;
Bilim Ekonomi Politika

İklim Gündemi: Mart Kapıdan Baktırdı, Nisan Bilinmezlerle Dolu

Yazı: Barış Doğru, İklimhaber.org ve EKOIQ Yayın Yönetmeni

Mart ayı Türkiye’de beklenmedik bir Paris Anlaşması gündemine sahne oldu. Ülkü Ocakları tarafından yayımlanan iklim değişikliği analizi ve Meral Akşener’den Paris çıkışı ve Greta selamı, iklim değişikliğinin ve yeşil dönüşümün beklenmedik mahallelerde bile dikkat çektiğini gösteriyor.

Medya tarafından siyaset cephesinden gelen adımlar kadar dikkate alınmamış olsa da, TÜSİAD’nın “Paris Anlaşması Onaylansın” talebi iş dünyasının da yeşil gündeme tutunmaya başladığının önemli bir göstergesi.

TÜSİAD’ın “2021’in Türkiye’nin Paris iklim anlaşmasını onayladığı bir yıl olmasını, Paris İklim Anlaşması’nın tüm taraflar için öngörülebilir bir çerçeve çizecek bir yol haritasına vesile olmasını diliyoruz” demesi bile tek başına büyük anlam ediyor. Ancak, şeytan detaylarda gizli; bu çıkış ile TÜSİAD yıllardır çoğu zaman devlet ile birlikte savunduğu “özel koşullar” pozisyonunu terk etmiş ve Paris Anlaşması’nı kamuoyu karşısında savunmaya başlamış oldu.

İş dünyasında TÜSİAD’ın çıkışı dışında da ilginç gelişmeler yaşandı. Garanti Türkiye “kömürü finanse etmeyeceğiz” diyerek bunu açık açık dile getiren ilk banka oldu. Ancak açıklamada yer alan, “Mevcut portföyümüzdeki kömür faaliyetlerine ilişkin riskimizi de en geç 2040 yılına kadar sıfırlayarak bu sektörden tamamen çıkacağız. Kömür santralları ve madenleriyle ilgili yeni yatırımları finanse etmeyeceğiz” notu da akla daha 19 yıl kömürü finanse etmenin ne kadar mantıklı olduğu sorusunu getiriyor. Tabii ki çekilme uzun sürebilir ama 2040 bunun için oldukça geç bir tarih olarak duruyor.

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) da “Türkiye Paris’e ne kadar uzak” diye bir bilgi notu yayımlayarak Paris Anlaşması ile ilgili kritik sorulara Türkiye çerçevesinden yanıtlar veriyor.(1)

Beklenen ama yeni de sevindiren bu ani çıkışlar, Türkiye’nin Paris’i onaylamaya hiç de uzak olmadığı anlamına gelebilir. ABD’nin yeni başkanı Biden 22-23 Nisan’da yapacağı ve ülkelerden yeni ulusal emisyon taahhütleri toplamayı planladığı İklim Zirvesi’ne Türkiye’yi de davet etti. Yani hükümetin beklediği telefon “iklim” için çaldı. Türkiye’nin bu çağrı karşısında nasıl bir açıklama yapacağını tahmin etmek zor ancak hem içerde hem de dışarıda iklim diplomasisin giderek ısındığı aşikâr. Ayrıca Türkiye’deki yurttaşlar da, muhalefet partileri de, iş dünyası da, belediye başkanları da Paris’i ve iklim eylemini her geçen gün daha fazla dert ediyor, dert ettiğini gösteriyor. Paris’in onayından kaçış yok gibi…

Bu arada, Türkiye 2019 emisyon verilerini, beklenmedik şekilde 1 ay önce yayımladı. TÜİK açıklamasına göre “Türkiye’de toplam seragazı emisyonu 2019’da bir önceki yıla göre %3,1 azalarak 506,1 milyon ton karbondioksit (CO2) eşdeğeri oldu.” Bu düşüşün kaynakları ciddi biçimde ele alınmalı.

Türkiye Seragazı Emisyonlarda 2017’de Pik Yaptı (mı)?

İki nokta, önemli; yine en büyük sıkıntı fosil yakıtlarda; enerji toplam emisyonların %7’sinden sorumlu. Verileri rahatlıkla, “Türkiye seragazı emisyonlarda 2017 yılında pik yaptı” şeklinde okuyabiliriz. Türkiye’nin seragazı emisyonları 2017 yılından beri sürekli azalıyor. Ayrıca aynı şekilde CO2 emisyonlarının 2020 yılında pandemi yüzünden de azalmaya devam ettiğini (Emisyon hesap bildirimleri iki yıl geriden geldiği için elimizde bir veri yok) ve 2021 yılında da aynı şekilde devam edeceğini öngörebiliriz. Bu durumda Türkiye 526 milyon ton CO2 seviyesinde pik yapmış görünüyor. En azından 2017 yılındaki emisyon seviyelerine 2025 yılına kadar geri gelmememiz pek de mümkün görülmüyor. Bunda ekonomik krizin de önemli bir payı olduğu açık.

Meclis’te Bölünmüş Yollu, Viyadüklü İklim Toplantısı

Şubat ayının son günlerinde kurulan TBMM İklim Değişikliği ve Kuraklık Araştırma Komisyonu, Orman ve Su İşleri eski Bakanı Veysel Eroğlu başkanlığında toplandı. Toplantıdaki tartışmalar ise Türkiye’deki iklim gündeminin en azından meclis düzeyinde dünyanın geri kalanından çok uzakta olduğunu gösterdi. İklim eyleminin, bölünmüş yollar, doğalgaz ve viyadükler üzerinden tartışılması eleştirilere yol açarken, komisyon iklim değişikliği ve kuraklık konusundaki uzman akademisyenleri davet etme ve dinleme kararı aldı.

Biden İklim Prömiyerini Bu Ay Yapacak

Biden’ın İklim Liderler Zirvesi Türkiye’de olduğu gibi dünyanın birçok yerinde de taşları yerinden oynatacağa benziyor. Biden, Zirve ile uzun yıllardır iklim diplomasinde zayıflayan ve yerini AB ile Çin’e bıraktığı iklim liderliğini geri almak için harekete geçiyor. Zirve, bu anlamda Başkan’ın ilk büyük dış politika adımı olarak kabul edilebilir. ABD aynı zamanda Zirve öncesinde -ya da Zirve sırasında- yeni iklim ulusal katkı beyanını ve muhtemelen ABD’nin net-sıfır hedefini açıklayacak.

Biden, Zirve’den iklim bağlamında bir dış politika zaferi -ülkelerin yeni ve güçlü iklim hedeflerinin açıklanmasını- bekliyor; o yüzden ABD’nin İklim Elçisi John Kerry, Kanada, Japonya, Avustralya, Hindistan ve Güney Kore gibi ülkelere de yoğun bir baskı uyguluyor. Bu ülkelerden de yeni iklim hedefleri gelirse şaşırmamalıyız. Bu arada, yeni yayımlanan Reuters haberine göre dünyanın en büyük 2000 şirketinin 5’te 1’inin şimdiden net sıfır hedefi var.

Ayrıca, finans sektörü, belediyeler, teknoloji şirketleri ve diğer birçok paydaş da Zirve’de yeni hedeflerini açıklayacaklarını duyurdular.

Bu arada, Paris Anlaşması’nın mimarları olarak gösterilen Laurence Tubiana ve Laurent Fabius ile COP26 Başkanı Alok Sharma, Le Monde’a ortak bir yazı yazdı ve COP26 için üç temel hedef belirledi:

  • Sıfır emisyon için yeni ulusal 2030 emisyon hedefleri
  • Güçlü bir finansman ve borçlanma paketi
  • Kömürden ve diğer fosil yakıtlardan çıkış yol haritası

Alok Sharma aynı zamanda Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) ile de net-sıfır emisyonu tartıştı.

Nisan ayında iklim ve sürdürülebilir kalkınma gündemini doğrudan etkileyebilecek başka bir etkinlik ise Dünya Bankası ve IMF’nin 2021 Bahar Toplantıları. 5-11 Nisan 2021 tarihleri arasında düzenlenecek toplantı gündem COVID-19 sonrası sürdürülebilir ve iklim dostu kalkınmanın finansmanı.

Bu arada AB ülkeleri COVID-19 ekonomik paket ve planlarını 30 Nisan’a kadar Komisyona sunmak zorundalar. Bu planların ne kadar yeşil olacağı herkes tarafından merakla bekleniyor. Ayrıca 1 Mayıs’ta COP26 gündemine dair iklim diplomasisinin önemli taşlarından biri olan Petersberg İklim Diyalogu Almanya’da başlayacak. Şansölye Merkel’in başkanlığında yapılacak zirveye 30’dan fazla ülkenin bakanı katılacak.

Kısa Kısa:

Güney Afrika’dan yeni iklim hedefi

Bitcoin ve İklim

İngiltere artık yurtdışındaki fosil yakıt projelerine destek vermeyecek

UN: Hava kirliliği ağır çekim bir pandemi

İtalya’da da yeşil dalganın ayak izleri

Rusya ve Suudiler bile iklim krizini tartışıyor

[1] – Türkiye’nin müzakere pozisyonuna dair bilgi notunu ise 2018’de COP24 öncesinde yayımlamıştık, o dönemden beri pek bir şey değişmedi, meraklısı buradan göz atabilir.