;
Bilim

Küresel Isınma Kültür Balıklarını Tehlikeye Atıyor

Küresel ısınmayla birlikte kültür balıklarının hastalığa yakalanma ve ölüm oranları arttı. Bu artış, özellikle gıda güvenliği tehlikede olan ve protein kaynağı olarak kültür balığı tüketen gelişmekte olan ülkeleri tehdit ediyor. 

Haber: Louise Boyle

Çeviri: Çisil Sevinç

Alanda ilk kez yapılan bir çalışmaya göre küresel ısınmadan dolayı kültür balıklarındaki hastalık riski artmaya başladı.

Araştırmacılar, okyanus ve temiz su sıcaklıklarındaki artışın bakteriler için elverişli bir ortam oluşturduğunu ve böylece balık yetiştiricilerinin hastalıklarla mücadele etmek için daha fazla antimikrobik ilaç kullandığını ortaya çıkardı.

Ancak antimikrobik ilaçların büyük çoğunluğu, balık çiftliklerinde yaşayan ve ilaca dirençli bakteri miktarında artışa sebep oluyor.

Çalışmada yer alan mikrobiyolog Samira Sarter, Su kültüründeki dirençli bakteriler, direnç genlerini insanlara hastalık bulaştıran dirençsiz bakterilere yayabilir ve bu yüzden hem hayvanlarda hem de insanlarda tedavi edilmesi zor hastalıklar oluşabilir” dedi.

Geçen hafta Nature Communications’da yayımlanan rapor, Fransa’daki Montpellier Üniversitesi’ne bağlı Evrim Bilimleri Enstitüsü araştırmacıları tarafından hazırlandı.

Çoklu antibiyotik direnci dizinini çıkarmayı hedefleyen araştırmacılar, 40 ülkenin su kültüründe bulunan 11.000 bakteri hakkında yazılmış 400’ü aşkın bilimsel makaleyi analiz etti.

Bu analiz sonucunda, düşük ve orta gelirli ülkelerin yüksek antimikrobik direnç (AMR) seviyelerine sahip olduğu ortaya çıktı.

Araştırma aynı zamanda enfekte olan su hayvanlarının yükselen sıcaklıklarda daha yüksek ölüm riski taşıdığını da tespit etti.

İklim değişikliği karşısında en savunmasız olan ülkeler muhtemelen en yüksek AMR riskini taşıyor ve bu da yalnızca su kültürü sektörünü değil, aynı zamanda insan sağlığını da etkiliyor. Bu olumsuz etkiler, acilen eyleme geçilmesi gerektiğinin altını çiziyor.

Antibiyotik kullanımını minimuma indirmek ve sistem direncini artırmak için sürdürülebilir çözümlere ihtiyaç var.

Dünya Sağlık Örgütü’ne (DSÖ) göre, bakteri, mantar, virüs ve parazit gibi mikroorganizmalar antimikrobik ilaçlara dirençli hale geldiklerinde sıklıkla per böcekler” olarak adlandırılıyorlar.

Dirençli enfeksiyonlar, çiftçilerin balık ve kabuklu deniz ürünleri yetiştirdiği su kültürü endüstrisini büyük oranda etkiliyor.

Su kültürü endüstrisi dünya çapında tüketilen balık ve deniz ürünlerinin yarısının tedarikini  sağlıyor ve özellikle gelişmekte olan ülkelerde yaşan insanlar için hayati bir protein kaynağı oluşturuyor.

Küresel nüfusta 2050 yılına kadar 2 milyarlık bir artış bekleniyor. Gıda güvenliği, iklim değişikliği sonucu daha fazla kuraklık, sel ve orman yangınına maruz kalan ülkelerde en büyük mücadelelerden biri olacak.

BM’ye bağlı Gıda ve Tarım Örgütü’ne göre, 2016 yılında 37 ülke doğal olarak avlanmış balık yerine kültür balıkçılığını tercih etti.

Dünya Bankası’nın 2014 yılına ait bir raporunda ise, 2030 yılına kadar küresel olarak tüketilen balık ürünlerinin %62’sinin çiftlik üretimi olacağı tahmin ediliyor.

DSÖ’ye göre, dünyada gerçekleşen yıllık ölümlerin yaklaşık olarak 700 bini antimikrobik dirençle bağlantılı. Bu miktarın gelecek 35 yıl içerisinde yıllık 10 milyon ölüme neden olacağı tahmin ediliyor.

Sağlık riski sadece balık yetiştiriciliği için değil aynı zamanda tarım için de geçerli.Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezleri’ne (CDC) göre, bilinen 10 bulaşıcı hastalıktan altısı hayvanlardan insanlara bulaşabilir.

Araştırmacılar, balık çiftliklerine derhal antibiyotik yerine kullanılacak alternatif çözümler getirilmesi gerektiği konusunda uyarıyor. Çözümlerden biri, balıklardaki hastalık bağışıklığını artırmak için belirli bitki çeşitlerinin kullanılması olabilir.

Çalışmada yer alan bir başka öneri ise, ekinler ve hayvan yetiştiriciliğinden dönen sular ile lağım suyunun su kaynaklarına girmesinin önlenmesi için daha iyi bir arazi yönetimi geliştirilmesi.

Haberin aslına buradan ulaşabilirsiniz.