;
Politika

Muğla Adalet Kervanı Yolculuğunu Tamamladı: “Kömürün Alternatifi Var, Suyun Yok”

Muğla Adalet Kervanı

Muğla Adalet Kervanı Yeniköy Kemerköy Termik Santralı önünde yaptığı açıklamada, Türkiye’nin elektrik ihtiyacı için kömüre ihtiyacı olmadığını vurgularken, termik santral kaynaklı su krizine dikkat çekti.

KARDOK Derneği, Muğla Çevre Platformu, Ekoloji Birliği ve İklim Adaleti Koalisyonu tarafından 20 Ekim’de Datça’da bir basın açıklaması ile başlatılan Muğla Adalet Kervanı, dokuz gün boyunca Muğla’nın çeşitli ilçelerinde gösterdiği faaliyetlerin ardından dün Akbelen’de tamamlandı. Cumhuriyetimizin 100. yılını kutladığımız 29 Ekim’de Muğla’nın çeşitli beldelerinden gelen insanlar Akbelen’de buluştu ve Yeniköy Termik Santralı’nın önüne gitti. Güvenlik görevlilerinin açıklama yapılmasına karşı çıkmaya çalışmalarına rağmen eylemciler alanın kamuya ait olduğunu ısrarla belirterek açıklamalarını santralın önünde gerçekleştirdi.

KARDOK Derneği, Muğla Çevre Platformu, Ekoloji Birliği ve İklim Adaleti Koalisyonu örgütlerinin imzası bulunan basın açıklamasını, kervan eyleminin ardından Esra Işık ve Derya Lim yaptı. “Güzergahımız boyunca uğradığımız her yerde talebimizi tüm Muğlalılar ile adalet talebimizi birlikte haykırdık” diye başladığı konuşmasında Işık, Muğla’daki 3 termik santralın faaliyet gösterebilmesi için yerel halkın ve canlılığın büyük bedeller ödediğini aktardı. 1996 yılında Yeniköy ve Kemerköy Santrallarının çevreye verdikleri zarar nedeniyle haklarında mahkeme tarafından kapatılma kararı verildiğini hatırlatan Işık, yargı kararının uygulanması adına çağrıda bulundu.

“Adalet İstiyoruz”

Akbelen Ormanı’nı koruma mücadelesi sürecinde santralları çalıştıran şirketlerin devlet kurumlarını ve mahkemeleri yanına aldığını belirten Işık, “Hakikat ortada. Kapatma kararı uygulansaydı Akbelen Ormanı kesilmeyecekti” dedi. Kervan yolculuğunu sürdürürken Bodrum’a su veren barajların kapatıldığı haberini aldıklarını söyleyen yaşam savunucusu, barajlardaki suyun bitme sebebi olarak ise termik santralların tribünlerini soğutmak için şirketlerin hiçbir ücret ödemeden kullandıkları su olduğunu öne sürdü ve Yeniköy Termik Santralı’nın bedavaya aldığı 14 milyon ton içilebilir suyu bir yılda tek başına tükettiğini ekledi.

Muğla’daki üç santralın Türkiye’nin kurulu üretim kapasitesinin yalnızca %1.6’sına, üretilen elektriğin ise %3.3’üne karşılık geldiğini ifade ederek konuşmasına başlayan Derya Lim, ülkedeki kurulu enerji üretim kapasitesinin üretilen ekektrikten iki kat fazla olduğunu ve Türkiye’deki tüm termik santrallar kapatılsa dahi ülkenin elektriksiz kalmayacağını ifade etti. Santralların yarattığı ekolojik yıkıma değinen Lim, “İklim krizinin yol açtığı felaketlerle baş etmeye çalışırken, Paris İklim Anlaşması’na imza atmış bir ülke olarak zaten kömürlü termik santralları kapatmak için eylem planları yapmak gerekiyorken kömürün alternatifi var, suyun yok” diye konuştu.

Basın açıklamasının ardından eylemciler İkizköy’ün Karadam Mahallesine giderek kömür sahası ile yaratılan yıkım manzarasını inceledi. Burada çocukluk çağlarında köyde geçirdikleri mutlu yaşantıyı anlatan Nejla Işık, kömür sahalarının yaşam alanlarını yok etmesiyle bu anıların da yitirildiğini dile getirdi.

Son olarak Akbelen Nöbet Alanına giden eylemciler kervanın diğer duraklarında yaptıkları gibi burada da bir forum gerçekleştirdiler. Forumda, kervan etkinliğine katılan gönüllüler halkla yaptıkları görüşmeleri ve deneyimleri aktardı. Söz alan konuşmacılar geçtikleri köy ve ilçelerde görüştükleri yurttaşların termik santrallar nedeniyle tarımsal verimin düşmesi, kanser, kalp-damar ve solunum yolu hastalıklarının yaygınlığı, kanser nedeniyle ülke ortalamasının çok üzerindeki ölüm oranları, susuzluk hakkında şikayetleri olduğunu aktardılar. Bunun yanı sıra termik santralda çalışan işçilerin de sağlıksız iş koşullarında çalışmak istememelerine karşın başka iş imkanı olmadığı için santralda çalıştıkları ve  şikayetçi oldukları paylaşıldı.