;
Ekonomi Politika

COVID-19 Sonrası İçin Önemli Hatırlatma: Kömüre Bel Bağlamayın!

COVID-19 salgını ardından gelen ekonomik teşvikler, maliyetli ve yüksek karbonlu bir gelecek riski sunuyor.

Kömür santrallarına küresel ölçekte teşvik sağlanması planlanıyor ama 2020’de kömürlü termik santralların %46’sı zarar edecek.

Carbon Tracker’in bugün yayımlanan yeni raporu Çin’i ve diğer ülkeleri, COVID-19 salgını sonrasında ekonomilerini canlandırmak amacıyla Çin’in halihazırda değerlendirdiği alternatifler arasında olan kömür kurulu gücünü arttırma yoluna gittiği durumda, onlarca yıl boyunca pahalı ve iklim dostu olmayan bu teknolojiye bel bağlamak zorunda kalabileceği konusunda uyarıyor.

Enerji finansmanı konusunda önde gelen düşünce kuruluşlarından Carbon Tracker, küresel ölçekte kömürlü termik santralların %46’sının 2020 itibarıyla zarar etmeye başlayacağını ve bu oranın 2030 yılına gelindiğinde %52’ye yükseleceğini belirtiyor. Bununla birlikte, yenilenebilir enerji ve doğalgazın seviyelendirilmiş elektrik maliyetleri, dünya çapında kömürü geride bırakıyor. Hükümetlerin daha fazla rekabete izin vermek amacıyla elektrik piyasalarında liberalleşmeye yönelmeleri durumda zarar eden kömür santrallarının yüzdesinin çok daha yüksek olacağı belirtiliyor.

İklim Haber'i Telegram'da Takip Edin!İklim Haber'i Linkedin'de Takip Edin!

Siyasi Kararlar ve Ekonomik Gerçekler Raporu, dünyada üretilen ve tüketilen kömürün yaklaşık yarısına sahip olan Çin’in, COVID-19 pandemisi sonrasındaki dönemde, ekonomisini canlandırmak amacıyla daha fazla kömür santralı planlayabileceğine dikkat çekerek, Çin Ulusal Enerji İdaresi’nin bir süre önce kömür yatırımlarına ilişkin kuralları gevşetmeye hazır olduğunu açıkladığını hatırlatıyor.

Küresel ölçekte hükümetler, maliyeti yüksek olan kömür santrallarına ekonomik teşvikler sağlıyor. İşletmede, inşa aşamasında ya da planlanan kömür kurulu gücünün %90’ı, kömür santrallarına örtülü veya açıkça teşvik sağlanan ve tam ya da nispeten regüle edilen piyasalara sahip ülkelerde yer alıyor. Aksine, regüle edilmeyen piyasalarda kömür kurulu gücünün çoğu temelde kâr yaratmıyor. 2019 yılında bu oranlar Almanya için %90, İngiltere için %82 olarak tespit edildi.

Enerji ve İşletmeler Bölümü Eşbaşkanı ve raporun yazarlarından Matt Gray “Çin’e ve diğer hükümetlere, COVID-19 salgını sonrasında ekonomilerinin toparlanmasına yardımcı olmak için kömüre yatırım yapmak cazip gelebilir, ancak maliyeti yüksek olan bu tercih, iklim hedeflerini baltalama riski taşıyor” diyor.

Gray, yeni kömür santralları inşa etmenin ve işletmedeki tesislere teşvik sunarak desteklemenin, finansal kaynakları etkin şekilde kullanmamak anlamına geldiği belirterek, “Ekonomilerine milyarlarca dolarlık yatırım yapma ve yeni istihdam yaratma ihtiyacının ön plana çıktığı günümüzde hükümetler, kömürlü termik santralların kapanmasını teşvik etmeli ve kaynaklarını düşük maliyetli, temiz ve yenilenebilir teknolojilere harcayarak iyileşme planlarını yeşil büyüme prensibine dayandırmalı” diyor.

Carbon Tracker geçtiğimiz ay, önemli pazarların tamamında elektrik üretiminin, yeni kömür santrallarına kıyasla yenilenebilir enerji kaynaklarından elde edilmesinin halihazırda daha ucuz olduğunu açıklamıştı. Raporda aynı zamanda, 2030 yılına kadar, dünyanın her yerinde kömürlü termik santralları işletmeye devam etmek yerine yeni rüzgar veya güneş santralları kurmanın maliyetinin daha az olacağı belirtilmişti.

Birleşmiş Milletler Hükümetler Arası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC) son araştırması, küresel ısınmayı 1,5 derece ile sınırlamak için 2030 yılına kadar küresel ölçekte elektrik üretiminde kömür kullanımının 2010’daki seviyesine kıyasla %80 azaltılması gerektiğine dikkat çekiyor. Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı (International Renewable Energy Agency, IRENA), küresel enerji sisteminin karbondan arındırılması durumunda küresel ekonominin büyüyebileceğini ve 2050 yılına kadar 28 milyon istihdam yaratabileceğini öngörüyor.

Carbon Tracker’in son raporu, hükümetlerin sağladığı teşviklerin, dünya çapında yaklaşık 638 milyar dolar maliyetinde neredeyse 500GW’lık kurulu güçte yeni kömür santralı planlandığını ortaya koyuyor.

Raporda, 206GW kurulu güce sahip yeni termik santrallara 158 milyar dolar değerinde harcama yapmayı değerlendiren Çin’in, planlarını yeniden gözden geçirmesi gerektiği belirtiliyor. Bunun yanı sıra rapor, yenilenebilir enerji ve batarya teknolojilerinin daha uygulanabilir ve sürdürülebilir ekonomik büyüme kaynakları olduğunu vurguluyor.

Virüs, Çin’deki termik santralların kârlılığını değiştirmeyecek olsa da, salgının yol açtığı ekonomik gerileme, planlama sürecini ve gelecekteki yatırımlarla ilişkili çevresel düzenlemeleri gevşetme riski taşıyor.

Carbon Tracker, küresel ölçekte işletmede, inşa aşamasında ya da planlanan termik santralların %95’lik kısmının nakit akışını değerlendiriyor. Bu kapsamda işletmedeki 2045GW kurulu güce sahip 6696 santral ünitesi ve planlanan 499GW kurulu güce sahip 1046 santral ünitesi analiz ediliyor. Buna göre;

– Çin’deki 982GW’lık kömür kurulu gücünün %59’u mevcut durumda zarar ediyor. Planlanan 206GW kurulu güce sahip termik santralların %61’lik bölümü negatif nakit akışı ile pazara girebilecek. İşletmedeki termik santralların %71’i yeni yenilenebilir enerji santralı inşa etmekten daha maliyetli şekilde faaliyet gösteriyor.

– Regüle edilen bir piyasaya sahip olan Hindistan’da, mevcut 222GW kurulu güçteki termik santralların %2’si zarar ediyor. Planlanan 66GW kurulu gücün ise %23’lük bölümü negatif nakit akışı ile pazara girebilecek. İşletmedeki termik santralların %51’i yeni yenilenebilir enerji santralı inşa etmekten daha maliyetli şekilde faaliyet gösteriyor.

– Termik santralların üçte ikisinin regüle edildiği ABD’de mevcut kömür santrallarının %22’si zarar ediyor. Yeni planlanan santral bulunmuyor. İşletmedeki termik santralların %47’si yeni yenilenebilir enerji santralı inşa etmekten daha maliyetli şekilde faaliyet gösteriyor.

– Çoğunluğu regüle edilmeyen piyasalara sahip olan Avrupa Birliği’nde mevcut 146GW’lık kömür kurulu gücünün %62’si zarar ediyor. Planlanan 8GW kurulu gücün yarısı negatif nakit akışı ile pazara girebilecek. İşletmedeki termik santralların %96’sı yeni yenilenebilir enerji santralı inşa etmekten daha maliyetli şekilde faaliyet gösteriyor.

– Carbon Tracker, yeni kömürlü termik santralı inşa eden hükümetleri ve yatırımcıları, termik santralların maliyetlerini karşılamak için gerekli olan 15 ila 20 yıllık süreyi göz önünde bulundurarak, yatırımlarını telafi edemeyecekleri konusunda uyarıyor.

Rapor, “Hükümetler ve yatırımcılar, tüketicilere düşük maliyetle enerji temini ve yatırımcıların kömür santrallarının kullanım ömrünü doldurmadan şebekeden çıkarılmasını planlayabilmek için kömür dışındaki kaynaklara yönelik dönüşümü sağlamaktan yükümlüdür” diyor ve şöyle devam ediyor: “Karar vericiler, kömür projesi geliştiren şirketlere olumsuz bir yatırım ortamının oluşacağını belirtmekle ve en düşük maliyetli elektrik üretim teknolojilerinin hayata geçmesini sağlamak için ivedilikle enerji piyasalarını regüle etmeyi bırakmalı. Aksi halde, önümüzdeki 10 yıllar boyunca 499GW’lık kömürlü termik santralların yüksek maliyetle çalıştırılacağı bir senaryoya mahkum kalınabilir.”

Carbon Tracker, küresel ölçekte kömür santrallarının nakit akışını etkileyen belirleyici etmenleri şu şekilde ortaya koyuyor:

– 2018-2019 yılları arasında AB, ABD ve Çin’de talebin azalması sonucunda kömür fiyatlarında %8’lik düşüş yaşandı. Bununla birlikte, COVID-19 salgınının patlak vermesinden bu yana, Çin’in ekonomik teşvik paketindeki beklentiler üzerine fiyatlar yükseldi. Carbon Tracker, 2020’nin ikinci yarısında ekonominin durumunda iyileşme görüldükçe kömür fiyatının az bir artışla ton başına 74 dolara yükseleceğini öngörüyor.

– 2019’da karbon fiyatları %45 artış gösterdi. Piyasayı düzenleyici kuruluşların karbon fiyatlandırmasını ve kirlilik düzenlemelerini sıkılaştırması sonucu, kömürün kârlılığındaki zayıflamanın devamı öngörülüyor. AB’de ton başına 24 euro olan karbon fiyatlarının Mart ayında 15 euroya düşmesine rağmen, kömür kapasitesinde hareketlenme yaratabilmesi için stabil olarak 9 euro seviyesine düşmesi gerekiyor.

– Elektrik fiyatları, piyasaların liberalleşmesi ve yenilenebilir enerji kaynaklarının maliyetlerinde yaşanan düşüş nedeniyle 2018-2019 yılları arasında %8 düştü. Bununla birlikte, regüle edilen piyasalarda kömür santralı işleten birçok şirket, alım garantisi gibi şirketleri deflasyon etkisi yaratan etmenlerden koruyan teşvikler sayesinde getiri elde etmeye devam ediyor.

– Çin’de, devletin garanti altına aldığı üretim saati ve sabit tarifeleri sona erdirmeyi hedefleyen elektrik piyasası reformları, daha fazla termik santral işletmecisini piyasa şartlarında faaliyet göstermek zorunda bırakıyor. Bu durum, yüksek maliyetle elektrik üreten termik santral işletmecileri için daha düşük gelir anlamına geliyor.