İstanbul’un artan trafik sorununu hafifletmek ve iklim değişikliğiyle mücadele amacıyla Eminönü ve Kadıköy’ün belli bölgelerine araçla giriş ücretli olacak. Prof. Dr. Ayşe Uyduranoğlu ise, sistemin dikkatli ve özenli tasarlandığı takdirde iklim değişikliği ve trafik sıkışıklığı ile mücadeleye katkısının yanı sıra, aralarında yaşlılar ve kadınların da bulunduğu kırılgan gruplara çok daha iyi bir toplu taşıma hizmeti sunarak toplumun refahını da artıracağını söyledi.
İstanbul’un trafik sorununa çözüm bulmak ve iklim değişikliği ile mücadele etmek için “İstanbul Sürdürülebilir Kentsel Ulaşım Planı (SKUP)” kapsamında hazırlanan uygulamalar hayata geçiriliyor. Planın bir parçası olan “Trafik Sıkışıklığı Fiyatlandırması” ile araç sahipleri, belirli bölgeler için giriş ücreti ödeyecek. İlk uygulama alanı olarak Eminönü seçildi, ardından Kadıköy pilot projeye dâhil edilecek.
Plan kapsamında, trafik sıkışıklığını azaltmak için birçok yenilikçi çözüm hedefleniyor. Zirve saatlerde yoğunluğun 2030’da %10,1, 2040’ta ise %12,8 azalması öngörülüyor. “Düşük Salım Bölgeleri (DSB)” uygulaması ile çevreye daha fazla zarar veren araçlardan ekstra ücret alınacak. Deniz ulaşımı ve otobüs öncelikli şeritler gibi çevre dostu düzenlemeler artırılacak.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, planın Türkiye’nin ilk sürdürülebilir kentsel ulaşım planı olduğunu ve çevreci ulaşımı teşvik edecek çözümler içerdiğini belirtti.
Eminönü ve Kadıköy Pilot Bölgeler Seçildi
Pilot uygulama olarak seçilen Eminönü, yaklaşık 6 kilometrekarelik bir alanda sisteme dâhil edilecek. Ardından, Kadıköy’ün Moda bölgesi uygulamaya katılacak. Düşük Salım Bölgeleri ile çevreye zarar veren araçlar için daha yüksek bir ücret talep edilecek, çevre dostu araçlar ise düşük tarife avantajından faydalanabilecek.
İstanbul Bilgi Üniversitesi Ekonomi Bölümü’nden Prof. Dr. Ayşe Uyduranoğlu, İklim Haber’e yaptığı açıklamada, trafik sıkışıklığı ile mücadele edebilmek için uygulanacak politikalardan birinin, ilk defa Nobel ödüllü ekonomist William S. Vickrey önerilen, sonraki yıllarda da ekonomistler tarafından etkin bir araç olarak kabul edilen ve savunulan trafik sıkışıklığının ücretlendirilmesi olduğunu söyledi. Bu politikanın, dünyada ilk defa 1975 yılında Singapur’da uygulandığını hatırlatan Prof. Dr. Uyduranoğlu, “Başarılı sonuçlar alınması ile sistem geliştirilerek, Singapur’un daimi bir trafik politikası haline geldi. Singapur’dan sonra Avrupa’da da bazı şehirlerde trafik sıkışıklığı ile mücadele etmek için uygulanmaya başladı. Milano, Stockholm ve Londra bu şehirlerden bazıları. Dünyanın çeşitli şehirlerindeki bu uygulamalardan elde edilen sonuçlar, uygulamanın etkin bir araç olduğunu gösteriyor” dedi.
Uygulama ile beraber trafik sıkışıklığında %10-40 arasında bir düşüş, toplu taşımacılık kullanımında ise %5-15 arasında bir artış kaydedildiğini aktaran bilim insanı, trafik sıkışıklığındaki azalma ve trafik akışının artması sonucunda hava kirliğinde de azalma gözlemlendiğini belirtti. Bu sistemin bir diğer önemli faydasının ise, toplu taşımacılık sisteminin iyileştirilmesinde kullanılabilecek kaynak sağlaması olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Uyduranoğlu, “Londra ve Stockholm’de elde edilen gelirin bir kısmı ya da tamamı toplu taşımacılığı daha iyi hale getirmek için kullanılıyor ve böylece özellikle toplu taşımacılığı tercih eden düşük gelirlilerin, kadınların ve yaşlıların refahında artış sağlanıyor” diye konuştu.
“Uygulamadan Elde Edilen Veriler Düzenli Olarak Kamuoyu ile Paylaşılmalı”
Diğer taraftan, bu politikayı uygulamak isteyen bazı şehirlerde yapılan referandumlarda uygulamaya karşı çıkıldığını ve bu nedenle hayata geçirilemediğini aktaran bilim insanı, toplum tarafından “hayır” denmesinin nedenleri arasında ücretlendirme politikasına karşı olan ön yargı (politika yapıcılarının bu sorunu bir mazeret olarak kullanıp, başka amaçlar için gelir sağlamak istemesi), sistemin karışık tasarlanması ve toplum tarafından anlaşılamaması gibi noktaların öne çıktığına dikkat çekti: “Diğer bazı nedenler arasında ise, düşük gelirlilerin olumsuz etkilenmesi ve özel arabalardan toplu taşımaya kayan talebin karşılanmasında arzın yetersiz kalması bulunuyor.”
Prof. Dr. Ayşe Uyduranoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin, bu uygulamanın toplum tarafından destek görmesi için pilot uygulamayı tasarlarken dikkat etmesi gereken hususları ise şu şekilde özetledi:
- Uygulama ilk etapta çok basit ve anlaşılır şekilde tasarlanmalı ve ücretler günlük trafik sıkışıklığa göre farklılık göstermek yerine sabit olmalı.
- Uygulamadan elde edilen veriler, özellikle hava kirliliğindeki azalma iletişim kanalları aracılığı ile topluma düzenli olarak rapor edilmeli. Aynı şekilde trafik sıkışıklığındaki azalmanın da rapor edilmesi.
- Elde edilen ücretin büyük kısmı toplu taşımacılığın iyileştirilmesi ve özel arabalardan kayan talebi karşılayacak şekilde kullanılmalı.
- Hava kirliliğindeki azalmaya bağlı olarak sağlık sorunlarındaki azalmanın tespitinin yapılması ve verinin yine toplum ile paylaşılması. Hatta mümkünse, sağlık harcamalarında elde edilen tasarrufun da toplum ile paylaşılması.
- Özel araç paylaşımı yapılıyorsa buna göre bu araçların muaf olması ya da daha düşük ücret uygulanması
- Zaman içinde elde edilen verilere dayanarak ve teknolojinin de yardımı ile dinamik ücretlendirme politikasına geçilmesi, trafiğin farklı saatlere kaymasını önlemek için sabah erken saatlerde başlayan ve gece geç saatlerde biten bir uygulamanın ya da 24 saati kapsayacak bir uygulamanın geliştirilmesi.
- Enerji harcamalarından sağlanan tasarrufa ilişkin verilerinde toplum ile paylaşılması.