;
Politika

İklim Acil Durumunda, Mağdurlar için Tazminat Olmalı

Bu seneki iklim müzakereleri son derece önemli çünkü BM iklim sürecinin amacına uygun olup olmadığını yansıtacak bir kararla yüzleşecek.

Yazı: Saleemul Huq

Çeviri: Çisil Sevinç

Bu kararın gündem maddesi Varşova Uluslararası Kayıp ve Zarar Mekanizması’nın (Wim) gözden geçirilmesi, ki bu kulağa oldukça olağan geliyor ancak bundan sonra iklim değişikliğinin gerçekte nasıl ele alınacağı konusunda epey önem taşıyor.

İzin verin açıklayayım.

İsveçli genç Greta Thunberg’in girişimi sayesinde çoğu insanın artık farkında olacağı üzere, iklimin değişmesinin beklendiği bir dünyadan iklim acil durumu içerisinde bulunduğumuz bir dünyaya doğru ilerliyoruz.

2019 yılı, önemi sonradan anlaşılacak bir taşma noktası. İklim değişikliğinin olumsuz etkilerini, seragazları emisyonlarından dolayı küresel atmosfer sıcaklığının 1 dereceden fazla arttığı gerçeğine dayandırarak artık açıkça gözlemleyebiliriz.

Çoğu şehir ve parlamentonun da ilan ettiği gibi, son olarak Avrupa Parlamentosu bu gruba dahil oldu, artık iklim acil durumunun içindeyiz.

BM iklim sürecinin iklim acil durum ilanları ile en çok ilgili olduğu kısmı insan kaynaklı iklim değişikliğinin neden olduğu kayıp ve zarar konusu. Halihazırda iklim felaketlerinin dünyanın her yerindeki kayıp ve zarar örneklerini görüyoruz: Avusturalya’daki yangınlarla yok olan hayatlar ve evler, Marshall Adaları’ndaki kral gelgitleri ve Venedik’teki seller yalnızca bir önceki aydan.

2013 yılında Polonya’nın Varşova kentinde düzenlenen COP19’da, bütün ülkeler bu kayıpları ele almak için Wim’i kurmayı kabul ettiler. Yürütme komitesi kuruldu ve 5 yıllık çalışma planı hazırlandı.

Wim, COP25’te gözden geçirilecek ve ne yapılacağı konusunda kararlar alınacak.

Gelişmekte olan ülkeler, en savunmasız ülkelerin, En Az Gelişmiş Ülkeler (LDC) Grubu, Afrika Müzakereci Grupları (AGN), Küçük Ada Devletleri İttifakı (AOSIS) ve Latin Amerikan Grup’tan (AILAC) oluşan dört alt-grubu liderliğinde bir süredir iklim değişikliğinin mağdurları için tazminat fonu oluşturmak için tartışıyorlar. Ancak gelişmiş ülkeler üzerine düşünecekleri tek mekanizma olduğu gerekçesiyle tartışmaları sigortayla sınırladı.

İklim acil durumu yılının sonuna denk gelen COP25, gelişmiş ülkelerin isteksizliklerini bırakıp müzakerelerde yükümlülük ve tazminat gibi kelimelerin kullanılmasına izin vermesini gerektiren bir zaman.

Avrupa Parlamentosu’nun iklim acil durumu ilanı, iklim değişikliğinden kaynaklanan kayıp ve zararın şimdi gerçekleştiğini kabul etmekle sonuçlanıyor.

Gelişmiş ülkeler, savunmasız ülkelerin, iklim değişikliği mağdurlarının kayıp ve zararının tazmini için fonlanma hakkındaki isteklerini destekleyemedikleri durumda ilan değersiz olacak.

Yazar, Bangladeş Bağımsız Üniversitesi’ndeki Uluslararası İklim Değişikliği ve Gelişimi Merkezi’nin yöneticisidir.

Yazının orijinaline buradan ulaşabilirsiniz.