;
COP27 Politika

ABD, Çin’in İklim Krizinde Daha Fazla Sorumluluk Almasını Bekliyor  

ABD

ABD, Çin’in en büyük kirletici olma statüsünü daha fazla vurgulamaya başladı.

İklim krizinin en kötü etkilerinden mustarip, görece daha yoksul ülkeler için bir “kayıp ve zarar” fonuna 30 yıldır karşı çıkan ancak bu pozisyonunu COP27’de değiştiren ABD, küresel iklim politikalarındaki kötü imajını, Çin’e devretmeye çalışıyor.

ABD uzun yıllar iklim kaynaklı zararlara karşı tazminata benzer herhangi bir ödeme yapmayı sağlamayı reddediyordu. Ülkenin eski Başkanı Donald Trump’ın ABD’yi Paris Anlaşması’ndan çekmesi eleştirileri alevlendirdi.

Önce Paris Anlaşması’na geri dönen ülke, Mısır‘daki COP27 BM müzakerelerinde kayıp ve zarar finansmanın kurulmasını kabul etti. Bu, iklim politikasında bir değişim yaşandığı gösteriyor.

ABD ayrıca, COP27 sonuç metninde petrol devleri Suudi Arabistan ve Rusya gibi üretici ülkeler tarafından engellenen fosil yakıtlara yönelik bir ifadeyi de destekledi.

Ülke, yine de iklim aktivistlerinin öfkesinin başlıca hedefi olmaya devam etti. Zirvede ABD’ye, kayıp ve zarar finansmanı kurulmasını yeterince desteklememesi nedeniyle iklim grupları tarafından  “muazzam fosil” unvanı verildi.

Biden’ın iklim elçisi John Kerry ise kapanış konuşmasında şu anda dünyanın en büyük yayıcısı olan Çin’e odaklandı. Kerry, “Çin’in bu kritik 10 yılda yaptığı seçimlerde tüm ulusların payı olacak. ABD ve Çin, yalnızca bizim iyiliğimiz için değil, gelecek nesiller için birlikte ilerlemeyi hızlandırabilmeli. Hepimiz Çin’in küresel sorumluluğunu yerine getireceğinden umutluyuz” dedi.

Clinton’ın eski bir Beyaz Saray iklim danışmanı olan ve şu an ise İlerici Politika Enstitüsü’nde çalışan Paul Bledsoe’ye göre Kerry ve ekibi, görüşmenin sonunda suçu üstlenmekten yoruldu: “ABD, emisyonlarla ilgili agresif adımlara rağmen bir şekilde kötü adam oldu, bu arada Rusya ve Çin’in emisyonları çılgınca artıyor ve yine de aktivistlerin hedefinde değiller ki bu kafa karıştırıcı” dedi.

Geçen yıl Kerry’nin COP26 müzakere ekibinin bir parçası olan Nate Hultman ise Demokratların Enflasyon Azaltım Yasasını geçirmesinin ardından ABD’nin iklim müzakerelerine “başı dik” girdiğini söyledi: “ABD, dünyanın istediği iklim sonucunu elde etmede kilit liderlerden biri olarak hareket ediyor. Ben ABD’nin müzakerelerde engelleyici bir pozisyon aldığı fikrini reddediyorum.”

Dünyanın en büyük iki emisyon kaynağı olan ABD ve Çin, Temsilciler Meclisi Sözcüsü Nancy Pelosi’nin Ağustos ayında Tayvan’a yaptığı ziyaretin ardından iklim meselelerinde görüşmeyi dondurmuştu.

Çin’in emisyonları şu anda ABD’den neredeyse üç kat daha büyük. Çin, önde gelen yenilenebilir enerji gücü haline gelmesine rağmen, kömür kullanımını hızla artırıyor ve 1.5 derece hedefini ciddi şekilde tehdit ediyor.

BM Genel Sekreteri António Guterres, COP27 anlaşmasında emisyonları azaltma konusunda ilerleme kaydedilmemesi üzerine “Gezegenimiz hâlâ acil serviste yatıyor” dedi ve ekledi:“Emisyonları şimdi büyük ölçüde azaltmamız gerekiyor ve bu COP’un ele almadığı bir sorun. Dünyanın iklim konusunda hâlâ dev bir sıçrama ihtiyacı var.”