;
Bilim

5 Soruda COP23

İklim değişikliğiyle ilgili önemli tartışmalara sahne olması beklenen Birleşmiş Milletler İklim Konferansı (COP23), Almanya’nın Bonn şehrinde bugün başladı. Peki konferansa kimler katılıyor, ana tartışma konuları ne ve bu toplantı ne kadar yeşil olacak? İşte 17 Kasım’a kadar sürecek olan Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı (COP23) hakkında bilmeniz gereken 5 madde…

Bonn’a Kimler Geliyor?

25.000’e yakın kişinin katılmasının beklendiği COP23’ün bu seneki Başkanlığını Fiji adına Fiji Başbakanı Frank Bainimarama üstleniyor. Böylece iklim müzakerelerine ilk kez bir ada devleti başkanlık etmiş oluyor. 195 ülkenin diplomatlarının yanı sıra bilim insanları, lobi grupları ve çevreciler de müzakerelere katılıyor. Paris Anlaşması’ndan çekildiğini açıklayan ABD’yi ise Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Thomas Shannon temsil ediyor.

Türkiye’yi ise müzarekelerde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı ve İklim Değişikliği Başmüzakerecisi Mehmet Emin Birpınar başkanlığındaki heyet temsil edecek.  Bilindiği üzere Türkiye 2015 yılında kabul edilen Paris İklim Değişikliği anlaşmasını  2016’da yılında imzalayan 175 ülkeden biri. Ancak anlaşma halen TBMM’de onaylanmadığı için Türkiye henüz resmi olarak anlaşmanın tarafı değil.

Konuşmalar sırasında takip edilmesi gereken ülkelerin başında, büyüyen ekonomik güçler Çin ve Hindistan geliyor. Uluslararası grupların takip edeceği ülkeler arasında ise Estonya, Peru, Ekvador, İran, Etiyopya ve Maldivler de yer alıyor. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Almanya Şansölyesi Angela Merkel ve diğer liderlerin müzakerelerin sonuna doğru zirveye gelerek görüşmelere dair nihai bir adım atması ve iklim değişikliği ile mücadele konusundaki kararlılıklarını bildirmeleri bekleniyor.

Büyük İklim Değişikliği Konuları Neler?

Paris Anlaşması, küresel ısınmayı yüzyılın sonuna kadar 1,5 derece (2,7 derece Fahrenheit) veya en fazla 2 derecede sınırlama hedefi koydu. Ancak diplomatlar, ülkelerinin bu iddialı hedefe nasıl ulaşacakları konusunda bir detay sunmamışlardı. Bonn görüşmelerinde ise ülkelerin uymaları gereken kural kitabı incelenecek.

Müzakereler sırasında öncelikli tartışma, bir ülkenin çabalarının diğerleriyle kıyaslanması adına karbon emisyonlarının nasıl ölçüleceği konusunda uluslararası standartlar getirilmesi çevresinde olacak. İkinci tartışma ise, ülkelerin 2020 sonrasında karbon emisyonlarının azaltılması için yeni ve daha iddialı hedefler belirlemesi etrafında yoğunlaşacak.

Üçüncü büyük sorun ise para kaynağı. Uzmanlar, ekonomilerin fosil yakıtlardan uzaklaştırılması ve ülkelerin iklim değişikliğinin kaçınılmaz sonuçları için hazırlanması konusunda geniş finansal kaynaklara ihtiyaç duyacaklarında hemfikirler. Bunlar arasında, iklim değişikliğinin insan kaynaklı olup olmadığı konusunda şüpheleri olan Başkan Donald Trump’ın yönetiminden bazıları da var.

Neden Bonn?

Fiji’de küresel bir konferans düzenlenmesi, hem Pasifik ülkesinin kaynaklarını zorlayacak hem de binlerce delege için bir seyahat kâbusu yaşatacaktı. Almanya ise, BM İklim Değişikliği birimine ev sahipliği yapması ve geniş bir konferans alanına sahip olması nedeniyle ülkenin eski başkenti Bonn’da görüşmeleri düzenlemeyi teklif etti.

 Konferans Ne Derece Yeşil Olacak?

Almanya, iki haftalık görüşmelerin mümkün olduğunca çevre dostu olacağını açıkladı. Ülke, 117 milyon Euroluk bütçenin bir kısmını bisiklet filosu ve elektrikli otobüsler için ayırdı.

Bir diğer çevre dostu uygulama ise, her katılımcıya musluk suyu ile doldurulabilecek bir şişe verilmesi. Organizatörler bu sayede yarım milyon plastik bardak tasarrufu sağlanacağını açıkladılar.

Almanya Çevre Bakanlığı ise, Bonn’a müzakereler için dünyanın her yerinden gelen insanların sebep olduğu seragazı emisyonlarını telafi edebilmek adına yenilenebilir enerji projelerine yatırım yapıldığını açıkladı.

Almanya’nın Kömür Kullanımı Ne Durumda?

Almanya küresel ısınmaya karşı savaşta kendini lider olarak gösteriyor. Merkel de geçmişteki müzakerelerde oynadığı merkezi rol ile “iklim şansölyesi” olarak anılıyor. Ancak çevreciler Almanya’nın elektrik ihtiyacını halen %40 oranında kömürlü termik santrallerden karşıladığını hatırlatıyorlar. Bununla birlikte Almanya’daki otoyollarda hız limiti bulunmuyor ve otomobil kaynaklı emisyonlar çarpıcı bir şekilde artıyor.

Kaynak: AP