;
Bilim

BP: Yenilenebilir Enerji 2040’tan İtibaren Dünyanın Temel Enerji Kaynağı Olacak

İngiltere merkezli petrol şirketi BP, önümüzdeki 20 yıl içerisinde yenilenebilir enerji kaynaklarının fosil yakıt ve kömürün önüne geçeceğini öngörüyor. “2019 Enerji Görünümü” adlı rapor, karbon emisyon oranlarını azaltırken başka kaynaklara geçiş aşamasının ise enerji gerektirdiğinin altını çiziyor. Carbon Tracker tarafından yayımlanan bir rapora göre ise, çoğu petrol ve gaz şirketi, iklim hedeflerinin tutturulması için yatırımcı baskısı hissedildiği ve yenilenebilir enerji maliyetlerindeki keskin düşüşün gelecekteki arzı yok etmeye başladığı bir dünyada, sürekli olarak büyümenin peşinde olan patronları ödüllendirerek hissedar getirilerini riske sokuyor.

HABER: Gülce DEMİRER

İngiltere merkezli petrol şirketi BP, yenilenebilir enerji kaynaklarının önümüzdeki 20 yıl içerisinde dünyanın temel enerji kaynağı olacağını ve küresel enerji sistemlerinde herhangi bir yakıt kaynağından daha hızlı bir şekilde temel oluşturacağını belirtiyor. “2019 Enerji Görünümü” adlı raporda, günümüzde yenilenebilir enerji kaynaklarının küresel elektrik ihtiyacının %10’ununu karşıladığı belirtilirken, 2040 itibarıyla bu oranın %40’a ulaşacağı öngörülüyor. Avrupa gibi bölgelerde ise oranın %50’ye kadar çıkabileceği vurgulanıyor.

Petrolün, küresel enerjideki payının %1’den %10’a çıkması için yaklaşık 45 yıl, doğalgaz içinse 50 yıl gerekirken, raporun temel aldığı senaryoya göre yenilenebilir enerji kaynaklarının 25 yıl içinde bu büyümeyi gerçekleştirmesi bekleniyor. BP’nin “hayal edilenin ötesinde” olarak tanımladığı düşük karbonlu ekonomiye daha hızlı geçiş yapılması durumunda bu süre 15 yıla kadar düşüyor. Ancak şirket, raporun daha önceki yayınlarında petrolden yakın zamanda çekilmeyeceğini belirtmişti.

BP her şekilde, hidrokarbonun 2040 yılına kadar önemli bir rolü olduğunu ve yatırıma ihtiyaç duyulacağını söylüyor. 2040 yılına kadar küresel petrol ve doğalgaz talebinin günde 80 ila 130 milyon varil olacağı tahmin ediliyor. Şu an ise bu rakam günde 100 milyon varil. Norveç merkezli Rystad Enerji danışmanlarının derlediği verilere göre, şirketin 2025 yılından itibaren petrol ve doğalgaz üretimini %16 oranında artırmak adına oldukça iddialı planları var. Rapor, küresel ısınmanın olası tehlikelerinden kaçınmak adına pek umut verici değil. Asıl senaryoya göre karbon emisyonlarının 2040 yılına kadar %10 oranında büyümesi bekleniyor, çünkü küresel enerji talebinin nüfus artışıyla ve teknolojik gelişmenin hızlanmasıyla paralel olarak üçte bir oranında artacağı ve fosil yakıtların bu noktada kilit rol oynamaya devam ettiği ifade ediliyor.

Yenilenebilir Enerjiye Geçiş Aşamasında da Enerjiye İhtiyaç Var

BP’nin Genel Müdürü Bob Dudley, karbon emisyon oranlarını azaltırken başka kaynaklara geçişin de enerji gerektirdiğinin altını çiziyor. Şirket, yenilenebilir enerji kaynaklarının artmasının devlet politikaları, teknolojik değişim ve rüzgar ve güneş enerjisinin düşen maliyetleriyle gerçeklemesini beklediğini söylüyor. Önümüzdeki 20 yıl içinde yenilenebilir enerjinin her yıl %7,1 oranında büyümesi bekleniyor ve bunun sonucunda dünyadaki bir numaralı enerji kaynağı olan kömürün yerini 2040 yılından itibaren alacağı söyleniyor.

BP’nin Başekonomisti Spencer Dale, karbon salımı azaltımında ulaşılması en kolay hedeflerin, enerji talebinin yaklaşık beşte birini oluşturan ulaşım sektörünün dışında yer aldığını belirtiyor. Şirket, karbon emisyonu azaltımında elektrikli arabalardan ziyade, daha etkili araçlara ihtiyaç duyulduğunu belirtiyor. BP, Çin’de çevre kirliliğine sebep olan sanayi modelinden hizmet temelli ekonomiye geçtikçe, enerji talebi artışının yavaşladığını görüyor. BP, Çin’in enerji talebi konusundaki öngörüsünün geçtiğimiz yıla oranla %7 düştüğünü belirtiyor. Raporda ABD ve Çin arasındaki gibi ticaret anlaşmazlıkların etkisi de inceleniyor. BP, bu ve benzeri anlaşmazlıkların devam etmesi durumunda ticaretin azalması ve gayri safi yurtiçi hasılanın düşmesi nedeniyle, enerji talebinin önümüzdeki 20 yılda %4 oranında azalabileceğini söylüyor.

Bu rapordan ayrı olarak Carbon Tracker da Kuzey Amerika, Avrupa ve Avustralya’daki 40 petrol ve gaz şirketini inceleyen bir raporu geçtiğimiz hafta yayımlamıştı. Şirketlerin üst düzey yönetim için belirlediği prim ve ücretlendirme politikasını inceleyen rapor, şirketlerin Paris Anlaşması hedeflerini kabul etmelerine ve düşük karbon stratejileri yayınlamalarına rağmen, gaz ve petrol üretimini artırmayı teşvik ettiklerini göstermişti.