;
Politika

Erdoğan İklim İnkarcılarına Çıkıştı; Kanuna Dair Bilim Temelli Eleştirilere Yanıt Vermedi

erdoğan

İklim Kanunu ile tarımın yasaklanacağı ve yapay et yemenin zorunlu hale geleceği gibi iddiaların safsata olduğunu söyleyen Erdoğan, kanunun emisyon azaltım hedefinin ve fosil yakıtlardan çıkış planının olmamasına yönelik eleştirilere ise değinmedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı açıklamada, Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Türkiye’nin ilk İklim Kanunu hakkında açıklamalarda bulundu.

İklim Kanunu’nun tamamen yerli ve milli bir kanun olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, tarımın yasaklanacağı, çiftçinin istediği ürünü ekemeyeceği, millete yapay et yedirileceği gibi iddiaların safsata olduğunu belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu safsatalarla kanunu kötülemenin çok büyük bir şuursuzluk örneği olduğunu kaydetti.

İklim Kanunu ile afetlerin sebep olduğu kayıp ve zararların asgari seviyeye indirileceğini söyleyen Erdoğan şöyle devam etti: “Ulusal Katkı Beyanımız doğrultusunda hazırladığımız eylem planlarımızla seragazı emisyonlarını azaltacağız. Temiz teknolojinin kullanımını ülkemizin tamamını kapsayacak şekilde daha da yaygınlaştıracağız. İklim Kanunu ile aynı zamanda sektörlerimizin daha temiz ve daha verimli üretim süreçlerini yasal güvence altına aldık. İklim Değişikliği Başkanlığımızın görev ve sorumluluklarını netleştirdik. Halkımızın sırtına yük bindirmek için değil, evlatlarımıza daha temiz bir çevre, daha sağlıklı bir gelecek bırakmak için hazırlanmıştır.”

Muhalefet partileri ve çevre STK’ları, İklim Kanunu’nu “ticari olmakla” eleştiriyor. Özellikle STK’ların katılım eksikliği ile uygulama belirsizlikleri tartışma konusu. Erdoğan’ın bahsettiği emisyon azaltımına dair kanunda net bir hedef bulunmuyor.

Kanun teklifinin yasalaşmasının ardından CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır, “Gerçekten bir İklim Kanunu’na ihtiyacımız var ama üniversitelerin, çevre örgütlerinin, yerel yönetimlerin ortak aklıyla hazırlanmış bir yasaya” dedi ve ekledi: “İklim değişikliğinden en çok etkilenen dar gelirli yurttaşların yaşadığı bölgelerle ilgili hiçbir çözüm bu yasada yok.”

“Adı İklim, İçeriği Ticaret”

Saadet Partisi Hatay Milletvekili Necmettin Çalışkan, “Adı iklim, içeriği ticaret olan; orman yangınlarına, zirai dona, kuraklık sorununa hiçbir çözüm sunmayan; doğanın ve milletimizin çıkarına değil, sermayenin menfaatine hizmet edecek bu düzenlemeye ret oyu verdik” dedi.

Türkiye’nin iklim alanında çalışan 15 sivil toplum kuruluşunu bir araya getiren İklim Ağı da TBMM’ye sunulan ilk İklim Kanunu teklifine dair yaptığı açıklamada eksikliklere dikkat çekerek kanun teklifinin yeniden düzenlenmesini talep etmişti.

İklim Kanunu’nda İklim Ağı’nın altını çizdiği eksiklikler şöyle:

Sivil Toplum Yok Denetim Yok!

İklim Kanunu sadece çevreyle ilgili bir düzenleme değil, aynı zamanda ülkenin ekonomik ve sosyal geleceğini de belirleyecek kritik bir adım. Ancak, kanun teklifi hazırlanırken bilim insanlarının ve iklim alanında çalışan sivil toplum kuruluşlarının (STK) görüşlerine başvurulmadı. Ayrıca STK’lara, teklif edilen kurul ve mekanizmalarda da yer verilmedi. Bu haliyle teklif, iklim politikasında denetim ve şeffaflık sağlamaktan uzak kalıyor.

İklimi Bozan Seragazlarını Azaltmıyor

Bilim insanları, küresel sıcaklık artışını 1,5°C ile sınırlamak için emisyonların bugünden itibaren hızla azaltılması gerektiğini söylüyor. Ancak kanun teklifinde, seragazı emisyonlarını bugünden itibaren azaltmayı taahhüt eden mutlak bir azaltım hedefi bulunmuyor. Türkiye’nin seragazı emisyonlarını hangi seviyeye kadar ve hangi hızla azaltacağı net bir şekilde ortaya konmuyor.

Kömür, Petrol ve Gaz Tüketimini Bitirme Hedefi Yok

İklim değişikliğiyle mücadelede en önemli adım fosil yakıtların terk edilmesi. Ancak, kanun teklifi kömür, petrol ve gaz kullanımının sonlandırılmasına dair bir hedef içermiyor. Bunun yerine, azaltım yöntemleri olarak henüz uygulanabilirliği kanıtlanmamış karbon yakalama ve depolama gibi teknolojileri vurguluyor ve bu teknolojilerin gelişmesine dayanarak iklim değişikliğiyle mücadeleyi erteliyor.

ETS Emisyon Azaltımına Hizmet Etmeyecek

Teklif, esasen Emisyon Ticaret Sistemini (ETS) düzenlemeye odaklanıyor. Ancak, seragazı emisyonlarının azaltımını hedeflemeden devreye alınacak bir ETS, düşük karbon fiyatlarının oluştuğu, sığ bir emisyon piyasasına dönüşme riski taşıyor. Ayrıca, mevcut teklifle önerilen “denkleştirme” yöntemiyle tesisler, emisyonlarını azaltmak yerine fidan dikmek gibi uygulamalarla emisyon bedeli ödemekten kaçınabilir.