;
Politika

Glasgow PACT, COP26’daki İklim Gündemini Nasıl İlerletebilir?

YAZI: Richard BLACK

ÇEVİRİ: Gülce DEMİRER

COP26 Ne İçin Var?

Başlamasına üç aydan az bir süre kala, şimdiye kadar kesin bir cevabımız olacağını düşünebilirsiniz. Yine de bazı son raporlara göre, yok. Bu, eğer doğruysa, zirvenin ufuk açıcı önemi göz önüne alındığında endişe verici olurdu.

Fikir sıkıntısı bulunmuyor. Bazı ilgili gruplar için “iklim adaleti COP’u”, diğerleri için “sağlık COP’u”, diğerleri için “net sıfır COP’u”. Birçok ulus, blok, düşünce kuruluşu, akademisyen, iş grubu ve sivil toplum kuruluşu vizyonlar ve öncelikler listesi sundu. Ama yine de basitçe ifade edilmiş bir amaç için bir boşluk var.

COP26’nın neler sunması gerektiğine dair çeşitli fikirlere baktığımda, çok farklı vizyonlardan ziyade, geniş bir tutarlılık görüyorum. Elbette, her ulusun ve her topluluğun bir çıkarı olduğunda beklenebilecek ton ve vurgu farklılıkları bulunuyor; ancak ayrışmadan çok daha fazla birleşme noktası var.

Sadece bir örnek vermek gerekirse, iklim etkilerine karşı en savunmasız 100’den fazla ülke tarafından yakın zamanda yayımlanan Beş Noktalı Plan (Five-Point Plan), Kayıp ve Hasarlar konusunda güçlü ancak İngiltere COP Başkanlığı için öncelik olan “küresel net sıfırı güvence altına almak için gereken trilyonlarca finansmanı serbest bırakma” konusunda o kadar güçlü değil.

Ancak, finansmanın yeniden düzenlenmesi dünyanın en küçük ve en yoksul ülkelerine uzandığı sürece, V20 grubunun, Küçük Ada Devletleri İttifakı’nın ve diğerlerinin, karbondan arındırma için uygun maliyetli sermayeyi “serbest bırakacak” borç ve kredi reformu talepleriyle kesinlikle uyumlu.

O halde eksik görünen şey, iyi bir Glasgow anlaşmasının içeriği üzerine bir anlaşma değil, onları özetlemenin yolu üzerinde olan bir anlaşmadır.

COP hakkında konuştuğum iki yılda, gördüğüm en iyi özetleme üç bölümden oluşan ‘Glasgow PACT’ oldu.

PACT’a göre, küresel ısınmayı Paris Anlaşması hedefi olan 1.5 derecenin altında tutmak için hükümetlerin, toplu halde olduğundan daha fazla karbon azaltım hedefleri göstermeleri gerekiyor. 1.5 derecenin altında kalma şansının %50’si için, küresel karbondioksit emisyonlarını 2030 itibarıyla yarıya indirmemiz ve diğer seragazı emisyonlarını keskin bir şekilde azaltırken 2050 itibarıyla net sıfıra getirmemiz gerekiyor. Son G7 zirvesinde verilen sözlere rağmen, hükümetler açıkça dünyayı rayına oturtamadı. O halde PACT’taki A, “iddia” (ambition) için.

Gerçeğe dönüşmesi için, iddaların ekonomideki eylemlerle desteklenmesi gerekiyor. 1.5 derece için, tüm sektörlerde çok daha hızlı eylem ihtiyacı var: Kömürün kullanımdan kaldırılmasında beş kat hızlanma, yenilenebilir enerji kaynaklarına geçişte altı kat artış, bina yenileme hızının üç katına çıkarılması gerekiyor. Müzakereler tüm bunları başlatamasa da, COP26’da hükümetler ve sektörler arasında yapılan anlaşmalar olabilir. Temiz ve hakiki bir dönüşüm olması gerekiyor.

Ancak bunların hiçbiri, en yoksul ve en savunmasız ulusların acil endişeleriyle ilgilenmiyor. İlk olarak 2009’da vaat edilen yılda 100 milyar dolarlık finansman sağlamak, en az yarısını adaptasyona ayırmak, bunu 2025 itibarıyla hızlandırmak için bir süreç başlatmak, Küresel Uyum Hedefi fikrini gerçeğe dönüştürmek, Kayıp ve Hasar konusunda anlamlı destek sağlamak… Bu talepleri daha önce duyduğunuzu düşünüyorsanız, bunun nedeni her COP’ta duymuş olmanızdır.

Bu kadar söz yeter; Filipinler Parlamentosu başkan yardımcısı ve uzun süredir iklim adaptasyonu şampiyonu Loren Legarda’dan alıntı yapmak gerekirse, “COP26’da kabul edilen gerçek bir iklim acil durum PACT’ına ihtiyacımız var”. Yani, P vaatler (promises) için; gerçekleştirilir, yeniden verilmez. Hayata geçmiyorsa anlaşma da yok.

Vaatler (promises), İddia (ambition), Temiz Dönüşüm (clean transformation). Gördüğüm temellerin en iyi basit özetlemesi. Paris Anlaşması’nın mimarı Laurence Tubiana’nın yakın zamanda gözlemlediği gibi: “Kasım ayına kadar Paris’in vaatlerini yerine getirirsek, tüm boşlukları 1,5 dereceye kadar kapatma iddiasını artırırsak ve Temiz Dönüşüm büyük ölçüde hızlandırılırsa, COP26 çok taraflı bir başarı olabilir (PACT).”

Bu üç unsur birbirini güçlendiriyor. İddia ve Temiz Dönüşüm, aynı emisyonu azaltan madalyonun iki yüzüdür; Vaat edilen finansmanı sağlamak, gelişmekte olan dünyada Temiz Dönüşümün kilidini açmaya yardımcı olurken, başarılı İddia ve Temiz Dönüşüm, Vaatlerin bu kadar önemli bir parçasını oluşturan hem adaptasyon hem de kayıp ve hasar desteği için nihai ihtiyacı en aza indirecektir.

PACT kelimesi aynı zamanda çekicidir de, çünkü en temel anlamda uluslar Glasgow’da ancak en derin öneme sahip bir anlaşmayı sonuçlandırabilir. Sel ve sıcak hava dalgaları gibi iklim değişikliği ile şiddetlenen aşırı hava olayları kapıdayken ve yurttaşlar giderek daha fazla endişe duyuyorken, uluslar bu kez bilimin işaret ettiklerini yapacaklar mı?

Dolayısıyla PACT’a göre hareket edin – bu harflerin ima ettiği tüm ayrıntılarla.

Glasgow COP’u bunun için değil mi?

Yazının aslına buradan ulaşabilirsiniz.