;
Politika

Bugün Amazon Günü! Ama Kutlama Değil Mücadele Günü

Bugün 5 Eylül Dünya Amazon Günü. Ama kutlama yapmak için kötü bir zaman. Amazonlarda haftalardır devam eden yangınlar atmosfere ciddi miktarlarda karbondioksit salımına sebep olurken birçok hayvan ve yerli kabilenin hayatı da hala daha tehlikede. Avrupa Orta Vadeli Hava Tahminleri Merkezi (ECMWF), yangınlar sonucunda sadece 20 Ağustos’a kadar 23 milyon ton CO2 salımı gerçekleştiğini hesapladı. Unutmamak gerekir ki, ormanları kaybetmek iklim krizine karşı mücadeleyi de kaybetmek demek.

Haber: Gülce DEMİRER

5 Eylül, binlerce hayvan türüne ve yerli halklara ev sahipliği yapan 6.7 milyon kilometrekare büyüklüğündeki Amazonlar Bölgesi

adına 1850 yılında Amazon Günü ilan edilmişti. Amazon Ormanları’nda haftalardır devam eden yangınlar ve Brezilya Başkanı Jair Bolsonaro’nun eylemsizliğine dikkat çekmek adına birçok yerde Dünya Amazon Günü kapsamında eylemler düzenleniyor.

Greenpeace aktivistleri Amazon’daki ormansızlaşmaya dikkat çekmek adına İstanbul’da da bir eylem düzenledi.

Bugün (5 Eylül) saat 19.00’da ise Kadıköy Süreyya Operası Önünde iklim krizine dikkat çekmek ve Amazon Ormanları ve içinde yaşayan yerli halklar ve canlılar ile dayanışmak adına Sıfır Gelecek platformu herkesi dayanışmaya çağırıyor.

Amazonlar’da Ne Kadar CO2 Salımı Gerçekleşti? 

Avrupa Orta Vadeli Hava Tahminleri Merkezi (ECMWF), Amazon yangınlarının Ağustos ayında ne kadar CO2 ortaya çıkardığını hesapladı. Veriler 20 Ağustos’a kadar olan sürede bile 23 milyon ton CO2’in atmosfere karıştığını ortaya koyuyor.

Ormanın Kendini Yenilemesi 45 ila 4000 Yıl Alıyor

Bir yangının ardından kendini yenileyebilen ormanların daha fazla CO2’yi tutabileceği söyleniyor çünkü genç ağaçlar daha yaşlı

olanlara göre daha az ve daha yavaş bir şekilde bu döngüyü gerçekleştirebiliyor. Ancak bu noktada başka sorunlar ortaya çıkıyor. Yanan bir ormanın kendini aynı ağaçlarla, aynı şekilde yenileyeceğini söylememizin imkansız olduğu belirtiliyor.

Meksika, Costa Rica ve Brezilya gibi çeşitli yerlerde saha çalışmaları gerçekleştiren, Connecticut Üniversitesi’nden ekolog Robin Chazdon ve ekibi, ormanların kendini yenileme sürecinde yeni oluşacak ağaçların sıklığı, çeşidi ve hızı gibi farklı faktörlerin devreye girdiğini söylüyor. Ayrıca yanan alanın büyüklüğü, yangından önceki bitki çeşitliliği, bölgenin hayvan çeşitliliği ve bu hayvanların hangi tohumları taşıyıp taşımadığının da belirleyici olduğunu belirtiyor.

Öte yandan Federal University of Paraná’dan Marcia Marques ve meslektaşları ise oluşacak ağaç, bitki ve hayvan çeşitliliğine, boylarına göre ormanın kendini tamamen yenilemesinin 45 ila 4000 yıl arasında süreceğini söylüyorlar.

Yanan Bölgeler Tarımsal Faaliyete Açılacak Mı?

Ayrıca yanan bölgenin aynen korunmak yerine tarımsal faaliyetlere açılıp açılmayacağı da işin bir başka yanı. Tarımsal faaliyet ve yerleşmeye açıldığında ormanın kendini yenilemesi tabii ki söz konusu olmuyor. Oregon Eyalet Üniversitesi’nden Dominique Bachelet ise yangın sebebiyle atmosferi dolduran CO2 partikülleri nedeniyle, bölgede oluşacak yeni ekosistemdeki ağaçlara güneş ışınları daha az ulaşacak.

Sonuç olarak orman kendini yenilese dahi daha fazla CO2 tutup tutamayacağı birçok başka faktöre bağlı. Ayrıca güneş ışınlarının ağaçlara ulaşması zorlaşacağı için büyüme hızları yavaşlayabilir ve üretecekleri oksijen de azalabilir.

Yani oluşacak yeni ormanın eskisinden daha verimli olup olmayacağı bir soru işareti olarak kalırken, yangının sebep olduğu CO2 emisyonlarının iklim değişikliğine etkisi ve Amazon Ormanları’ndaki yerli halkların ve hayvanların hayati tehlikeleri işin can alıcı kısımlarını oluşturuyor. Ayrıca büyükbaş hayvancılık ve tomruk elde etmek için ormansızlaştırmayı destekleyen Brezilya Başkanı Jair Bolsonaro’nun yanan alanları kendi haline bırakıp bırakmayacağı da büyük bir soru işareti.