;
Bilim Politika

IPCC ve IPBES’in İlk Ortak Raporu: İklim ve Biyolojik Çeşitlilik Birlikte Ele Alınmalı

Yeni yayımlanan bir rapor, liderleri iklim değişikliği ve biyolojik çeşitlilik kaybıyla birlikte mücadele etmeye çağırıyor. Rapora göre doğa, iklim değişikliğini azaltmaya yardımcı olmak için etkili yollar sunuyor; fakat bu çözümler ancak insan kaynaklı emisyonların tamamında büyük ölçekli seragazı azaltımları üzerine inşa edilirse etkili olabilir.

Biyolojik Çeşitlilik ve Ekosistem Hizmetleri Bilim-Politika Platformu (IPBES) ve Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) ortak sponsorlu bir biyolojik çeşitlilik ve iklim değişikliği çalıştay raporunu yayımladı. İki hükümetlerarası kuruluş arasındaki bu ilk iş birliği, liderleri iklim değişikliği ve biyolojik çeşitlilik kaybıyla birlikte mücadele etmeye çağırıyor ve bu birbirine bağlı iki krizi çözmek için seçenekler sunuyor.

Dünyanın önde gelen 50 biyolojik çeşitlilik ve iklim uzmanı tarafından yayımlanan rapor, önceki politikaların biyolojik çeşitlilik kaybı ve iklim değişikliğini birbirinden bağımsız olarak de ele aldığını ortaya koyuyor. Çalıştay raporu, biyoçeşitlilik kaybını azaltarak ve iklim değişikliği ile mücadele ederek ilerlemenin, faydaları en üst düzeye çıkarma ve küresel kalkınma hedeflerine ulaşma fırsatı sunduğunu savunuyor.

Raporda yer alan önemli istatistiklerden bazıları şu şekilde:

• Dünyadaki tüm karaların %77’si ve tüm okyanus alanının %87’si insan faaliyetlerinin doğrudan etkileriyle değişikliğe uğradı.

• Yaşanabilir bir iklim, kendi kendini idame ettiren biyolojik çeşitlilik ve iyi bir yaşam kalitesi sağlamak için gerekli olan korunan alan miktarı, okyanus ve kara yüzey alanlarının %30 ila 50’si arasında değişmektedir.

• 37 ülkede uygulanan 12.983 listelenmiş biyolojik çeşitlilik denkleştirme faaliyeti (offset) var, ancak bunların yalnızca üçte biri “net kayıp olmaması” ilkesini karşılıyor.

• Küresel olarak, üretim öncesi ve sonrası faaliyetler dahil edildiğinde, gıda sisteminin toplam net insan kaynaklı seragazı emisyonlarının %21-37’sinden sorumlu olduğu tahmin ediliyor.

 İnsanların yaşadığı/değiştirdiği alanlarda doğal habitatın %20’sini korumak veya restore etmek, küresel iklim ve biyolojik çeşitlilik hedeflerine katkıda bulunurken, aynı zamanda doğa temelli çözümler ve diğer ekosistem temelli yaklaşımlar yoluyla birden fazla fayda sağlayabilir.

Seragazı Azaltımı Kilit Noktada

Rapora göre doğa, iklim değişikliğini azaltmaya yardımcı olmak için etkili yollar sunuyor; fakat bu çözümler ancak insan kaynaklı emisyonların tamamında büyük ölçekli seragazı azaltımları üzerine inşa edilirse etkili olabilir.

IPCC Bilimsel Yönlendirme komitesi Eş Başkanı Prof.Hans-OttoPörtner, “Kanıtlar açık: insanlar ve doğa için sürdürülebilir bir küresel gelecek hâlâ ulaşılabilir, ancak daha önce hiç denenmemiş, iddialı emisyon azaltımlarına dayanan hızlı ve geniş kapsamlı eylemlerle dönüştürücü bir değişim gerektiriyor. İklim ve biyolojik çeşitlilik arasında, birini elde etmek için diğerinden vazgeçmeyi kaçınılmaz bırakan koşulları çözmek, doğayla ilgili bireysel ve ortak değerlerin ciddi şekilde toplu değişimini gerektirecek. Yalnızca GSYİH büyümesine dayalı ekonomik ilerleme anlayışından uzaklaşarak, biyofiziksel ve sosyal sınırları aşmadan insani gelişmeyi, iyi bir yaşam kalitesi için doğanın çoklu değerleriyle dengeleyen bir anlayışa geçmek gibi değişimleri gerektirecektir” diyor.

Raporun yazarları, doğanın iklim değişikliğini azaltmaya yardımcı olmak için etkili yollar sunarken, bu çözümlerin ancak insan kaynaklı tüm seragazı emisyonlarında iddialı azaltım önlemleri üzerine inşa edildiğinde etkili olabileceğini vurguluyor.

Çalıştay raporu aşağıdaki önerileri içeriyor:

• Karada ve okyanuslarda karbon ve tür açısından zengin ekosistemlerin kaybı ve bozulması durdurulmalı

• Karbon ve tür açısından zengin ekosistemler restore edilmeli

• Sürdürülebilir tarım ve ormancılık uygulamaları artırılmalı

• Biyolojik çeşitliliğe zararlı yerel ve ulusal faaliyetleri destekleyen sübvansiyonlar ortadan kaldırılmalı

• İklime uyum ve inovasyonla yürütülen ve desteklenen güçlü koruma eylemleri geliştirilmeli

• Koruma programlarının ve politikalarının çok işlevli olması sağlanmalı; yalnızca doğanın birkaç unsuruna odaklanmak yerine kara, tatlı su ve okyanus alanları el alınmalı. Bu girişimler aynı zamanda yerel topluluklara fayda sağlamalı

• Doğaya dayalı çözümler, karbon denkleştirme (offset) amaçlı kullanıldığı durumlarda, ancak katı koşullara ve istisnalara tabi olarak uygulandığında etkilidirler ve diğer sektörlerde azaltma eylemlerini geciktirmek için kullanılamazlar. Bu, artan iklim değişikliği ve etkileri dikkate alındığında, doğaya dayalı çözümlerin daha az etkili olacağı için özellikle önemlidir.

Büyük Ölçekli Değişim İhtiyacı

IPBES Başkanı Ana María Hernández Salgar, “Karalar ve okyanuslar zaten çok şey yapıyor – insan kaynaklı CO2 emisyonlarının neredeyse %50’sini emiyor – ancak doğa her şeyi yapamaz. İklimimizi dengeye kavuşturmak, biyolojik çeşitlilik kaybını durdurmak ve istediğimiz sürdürülebilir geleceğe giden bir yol çizmek için toplumun tüm kesimlerinde ve ekonomimizde dönüştürücü değişime ihtiyaç var. Bu aynı zamanda her iki krizi de birbirini tamamlayıcı şekilde birlikte ele almamızı gerektirecek” diyor.

Raporun yazarları aynı zamanda aşağıdaki iklim azaltım ve uyum önlemlerinin biyolojik çeşitlilik için zararlı olacağını belirtiyorlar:

• Çok geniş arazilerdeki monokültürlerde biyoenerji bitkileri dikmek

• Tarihsel olarak orman olmayan ekosistemlere ağaç dikme ve monokültürlerle yeniden ağaçlandırma

• Kuraklık baskılarına yanıt olarak tarım amaçlı sulama kapasitesinin artırılması

• İklim değişikliğinin ile mücadeleye yönelik tek bir bakış açısına odaklanan önlemler