AB Komisyonu’nun iklim eyleminden sorumlu Başkan Yardımcısı Frans Timmermans, Avrupa Yeşil Düzeni’nin, COVID-19 öncesine göre, ekonominin yeniden başlatılmasına yardımcı olması nedeniyle “daha mantıklı” olduğunu söyledi.
Haber: Frédéric Simon
Çeviri: S. Sena Akkoç
Geçtiğimiz gün (1 Eylül) yaptığı konuşmada Frans Timmermans, Brüksel’in bu ay yeni iklim hedefi önerilerinde bulunacağını doğruladı ve amacın, AB’nin 2030 hedeflerini 2050 yılına kadar uzun vadeli iklim nötr olma hedefiyle uyumlu hale getirmek olduğunu söyledi.
Timmermans, “Çok yakında 2030 için yeni emisyon hedefleri önereceğiz” dedi ve bir bina yenileme dalgası ve açık deniz enerji stratejisinin de dahil olduğu, sonbaharda çıkacak olan bir dizi yeni politika önerisini duyurdu.
Teklife, AB’nin seragazı emisyonlarını %40’tan 2030’a kadar 1990 seviyelerinin %50-55 altına düşürmenin maliyet ve faydalarını değerlendiren ayrıntılı bir ekonomik analiz eşlik edecek.
Bu maliyet-fayda analizi veya AB jargonuyla “etki değerlendirmesi”, ekonominin COVID-19 krizi yüzünden durgunluğa girdiği bir zamanda iklim eyleminin maliyeti konusunda ihtiyatlı olan AB ülkeleri tarafından merakla bekleniyor.
Temmuz ayında altı doğu AB ülkesinden oluşan bir grup, kömür gibi kirletici endüstrilere büyük ölçüde bağımlı olan bölgeler için çıkacak ekstra maliyetler konusunda bir mektubu Komisyona gönderdi.
Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Polonya, Romanya ve Slovakya çevre bakanları, “Etki değerlendirmesi, her şeyden önce, gerçekçi olmalı” dedi.
Altı bakan, 13 Temmuz tarihli mektupta, “Yakında bitmeyecek olan küresel bir salgın yaşıyoruz ve başka salgınlar da gelebilir. Bu her zaman yaşanan bir durum değil; dolayısıyla etki değerlendirilmesi de her zamanki gibi olmamalı” diye yazdı.
Ancak Timmermans bu iddiaları geri püskürtüyor gibi görünüyor. Timmermans, gittikçe sıklaşan ve ekonomiye ağır zarar veren fırtınalara, sellere ve sıcak hava dalgalarına atıfta bulunarak, “İklim eyleminin maliyeti yüksek olabilir, ancak eylemsizliğin maliyetinin yanında küçücük kalıyor” dedi.
“Yeşil Düzen, Avrupa’nın yeni büyüme stratejisi” diyen başkan yardımcısı, AB yönetiminin ekonomik büyüme ve çevre politikalarının “el ele gittiği” şeklindeki yeni mantrasını tekrarladı.
Timmermans, AB liderlerinin Temmuz ayında kabul ettiği kurtarma planıyla, Avrupa’nın ekonomiyi yeniden başlatmak için 1,8 trilyon euroya sahip olacağını hatırlattı ve bu miktarın %30’unun iklim eylemine ayrılacağını söyledi.
Timmermans, paranın “sorumlu bir şekilde” harcanması gerektiği konusunda ısrar ederek, harcanacak paranın bu borcu geri ödemesi gereken “gelecek nesillerden ödünç alınacağını” söyledi.
Komisyonun başkan yardımcısı, “Geçmişimiz yerine geleceğe harcamak, ahlaki bir zorunluluk ve ekonomik bir sağduyu meselesi. Bu sadece kötü bir ekonomi: Yakın gelecekte değiştirmek için tekrar paraya ihtiyacınız olacağını bildiğiniz halde neden her şeyi olduğu gibi tutmak için para harcayacaksınız ki” dedi ve COVID-19 sonrası borçlarla dolu bir dünyada artık yeni para bulunamayacağı için bunun “savurgan ve sorumsuz” bir davranış olacağı konusunda uyardı.
Timmermans, “Elbette para, krizin acil önceliklerine de harcanacak. Mali krizden sonra paranın geleceğin sektörlerine yatırım yapmak yerine mevcut durumu korumak için harcanması tuzağından kaçınmalıyız” dedi.
Ardından, AB’nin yeni 2030 hedefine ilişkin etki değerlendirmesinin perdesini araladı ve “Temel değerlendirmeden öne çıkan bir şey var: Hedef, %50 ila 55 aralığında artırılabilir ve sürdürülebilir ekonomik büyümenin temelini oluşturabilir. Özellikle şu an iddiamızı artırmamız mantıklı. Şu an buna gücümüz yetmediği için beklememiz, gelecekte de bunu karşılayamamamıza neden olabilir. Sağlam durmalı ve bunu en baştan yapmalıyız. Baskı arttıkça, yakında zayıflayacak olan bir karbon ekonomisine para harcama eğilimine direnmeye devam etmeliyiz” dedi.
