;
Ekonomi Politika

AB Liderler Zirvesi’nde Hangi Kararlar Alındı ve Neden Zorlu Geçti?

17-21 Temmuz tarihleri arasında gerçekleşen ve 2021-27 bütçesinin ele alındığı AB Liderler Zirvesi’nde, yoğun geçen müzakerelerin ardından finansal iyileşme planında karara varıldı.

Yazı: Jennifer Rankin

Çeviri: Gülce Demirer

Hangi Karara Ulaşıldı?

Dört gece ve gündüz boyunca süren zorlu müzakerelerin ardından AB liderleri 1.6 trilyon euroluk finansal paket üzerinde anlaştılar. 750 milyar eurosu blokun, şu ana kadar yaşadığı en büyük ekonomik gerilemeden kurtulmak için kullanılacak. 1.074 trilyon euro ise 2021-2027’ye ayrıldı.

Anlaşma Neler İçeriyor?

750 milyar euroluk koronavirüs iyileşme planını fonlamak için Avrupa Komisyonu finans piyasalarından, tarihsel olarak değerlendirilen, eşi görülmemiş miktarda borç alacak.

Yatırımcılara ödeme yapmak adına AB üye devletleri yeni vergiler yaratmak için anlaşmaya vardı. Bu vergilerin arasında 2021’de yürürlüğe girecek plastik vergisi de yer alıyor. AB yasalarını hazırlayan komisyondan, AB üyesi olmayan ülkelerden ithal edilen çöpe yönelik ithalat ve dijital vergi teklifi sunması istendi. Ancak bu vergiler konusunda uzlaşmak kolay olmayacak, dolayısıyla AB’nin borçlarını nasıl ödeyeceğine dair kesin bir bilgi yok.

Neden Bu Kadar Çekişme Yaşandı?

Son 20 yılın en uzun süren Avrupa müzakeresi özellikle zorlayıcıydı çünkü blokun ekonomik ve siyasi değerlerine yönelik derin anlaşmazlıkları tetikledi. Bazı Kuzey Avrupa ülkeleri, Günay Avrupa ülkelerini, ekonomilerini olası bir krizden korumak için gerekli reformları yapmamakla suçluyordu.

Koronavirüsten en çok etkilenen İtalya ve İspanya ise bu Kuzey ülkelerini, AB projelerini tehlikeye sokmakla ve pandemi süresince dayanışma göstermediği gerekçesiyle suçladı.

Batı Avrupa ise, Macaristan ve Polonya’da hükümetin yargı bağımsızlığını kısıtlayıcı adımlar atması nedeniyle demokratik standartların kaybolacağından endişe duyuyor. AB’nin eski üye devletleri, temel demokratik değerlere uymadığı sürece hiçbir ülkenin AB fonu alamayacağını tartışıyor. Macaristan ve Polonya ise hiçbir yanlış yapmadıklarını söyleyerek Batı ülkelerini keyfi davranmakla suçluyor.

Uzlaşılamayan Konular Nelerdi?

En büyük engel ise, koronavirüsten en çok etkilenen ülkeler için hibe miktarının belirlenmesi (mali transferler) idi. Fransa ve Almanya hibe olarak 500 milyar euro önerisinde bulunmuş ancak dört “tutumlu” kuzey Avrupa ülkesinden oluşan bir grup, yalnızca kredilerin koronavirüs iyileşmesini finanse etmesi gerektiğinde ısrar ettiler. Son uzlaşmada 360 milyar euro kredi ve 390 milyar euro hibe kararı alındı.

Kimler Kazandı, Kimler Kaybetti?

Herkes boyun eğmek zorundaydı. Fransa, Almanya, İspanya ve İtalya’nın istediklerinden daha düşük iyileşme fonlarını kabul etmesi gerekiyor. Avusturya, Danimarka, Hollanda ve İsveç’ten oluşan “tutumlu” grup ise hibeleri kabul ederek büyük bir taviz verdi.

Macaristan ve Polonya tartışmasız en büyük kazanan oldular. AB tarafından bağımsız yargının altını oydukları için soruşturma altındaki bu hükümetler, AB fonlarını hukukun üstünlüğüne bağlamakta başarıya ulaştılar. AB liderleri ise başka bir gün teklif yapılması kararına vardılar.

Söz Verilen Yeşil İyileşme Planı Bu Mu?

Bütçenin ve iyileşme planının yaklaşık üçte biri, AB’nin karbon emisyonlarını 2050 itibarıyla sıfırlama hedefine yönelik ayrıldı. Çevre kampanyacıları daha öncesinde detay eksikliğinden yakınmış ve havacılık gibi kirletici sektörlerin iyileşme fonlarına erişebileceğini iddia etmişlerdi.

Kısmi bir zaferle Polonya, yeşil geçiş fonundaki paranın yarısına imzasız olarak erişebilecek.

Yazının aslına buradan ulaşabilirsiniz.