurulu güçten üretilecek 19.079 GWh elektrik, 6,9 milyon hanenin yıllık elektrik ihtiyacını karşılayabilir.
  • Yenilenebilir güneş enerjisi sayesinde yıllık 12,4 milyon ton CO2 emisyonunun önüne geçilebilir.
  • Bu yüksek güneş potansiyeli değerlendirilirken madencilikle bozulan arazilerin doğaya yeniden kazandırılmasının mümkün olup olmadığı mevzuata uygun biçimde tespit edilmeli ve yerel halkın mülkiyet hakkı korunarak kararlara katılımı sağlanmalı.
  • Türkiye taraf olduğu Paris Anlaşması’nın küresel sıcaklık artışlarını 1,5 derece ile sınırlama hedefine uygun olarak kömürden çıkış stratejisi oluşturmalı, mevcut kömürlü termik santraller için kapanma programı belirlenmeli.

Kömürün Ötesinde Avrupa (Europe Beyond Coal) Kampanyacısı Duygu Kutluay, küresel sıcaklık artışlarını 1,5 derece ile sınırlandırmak için en hızlı ve önemli adımın kömürden çıkış olduğunu vurguladı ve şöyle devam etti: “Avrupa’da 23 ülke ya elektrik üretimlerinde kömürü çıkardı ya da kömürden çıkış kararıyla kendilerine bir yol haritası hazırladı. Bu süreçte kullanılmaz haldeki eski kömür sahalarının güneş santrallarına çevrildiği örneklere giderek daha fazla rastlıyoruz. Raporumuzun  da ortaya koyduğu gibi Türkiye’de de kademeli kömürden çıkış planı kapsamında tekrar ekosistemlere kazandırılamayacak kömür sahaları, yenilenebilir enerjiye geçişte önemli bir fırsat yaratabilir. Ülkemizin en büyük hazinesi doğal alanlarını enerji üretimine feda etmek yerine, kömür sahalarından uygun olanların kullanılabilmesi için gerekli planların yapılması gerekiyor.”

Greenpeace Akdeniz İklim ve Enerji Proje Sorumlusu Onur Akgül ise açık kömür madencilik yapılan sahaların güneş enerjisi teknolojisine bırakılması ile kısa süreler içinde enerji sektörünün emisyonlarının düşeceğini söylerken, “Önemli ölçüde düşük maliyetlerle bu gerçekleştirebilir. Bu süreçte, kömürden uzaklaşmayla halk sağlığında kaydedilecek hızlı iyileşme ve yeni doğal alan tahribatının önüne geçilecek olması ise diğer kazanımlar. 2030’a kadar  kömürden çıkmak Türkiye için hayal değil” dedi.