;
COP27 Ekonomi Politika

COP27’de Çok Az İlerleme Sağlandı

cop27

Mükemmeliyetten uzak olan anlaşma, yine de, iklim krizindeki büyük adaletsizlikleri tanıyan bir dönüm noktası olarak takdir edildi.

Gelişmekte olan ülkeler, Pazar sabahı müzakerelerin, en çok talep ettikleri konuda tarihi bir anlaşmayla sonuçlanmasını kutladılar. Bu, iklim felaketleri tarafından sarsılan yoksul ülkelere finansal yardım sağlayacak yeni küresel “kayıp ve zarar” fonunun onaylanmasıyla oldu.

Maalesef, anlaşmanın mükemmeliyetten çok uzak, bir çok önemli unsurun yanlış veya eksik olduğu belirtiliyor. Bazı ülkeler ısınmayı 1.5 derecede tutma taahhütlerinin COP26’dan bu yana gelişme göstermediğini ve fosil yakıtlardan çekilmeyle alakalı kullanılan dilin çok zayıf olduğunu belirtti.

Mısır Dışişleri Bakanı ve COP27 Başkanı Sameh Shoukry “Gerekeni yaptık, sabah akşam çalıştık. Tek bir kazanç, tek bir amaç, tek bir ortak hedef için bir araya geldik. Sonunda gerçek olmasını sağladık. İnsanların çaresizlik ve endişe içindeki seslenişlerini dinledik” dedi.

Eylül’den bu yana daha önce kaydedilmemiş şiddette taşkınlarla boğuşan Pakistan İklim Değişikliği Bakanı Sherry Rehman, gelişmekte olan ülkelerin karşı karşıya olduğu yıkımı gösteren bir simge oldu. O da “tarihi” kayıp ve zarar fonunu alkışlarla karşıladı.

Rehman, “Bu bir bağışı kabul etmekten ibaret değil, bu geleceğimize ve iklim adaletine yapılan bir yatırım” dedi.

Simon Stiell, BM İklim şefi, gece boyu süren tartışmalardan sonra sabah 7’de vurulan tokmakla birlikte “Hiç kolay değildi, ama bu Dünya’da iklim krizine karşı en savunmasız olanlara fayda sağlayacak” dedi.

Stiell, anlaşılan hedeflere yönelik aksiyon almak için kısa zaman olduğunu ve gerilemeye yer olmadığını söyledi. Ülkelerin 2030’a kadar belirlemiş oldukları emisyon azaltma planlarının ısınmayı sanayi devrimi öncesine göre 1.5 derecenin altında kalma hedefi için yetersiz olduklarını söyledi: “Gözünüzü 2030 için açık tutun, ufkumuzda orası var.”

Yoksul ülkeler ve iklim kampanyacıları kararı alkışladı. Antigua ve Barbuda Sağlık ve Çevre Bakanı olmakla birlikte Küçük Ada ülkeleri Birliğine başkanlık yapan Sir Molwyn Joseph: “Uluslararası toplum bu kritik süreçte kimsenin geride bırakılmadığına dair küresel inancı tazeledi. COP27’de yapılan anlaşmalar tüm dünya için zafer. İhmal edildiğini hissedenlere onları gördüğümüzü, duyduğumuzu ve hak ettikleri ihtimamı ve saygıyı gösterdiğimizi vurguladık. 1.5 derece limitine sıkı tutunmak, kayıp ve zarar fonunu aksiyona geçirmek ve herkes için eşit, güvenli, adil bir dünya oluşturmak için daha çok çalışmalıyız” dedi.

Sharm El-Sheikh Cuma günkü resmi bitiş saatinden 36 saat daha fazla sürdü. Konferans varsıl ve yoksulun şiddetli bölünmesi ve sert sözleriyle nitelendi.

Birçok aşamada bir anlaşmaya varılması imkansız görünüyordu. Son saatlerde ülkeler, 1,5 derecelik sıcaklık hedefi, fosil yakıtlardan kademeli olarak çıkış, yerli halkın ihtiyaçları ve hakları, doğanın korunması ve temiz enerjiye geçiş ile “adil bir iklim”in nasıl tasarlanacağı konularını kapsayan bir sonuç üzerinden tartıştılar.

Birçok kişi, anlaşmanın önemli konularda yetersiz kaldığını hissetti. Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Frans Timmermans, bazı ülkelerin 1,5 derece hedefinden vazgeçmeye ve Glasgow’da ülkelerin her yıl emisyon planlarını güncellemesi zorunluluğunu kaldırmaya çalışmasından yakındı.

Timmermans, “Bir sürü taraf iklim krizine karşı gelişme göstermeye hazır değil. Glasgow’da anlaştığımız hedeflerden geri çekilme girişimleri vardı. Bu anlaşma yeterli değil” diye konuştu.

Timmermans 1.5 derece ile ilgili kullanılan dilin çok zayıf olduğunu söyledi: “Daha fazlasını başaramadığımız için hayal kırıklığına uğradık. Hepimiz yetersiz kaldık.”

COP26’nın geçen seneki başkanı Alok Sharma, ülkelerin geçen sene anlaştıkları taahhütleri korumaya çalışmanın ve bazı ülkelerin elde edilen başarılara saldırmasının neden olduğu stres hakkında konuştu: “Belirlediğimiz çizgiyi koruyabilmek için bıkmadan usanmadan uğraşmamız gerekti. Glasgow’un kazançlarının üstüne koymak için savaştık.”

Bazı ülkelerin ve fosil yakıt üreticilerinin talebiyle kaldırılan, savunduğu taahhütleri şöyle sıraladı: “Emisyonların 2025’e kadar zirve yapması metinde yer almadı. Kömürde kademeli azaltıma ilişkin takip bu metinde yer almıyor. Tüm fosil yakıtlarda kademeli azaltım da yer almıyor. 1.5 derece hedefi zayıflatıldı ancak en azından metinde.”

Fosil yakıtlardan geri çekilmeyi şart koşan bir teklif Hindistan’dan gelmişti. Bu teklif de petrol üreticisi ülkeler tarafından hırpalandı ve Glasgow’un taahhüdünü yansıtan kömürde kademeli azalım konusunun etkisi azaltıldı.

COP27 Başkanı Shoukry: “Daha güçlü bir kolektif amaç ve kararlılık ile ayrılıyoruz” derken

1.5 derece sınırının hâlâ ulaşılabilir olduğunu ve ülkelerin bu limitte kalmak için çalışmak zorunda olduğunu söyledi. Kayıp ve zarar fonunun kurulmasını ise memnuniyetle karşıladı.

Kayıp ve zarar konferanstaki en çekişmeli konuydu. Gelişmekte olan ülkelerin 1992’den bu yana varlığını sürdüren uzun soluklu talebiydi. Neredeyse iki hafta boyunca AB ve ABD yoksul ülkelerden gelen yeni bir fon taleplerine cevap vermedi. Cuma sabahı erken saatlerde AB bir “u dönüşü” yaparak 1992’ye dayanan UNFCCC kuralları altında büyük ekonomi ve emisyon kaynağı ülkeleri (gelişmekte olan ülke sınıfına girseler bile) potansiyel donör yapma şartıyla uzlaşmaya vardı.

Fonun nasıl yürüyeceğine dair detaylar bir sene sonra Birleşik Arap Emirlikleri’nde gerçekleşecek COP28’de belirlenecek. Aynı zamanda, şu ana kadar, fon için kullanılabilecek çok az para var. Çok az ülke önemli parasal yatırımlar yaptı.