;
Bilim Politika

COP23 Fiji Başkanlığı’nda Başladı

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı (COP23) bugün Bonn’da başladı. Fiji Başkanlığı’nda toplanan 197 ülkenin temsilcileri, iki hafta boyunca, Paris Anlaşması’nın uygulanmasına dair adımları tartışacaklar.

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı (COP23) bugün Bonn’da start aldı. 197 ülkenin temsilcisinin katıldığı ve bu yıl 23. kez düzenlenen iklim müzakerelerine ilk kez bir ada devleti başkanlık ediyor. İklim değişikliği karşısında en kırılgan ülkelerden biri ve ilk küçük ada ülkesi olarak Fiji’nin bu yılki müzakerelere başkanlık edecek olması geçtiğimiz dönemde yaşanan aşırı hava olaylarının ışığında çok daha büyük anlam kazanıyor. İklim risklerini azaltacak politikalarda ilerleme kaydedilmesi beklenen zirvede Paris Anlaşması’nın tüm dayanışma unsurlarına (adaptasyon, finansman, kayıp ve zarar, kapasite geliştirme) değinilecekken, özellikle kapasite geliştirme, adaptasyon fonu, kayıp ve zarar ve kırılgan toplumların güçlendirilmesi konularına odaklanılması muhtemel görünüyor.

İklim Rejimini İnşa Etmek

Bonn’da başlayan zirvenin en önemli gündem maddesini ise Paris Anlaşması’nı uygulamaya geçirmek için nasıl bir işbirliği yapılacağını ve harekete geçileceğini belirleyecek olan Kural Kitabı oluşturuyor. Paris Anlaşması iklim değişikliği mücadelesinde önemli bir görev üstlenirken anlaşmanın nasıl uygulanacağının esaslarını içerecek olan kural kitabının zirvede tamamlanması bekleniyor. Bu yüzden de COP23’de, ülkeler kural kitabı konusunda somut ilerleme kaydetmeyi ve 2018 yılında başlayacak olan “kolaylaştırıcı diyalog”un esaslarını ortaya koymayı amaçlıyor.

Kural kitabıyla birlikte gündemdeki bir diğer konuyu ise iklim değişikliğinden en çok etkilenecek olan ülkeler için hangi adımların atılacağı sorusu oluşturuyor. Fiji de COP23 Başkanlığı sırasında, bu ülkeler için önemli adımların atılmasını hedefliyor. Bu da, aşırı hava olaylarının yaşandığı bir yılın ardından yapılacak ilk ada COP’undan beklentileri yükseltiyor. Başkanlık bu doğrultuda kırılgan toplumların güçlendirilmesi konusunu önceliklerinden biri olarak tanımlarken COP23’ün cinsiyet eylem planını kabul etmesi ve yerli haklar platformunun da faaliyete başlamasını hedefliyor.

Reel Ekonomi: Ekonomik Gelişmelerin İklim Eylemine Dönüşmesi

Zirvede, politika görüşmelerinin yanı sıra dünyanın dört bir yanında ekonomileri değiştiren gerçek iklim eylemleri de ağırlık verilecek konulardan biri olacak. Önümüzdeki yıl görmeyi beklediğimiz açıklamalar ve girişimler, kural kitabına olan güvenin 2018’den önce kurulması ve 2020 yılına kadar iddiaların artırılmasının temelini oluşturacak.

Kulis bilgileri ise devlet başkanlarının hem COP hem de hemen ardından yapılacak Macron Zirvesi’nde yapacakları bir dizi açıklamanın yanı sıra altulusal (eyaletler seviyesi) aktörler tarafından yapılan güçlü açıklamalara da şahit olacağımıza işaret ediyor.

İlklerin Zirvesi

COP23, ilk kez bir ada devletinin başkanlığı üstlenmesinin yanı sıra aşırı hava olaylarının tüm dünyayı etkilediği tarihi bir yılın ardından yapılan ilk iklim zirvesi olması sebebiyle büyük bir anlam taşıyor. 2017’de Harvey ve İrma Kasırgaları ABD’de 200 milyar dolarlık yıkım yaratırken, Hindistan’da, Bangladeş’te 1.200 insan sellerden dolayı yaşamını yitirdi, onbinlercesi evlerini terk etmek zorunda kaldı. Türkiye’de de ani yağışlar ve seller görülürken Temmuz ayında İstanbul’da gerçekleşen sel felaketi ise 200 milyar TL’ye mâl oldu.

Zirve, aynı zamanda Trump’ın Paris anlaşmasından çekilme kararı sonrası yapılan ilk iklim zirvesi olma özelliğini de taşıyor. COP’ta bir araya gelecek ülkeler, Paris Anlaşması’nı imzalayan 190 ülke ve henüz imzalamamış olan Suriye ve anlaşmayı imzalamamış olmasına rağmen büyük bir delegasyonla katılan ABD’den oluşuyor.

Zirve’den Hemen Önceki Gelişmeler:

25.000 Kişi İklim için Yürüdü

25.000 kişi, zirveden iki gün önce, iklim adaleti ve %100 yenilenebilir için Bonn’da yürüyüş düzenledi. Greenpeace, WWF, Friends of Earth gibi 100’den fazla çevre kuruluşunun ortak düzenlediği eylemde, ülkelerden iklim değişikliği konusundaki adımlarını genişletmeleri, fosil yakıtları terk etmeleri ve bir an önce iklim değişikliğinin yarattığı adaletsizliklere karşı somut adımlar atmaları istendi.

Birleşmiş Milletler Çevre Programı: Emisyon Açığı

Birleşmiş Milletler Çevre Programı, Paris İklim Anlaşması’nın hedeflerine ulaşılması için ülkelerin ve diğer üçüncü tarafların var olan mevcut iklim değişikliği planlarını inceledi. Rapora göre, eğer şimdiki hedefler yükseltilmez ise, küresel ısınma 3°C derece sınırını geçebilir.

Rapordaki temel bulgular şöyle sıralanabilir:

  • Paris Anlaşması iklim değişikliğinin en kötü etkilerini önlemek için gerekenin sadece üçte birini taahhüt ediyor
  • Kilit sektörlerde ton başına 100 ABD dolarından daha düşük yatırımlar yaparak yeni teknolojilerin uygulanmaya başlanmasıyla, 2030 yılına kadar 36 gigatonluk emisyon azaltımı gerçekleştirilebilir ve bu miktar emisyon farkını kapatmak için fazlasıyla yeterli.
  • Montreal Protokolü’ne yapılan Kigali Değişikliği, kısa ömürlü iklim kirleticileri için yürütülen çalışmalar ve G20 ülkelerinin 2020’den önce Cancun taahhütlerinin iddiasını artırmaları da iklim değişikliğinin olumsuz etkilerinin azaltılmasında rol oynayabilir.

Paris Anlaşması ve Türkiye

2015 yılında kabul edilen Paris Anlaşması Türkiye’nin de aralarında bulunduğu 197 ülke tarafından imzalandı ve Nisan 2016 ayında yürürlüğe girdi ancak Türkiye, anlaşmayı henüz mecliste onaylamadı.

İklim değişikliği sebebiyle artan küresel sıcaklık Paris Anlaşması ile 2°C’nin altında (ve mümkünse 1.5°C’de) dizginlenmeye çalışılacak. Ulusal katkılar (Nationally Determined Contribution, NDC) da bu hedefe ulaşılması için büyük bir önem taşıyor.

İklim finansmanı konusunda hedeflenen meblağ 2020 itibari ile yılda 100 milyar dolar. Bu finansman Yeşil İklim Fonu (Green Climate Fund, GCF) aracılığı ile dağıtılacak. Gelişmiş ülkelerin gelişmekte olan ülkelere finansal desteğinin 2020’den itibaren somut ihtiyaç değerlendirmeleri üzerinden artarak devam etmesi planlanıyor.

 

Etiketler