;
Bilim Politika

Michael Mansfield QC: Et Tüketimi Bir Doğa Katliamı Sayılmalıdır

Britanya’nın en önemli hukukçularından Michael Mansfield soykırım ve insanlığa karşı işlenen diğer suçlar gibi et tüketiminin de çevre katliamı (ecocide) kapsamında suç sayılabileceğini söyledi.  

Britanya’nın en önemli hukukçularından Michael Mansfield QC* hükümetlerin, doğayı yasal olmayan bir şekilde yok etmesine karşı daha sıkı yasal düzenlemelerin yapılması gerektiğine inanıyor ve gelecekte et tüketiminin de yasaklanabileceğini söylüyor.

Mansfield, bir zamanlar, kapalı alanda sigara içmek gibi, olağan sayılan durumların artık yasaklandığını söylüyor. Mansfield, et tüketiminin bir doğa katliamı olarak sayılması önerisini Pazartesi günü gerçekleşen İşçi Partisi konferansında açıkladı.

Mansfield, “Biliyoruz ki dünyadaki en büyük 3000 şirket, et ve süt ürünleri üretimiyle gezegene 1.5 trilyon poundluk (10.7 trilyon lira) zarar veriyor. Biliyoruz çünkü Birleşmiş Milletler söyledi. Et tüketiminin gezegene verdiği zarara baktığımızda gelecekte bir gün etin yasaklanacağı fikri akıl almaz değil” dedi.

Her Yıl 7.1 Gigaton Seragazı Salımı

Tarım, dünya çapındaki ormansızlaştırma çalışmalarında %80’lik bir dilimi işgal ediyor. Mevcut küresel seragazı emisyonlarının %25’i tarımdan; %25’in %80’i de et üretimi için hayvan yetiştiriciliğinden kaynaklanıyor.

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) verilerine göre hayvan yemi için yetiştirilen soya, mısır gibi ürünler; su kullanımı, ormansızlaştırma, etin taşınması ve ihracatında kullanılan petrol gibi bütün süreçler, insan kaynaklı seragazı salımlarının %18’inden sorumlu.

Yine FAO’nun verilerine göre hayvancılık küresel olarak her yıl 7.1 gigaton (1 gigaton = 1.000.000.000 ton)  karbondioksit salımına sebep oluyor. Bu oran da insan kaynaklı seragazı emisyonlarının %14.5’i demek.

Ayrıca endüstriyel hayvancılık gübre ve hayvan yemlerinin toplanması için gereken makinelerin üretimi için fosil yakıtlara bağımlı bir sektör.

ABD, Minnesota’da Tarım ve Ticaret Politikaları Enstitüsü’nün, İspanya’da küçük çiftçilere destek amaçlı kâr amacı gütmeyen bir kuruluş olan GRAIN ile Nisan 2017’de en büyük 35 et ve süt şirketlerine dair gerçekleştirdiği bir araştırmada 2050 yılında, artan nüfus da göz önünde bulunduruluğunda, et ve süt ürünleri şirketlerinin çevreye vereceği kirlilik ve zararın fosil yakıt şirketlerini geçebileceği yer alıyor. Raporda ayrıca 2050 yılında seragazı emisyonlarının %80’inin et üretiminden kaynaklanacağı yer alıyor.

Mansfield ayrıca, hayvancılığın biyoçeşitlilik ve iklim değişikliğine olan zararının ele alınacağı İşçi Partisi’nin konferansındaki Vegan Now kampanyasının uluslararası açılışında bir konuşma gerçekleştirdi.

Kırmızı Et Seragazı Emisyon Oranı En Yüksek Gıda

Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC) Ağustos ayında yayımlanan “İklim Değişikliği ve Arazi Özel Raporu’na” göre yem üretimi için ormansızlaştırılan alan ve hayvanların sebep olduğu metan emisyonu nedeniyle, kırmızı et seragazı emisyon oranı en yüksek gıda. Rapor, bu sebeple daha çok sebze, tahıl, meyve ve kuruyemişin tüketildiği bir beslenme şekline küresel olarak geçilmesi gerektiğinin altını çiziyor.

Lancet dergisi ve Eat Platformu’nun oluşturduğu ve 40’a yakın bilim insanının birlikte gerçekleştirdiği uluslararası bir çalışma, hem küresel ısınmayı durdurmayı amaçlayan hem de daha sağlıklı olan ilk küresel çaplı “gezegen diyeti”ni yayımlamıştı. Bu beslenme biçimi özellikle Avrupa ülkeleri ve Amerika kıtasında kırmızı etin ve şekerin tüketiminde ciddi azaltımlar gerektiriyor. Endüstriyel et üretimi aşırı miktardaki et tüketimimizi mümkün kılıyor; ancak bu şekilde devam edersek artan nüfusu doyurmak da, yaşanabilir bir dünya da mümkün olmayacak. Üretim modellerini değiştirdiğimiz gibi tüketim biçimimizi de acilen değiştirmemiz gerekiyor.

*Queens Council: Britanya’da Kraliçe’nin doğrudan atadığı hukukçulara verilen unvan.