;
Politika

Mısır’ın COP27’de Sivil Toplum Eylemlerini Engellemesi Zirveye Darbe Vurabilir

Uzmanlar ve insan hakları aktivistleri, sert Kahire rejiminin COP27’deki herhangi bir sivil toplum eylemini bastıracağından endişeliler.

Gelecek yıl Mısır’ın Şarm El-Şeyh kentinde COP27’ye ev sahipliği yapma planlarıyla ilgili endişeler artıyor.

Uzmanlar ve insan hakları aktivistleri, Observer’a sivil toplum gruplarının zirveyi protesto etme yeteneğinin Mısır’ın otoriter rejimi tarafından kısıtlanarak yaklaşık 200 ülkeden liderler ve bakanlar üzerindeki baskıyı azaltacağından korktuklarını söylediler.

Guardian’da yer alan habere göre, Glasgow’daki COP26 zirvesi, seragazı emisyonlarını azaltma konusunda ilerleme sağladı, ancak zirvede ortaya konan ulusal karbon hedefleri, 1.5 derece hedefinin yakalanmasında güçsüz bir destek sağladı. Bunu kabul eden ülkeler, gelecek Kasım ayında yapılması planlanan bir sonraki yıllık iklim “taraflar konferansı”ndan önce hedeflerini gözden geçirmeyi kabul ettiler.

Mısır, COP27’nin bir sonraki yerinin Afrika’da olması gerektiği beklentisine uygun olarak zirveye ev sahipliği yapacak. Ancak Mısır seçimi endişelere yol açtı. Mısır Cumhurbaşkanı Abdel Fatah al-Sisi, 2013’te askeri darbeyle iktidara geldiğinden bu yana, Mısır’ın modern tarihinde sivil haklara yönelik en geniş ve en derin baskıyı gerçekleştirdi. Politikacılar, sosyal medyada yorum yapan kişiler ve hatta Kahire metrosundaki fiyat artışını protesto eden küçük gruplar terör suçlamalarıyla gözaltına alındı ​​ve hapsedildi.

Washington merkezli bir düşünce kuruluşu olan Tahrir Orta Doğu Politikası Enstitüsü’nden Timothy Kaldas, “Bence hem Mısır’ın siyasi ortamı hem de konferanslara ev sahipliği yapma konusundaki özel geçmişi, endişelenecek çok şey olduğunu gösteriyor. Protestolar fiilen yasa dışı ilan edildi ve birçok insan, hükümet izni olmadan –ki izin almak neredeyse imkansız, protestoya katıldıkları için hapsedildi.”

Kaldas, Afrika İnsan ve Halkların Hakları Komisyonu’nun iki yıl önce Şarm El-Şeyh’te düzenlediği 64. oturuma katıldıkları sırada aktivistlere yönelik yıldırma, gözetleme ve bazı durumlarda fiziksel tacize dikkat çekti. “COP’u küresel güneyde gerçekleştirmek hayati derecede önemli olsa da, daha uygun birçok ev sahibi var ve gerçek şu ki, küresel güneyden gelen ve pasaportun sağladığı korumaya sahip olmayan sivil toplum tacize karşı daha savunmasız” dedi.

İsminin açıklanmasını istemeyen Mısırlı bir çevre aktivisti, Mısır’ın bir sonraki COP’a ev sahipliği yapmasının, aktivistler tarafından yaratılacak olan baskıyı ortadan kaldırabileceğini söyledi.

Aktivist, Mısır’ın neredeyse 10 yıldır sokak protestolarını yasaklamasının ve siyasi örgütlenmenin bastırılmasının sonucu olarak, Mısır’ı COP için ziyaret eden sivil toplum aktörlerinin ve muhtemel protestocuların, Mısırlı aktivistleri tehlikeye atma riski nedeniyle, yerel örgütlerle bağlantı kuramayacaklarını söyledi ve ekledi: “Mısır hükümeti tarafından doğrudan veya dolaylı olarak onaylanmadıkça bunun yaşanması tehlikeli sonuçlar doğurabilir.”

Ancak bazı uluslararası gözlemciler, zirvenin konumunun, savunmasız ülkelerden Çin, Hindistan ve Rusya gibi büyük gelişmekte olan ekonomilere kadar emisyon azaltma hedeflerini sıkılaştırma çağrılarına ivme kazandırması gerektiğine inanıyor.

London School of Economics’teki Grantham Enstitüsü’nün politika direktörü Bob Ward şunları söyledi: “Mısır, Afrika COP’u olması gereken COP27 için özellikle uygun bir ev sahibi olacak. İklim finansmanı, uyum, kayıp ve hasar konularının tümü öncelikler listesinde üst sıralarda yer almalı ve bunların tümü, iklim değişikliğinin etkilerine karşı en savunmasız insanların çoğuna ev sahipliği yapan Afrika için özel önem taşıyor.”

Chatham House düşünce kuruluşunda araştırma direktörü olan Bernice Lee de gelişmekte olan ülke endişelerine daha fazla vurgu yapılması çağrısında bulundu: “Bunun sadece Mısır’da değil, Afrika’da da gerçekleşen küresel bir olay olduğu gerçeğine odaklanmalıyız ve Glasgow’da verilen sözlerin çoğunun Afrika gibi gelişmekte olan bölgeleri etkileyeceğinden, iklim konusunda farklı Afrikalı paydaşları dahil etmek için altın bir fırsat olarak görmeliyiz.”

Bununla birlikte, şu anda Washington’daki İlerici Politika Enstitüsü’nden Paul Bledsoe, Mısır’ın emisyon kesintilerini artırma konusunda isteksiz olan ülkelere yeterli baskıyı yapıp yapmayacağını sorguladı: “Mısır’ın Rusya gibi tarihi müttefiklerinden ve Çin gibi daha yeni fon sağlayıcılardan daha büyük iklim vaatleri almaya istekli olup olmayacağı henüz belli değil.”