;
Bilim

“Avustralya Yangınlarının Tek Olumlu Yanı Uyanış Çağrısı Olma İhtimali”

İklim değişikliği sonucu Güney Yarım Küre’de gözlenen rekor sıcaklıklar, iklim bilimcilere göre orman yangınlarını şiddetlendirerek geri dönüşü olmayan bir tahribata yol açıyor. Bilim insanlarına göre bu yangınların belki de tek olumlu yanı bir uyanış çağrısı olma ihtimali.

Haber: Laurie Goering

Çeviren: Çisil Sevinç

Avustralya Ulusal Üniversitesi’nde iklim bilimci olan Nerilie Abram’ın ailesi pencereleri kapalı ve perdeleri çekili bir şekilde evlerinde otururken, Avustralya başkentinde gökyüzü kırmızıya boyalı şekilde tehditkar bir dumanla kaplıydı.

Tatilden yeni dönen Abram ailesi, gökyüzü korkunç göründüğü için çocuklarına perdeleri açtırmadığını söyledi.

Geçtiğimiz hafta birkaç günlüğüne dünyanın en kalitesiz havasına sahip olan şehirde dışarı çıkarken maske kullanılıyor ancak maskeler tükenmeye başladı. Abram, astım rahatsızlığı olan aile dostlarının şehri terk ettiğini söyledi.

“Bu yangınlara gerçekten hazırlıksız yakalandık.” diyen Abram, aynı zamanda Avustralya Araştırma Konseyi’nin Aşırı İklim Koşullarında Uzmanlık Merkezi’nde profesör.

Abram, yangınların bilimsel olarak şaşırtıcı olmadığını ifade ederken “İklim ısındıkça Avustralya’daki yangınların daha kötüye gideceğini tahmin ediyorduk. Ancak çoğu Avustralyalı gibi ben de bu kadar geniş çaplı bir felaketi hayal edemezdim.” dedi.

Güney Yarım Küre’de rekor kıran sıcak ve yağışsız hava sonucu, ülkenin geniş çaplı bölgelerindeki orman yangınları 25’ten fazla kişinin hayatını kaybetmesine ve 10 milyon hektardan fazla alanın yanıp kül olmasına sebep oldu.

Hızla yayılan yıkıcı yangınlar Sidney ve Melbourne gibi büyük şehirleri kalın bir dumanla örttü ve 2 bin evi harap ederek itfaiyecileri fazlasıyla zorladı.

Avustralya yaz aylarında orman yangınlarına alışkın olsa da, bilim insanlarına göre bu seferki yangınlar farklı.

Yangınlar artık Avustralya nüfusunun çok daha fazlasını etkilerken, yangınların boyutu ve vahşeti karşısında doğanın nasıl iyileşeceği merak konusu.

Nüfusun yoğun olduğu Güneybatı’da insanların neredeyse üçte biri bu sezonki yangın ve dumanlardan doğrudan etkilendi.

Sidney’deki Yeni Güney Galler Üniversitesi’nden iklim bilimci Sarah Perkins-Kirkpatrick, toplamda 25 milyon nüfusluk halktan çoğunun yangından etkilenen birini tanıdığı söyledi.

Daha bir yılını tamamlamamış olan muhafazakar koalisyon hükümetinin güçlü kömür endüstrisiyle yakın bağlantısı olması ve iklim değişikliği için herhangi bir eyleme geçmemesi bazı politik sonuçlar doğurabilir.

Kötü zamanlanan Hawaii tatili dönüşü yangının vurduğu bölgeleri ziyaret eden Başbakan Scott Morrison, hükümetin yeterli çaba göstermemesi ve hasarı önleyememesi üzerine sinirlenen vatandaşların tepkisini çekti.

Perth’deki Murdoch Üniversitesi’nden çevre bilimci Joe Fontaine, insanların derinden etkilendiğini, derin bir kayıp hissiyle birlikte toplumda anksiyete oluştuğunu söyledi.

Ancak orman yangını krizinin iklim değişikliği konusundaki görüşleri değiştirdiğini söylemek için çok erken olduğunu da ekledi.

Daha Kötüsü mü Geliyor?

Bilim insanları, Avustralya’nın ölümcül yangın sezonunun birçok tehdidin birleşmesinden oluştuğunu söyledi.

İklim değişikliğinin genel olarak uzun dönemli sıcak ve yağışsız hava koşullarına sebep olduğunu belirten Abram, bulutlar ve rüzgarlarda yön kayması sonucu kış yağmurlarının yavaş yavaş Antarktika’ya yöneldiğini ekledi.

Aynı zamanda, Hint Okyanusu’nun doğusundaki anormal soğuklar sonucunda nemde de azalmalar oldu.

Bütün bunlar oldukça tehlikeli bir yangın dönemine sebep oluyor, ancak Abram’a göre bu bazılarının şüphelendiği gibi “yeni normal”e dönüşmeyebilir.

Gelecek yıllarda çok daha kötüleşmesi beklense de, Abram her yılın bu kadar kötü olmayacağını savunuyor.

Bu sezonki yangınlar, küresel ısınmanın sanayi öncesi döneme göre 1.1 derece fazla olduğu koşullarda gerçekleşti.

Paris Anlaşması’nın güncel taahhütleri sağlansa bile dünya 3 derecelik ısınmaya doğru gidiyor.

Isınmanın artma eğiliminde olduğunu belirten Abram, “Bu daha ne kadar kötüye gidecek? Ne kadar kötüye gitmesine izin vereceğiz?” diye sordu.

Gönüllü itfaiyeci ve eski ordu itfaiyecisi olan Perkins-Kirkpatrick’in eşi, yerdeki kül renginin ve erimiş arabalardan damlayan alüminyumun bu sezonki yangınların olağandışı sıcaklığına işaret ettiğini söyledi.

Bilim insanlarının öngördüğüne göre, bunlara ek olarak bazı bölgelerde sıklaşan orman yangınları Avustralya’nın normalde dayanlıklı olan ormanlarının iyileşmesini güçleştirecek.

Fontaine, “İşlerin yoluna girdiğini göreceğimizden şüpheliyim.” dedi. Sözlerine, “Yangına eğilimli olan Avustralya’da doğanın kendine geleceğini düşünenler iklim değişikliği etkilerini görmezden geliyor.” şeklinde devam etti.

Fontaine’e göre bazı ikonik Avustralyalı ağaç ve bitki türleri, daha fazla sıcaklık, kuraklık ve yangınla mücadele sonucu yok olmaya başlayabilir.

Vahşi yaşam uzmanları, ülkedeki koalaların yaklaşık %30’unun yangınlarda ölmüş olabileceğini belirtti.

Bu sezonki yangınların yol açtığı geniş çaplı yıkımın Avustralya’da sağlık hizmetlerinin yanı sıra, sigorta ve turizm endüstrisine de etkileri olması bekleniyor.

Doktorlar ve bilim insanları, duman ve yangına uzun süre maruz kalınmasından doğacak kalıcı fiziksel ve ruhsal sağlık problemlerinden endişeli.

Ancak bu etkilerin, siyasetçileri iklim değişikliği konusunda belirgin adımlar atmaya iteceği hâlâ belirsiz.

Abram, iklim değişikliğinin Büyük Bariyer Resifine olan riskleri üzerine yapılan uyarıların işe yaramadığını söyledi: “Umarım Avustralya nüfusunun çoğunluğunu etkileyen bu yangın tehdidi insanların iklim değişikliğini ciddiye almasında bir katalizör rolü oynar. Eğer iklim değişikliğinin nasıl görüneceği konusunda bir uyanma çağrısı olursa, deneyimin tek olumlu yanı bu olacak.”

Başbakan Morrison: Krizi yönetemedim      

Avustralya Başbakanı Scott Morrison, katıldığı bir televizyon programında ülkede Eylül ayından beri kontrol altına alınamayan yangınlarla ilgili olarak kriz yönetiminde hataları olduğunu itiraf etti. Morrison, yangın kriziyle ilgili bir kamu soruşturması açılmasını desteklediğini söyledi.

ABC Televizyonu‘na konuşan Morrison, “Sahadaki bazı gelişmeleri çok daha iyi yönetebilirdim” dedi. Morrison, bakanlarından, oluşturulacak bir Kraliyet Komisyonu‘nun soruşturmayı yürütmesine destek vermelerini isteyeceğini belirtti.

Buna ek olarak Başbakan, iklim kriziyle mücadele politikasını gözden geçireceğinin sinyallerini de verdi. Morrison “Seragazı emisyonlarını azaltacağız, elimizden gelenin en iyisini yapacağız ve daha iyi olmaya çalışacağız” ifadelerini kullandı.