;
Ekonomi Politika

Krizlerden Doğan “Kusursuz Fırtına” Adaletsizlikleri Daha da Derinleştiriyor

BM Genel Sekreteri, ülkeler arasındaki derin adaletsizliğin kabul edilemez ve tehlikeli olduğunu söylüyor.

BM Genel Sekreteri António Guterres, insanlığın kuzey ve güney arasındaki eşitsizlikleri derinleştiren “akılalmaz bir fırtınayla” karşı karşıya kaldığını söyledi. Bu ayrışma “ahlaken kabul edilemez” olduğu gibi halihazırda çatışmaları barındıran bir dünyada barış için oldukça tehlikeli.

Ukraynadaki savaş sonrasında ortaya çıkan küresel gıda, enerji ve finansal krizler halihazırda pandemiden ve iklim krizinden sersemlemiş ülkelere bir darbe daha indirdi. Guterres’e göre gelişmiş ve gelişmemiş ülkeler arasında sağlanmış olan bütünlük tersine dönmüş durumda: “Eşitsizlikler ülkelerin kendi içinde zaten büyüyor, fakat şimdi kuzey ve güney arasında ahlaki olarak kabul edilemez bir biçimde de büyüyorlar ve bu durum barış ve güvenlik için çok tehlikeli olabilecek bir durum yaratıyor.”

Memleketi Lizbon’da gerçekleşen BM Okyanus Konferansında Guardian’a konuşan Guterres, en büyük endişesinin küresel sorunların yoksul ile varsıl arasındaki farkı açması olduğunu söyledi: “Endişe verici olan şu ki inanılmaz bir kargaşanın içinde yaşıyoruz. Bütün bu krizler dramatik bir biçimde artmakta olan eşitsizlikleri ve halihazırda aciz durumda yaşıyan toplumların durumunu daha da kötüleştiriyor.”

Bu ayın başlarında BM Dünya Gıda Programı başkanı, küresel gıda fiyatları yükselirken, Rusya ve Ukrayna’dan gelen buğdaya bağımlı düzinelerce ülkeyi protestolar, isyanlar ve siyasi şiddet riski konusunda uyardı.

Guterres’e göre, dünyanın yüz yüze olduğu bütün krizlerin arasında en hayati olanı iklim krizi: “Ukrayna savaşı iklim krizini gündemden aldı ve aksiyon alma süremizi daha da uzattı. İklim krizini tekrardan kolektif ajandamızın en önemli konusu haline gtirmeliyiz.”

Geçtiğimiz Kasım’da Glasgow’da gerçekleşen COP26 BM İklim Konferansı’nda temel sorun emisyonların nasıl azaltılacağı sorusunun yeterince tartışılmamış olmasıydı. Guterres bu sorunun görmezden gelinmeye devam ettiğini belirtti: “1.5 derece ısınmanın altında kalabilmek için 2010’a kıyasla emisyonların 2030’a gelindiğinde %45 oranında azaltılacağı konusunda anlaşılmıştı. Fakat yanlış yönde ilerliyoruz. 1.5 derece hedefini ayakta uyuyarak kaçırmak üzereyiz. Bir şeyler yapılıyor fakat yapılanlar hem çok küçük hem de çok geç. 1.5 derece hedefini canlı tutmak istiyorsak çok büyük bir kararlılığa ihtiyacımız var. Hem de hemen.”

Bütün göstergeler, iklim krizinin etkilerinin birkaç sene öncenin en kötü senaryolarından daha önde gittiğini gösteriyor.

AB ülkelerinin Rusya’dan gaz almama kararından sonra kömüre geri dönüşü sorulduğunda Guterres “Kömür iklim eylemine karşı en büyük düşmanımız” dedi.

BM Genel Sekreteri, Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) ülkelerinden kömürden 2030’a kadar diğer ülkelerden de 2040’a kadar tamamen çıkmalarını talep etti: “Umarım kömüre dönüş kararları uzun vaadeli olmaz.”

Almanya, Rus gazına aşırı derecede bağımlı olan bir ülke. Rusya’ya uygulanan yaptırımlardan ötürü gaz kaynaklarını korumak için bazı kömür santrallarını tekrar aktif hale getirebileceğini söyledi. Fransa da Ukrayna’daki durumdan sonra bazı santrallarını açabileceğinin sinyallerini verdi.

Guterres, bu savaşın fosil yakıtlara olan bağımlılığımızı gözler önüne serdiğini vurguladı: “Bu dramatik etkileri- artan enerji ve gıda fiyatları- yaratan fosil yakıt piyasasının dengesizliği. Gelişmekte olan bir çok ülkeyi inanılmaz güç ekonomik durumlara soktu. Eğer dünya yenilenebilir enerjiye yatırım yapmış olsaydı şu an bambaşka bir durumda olurduk. Geçmişten dersler çıkarılmalı.”