Anadolu’nun dört bir yanındaki yaşam savunucuları iklim dostu bir Türkiye hedefiyle “kömürden kurtul, geleceği kurtar” çağrısını COP29 vesilesiyle bir kez daha yineledi.
İklim finansmanı ve “fosil yakıtlardan uzaklaşma”ya dair yoğun tartışmaların yaşandığı COP29 sırasında 16 yerel STK, Türkiye’nin kömürden adil bir şekilde çıkmasını talep etti.
Türkiye COP29 sırasında uzun vadeli iklim stratejisini açıklamış ancak kömürden çıkışa dair bir politikaya yer vermemişti. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum ise, kendisine yöneltilen bir soru üzerine fosil yakıtlardan çıkılacağını söylerken, bir tarih belirtmedi.
16 STK COP29’u yakından takip ettiklerini söylerken, gün geçtikçe sıklığı ve şiddeti artan iklim krizine karşı, sözlere değil, eyleme olan ihtiyacın altını çizdi: “Bilim insanları yıllardır küresel ortalama sıcaklık artışlarını 1,5 derece sınırında tutabilmek için emisyonların 2030 yılına kadar 2010 yılına göre %45 oranında azaltılması gerektiğinin altını çiziyor. Fırsat penceremiz ise geçen her saniye giderek daralıyor.”
1.5 derece hedefini canlı tutmak için atılması gereken en somut adımın başta kömür olmak üzere fosil yakıtlardan çıkmak olduğunu belirten kurumlar açıklamaya şöyle devam etti: “Ülkemizin ise iklim karnesi maalesef kırıklarla dolu. Sanayi Devrimi’nin başladığı İngiltere bile geçtiğimiz ay son kömürlü termik santralini kapatmışken, 50’nin üzerinde ülke kömürden kademeli çıkış takvimini açıklamışken Türkiye’nin hala kömürde ısrar etmesi, bilimsel gerçeklerle örtüşmediği gibi geleceğimizi de tehlikeye atıyor. Üstelik kömürden çıkmak için bir yana, her yıl kömür sektörüne akıtılan milyarlarca dolar teşvik nedeniyle ülkemizin kamu kaynakları üzerine de ciddi bir yük biniyor.”
Türkiye’nin farklı şehirlerinde termik santrallara ve kömür madenlerine karşı verilen mücadelelere değinen kurumlar; Kahramanmaraş’ta Afşin-Elbistan A Termik Santralı’na yeni ek ünite yapılmak istenmesini; Eskişehir’in verimli tarım alanı Alpu’da tekrar kömürlü termik santral projesinin gündeme getirilmesini; Muğla Milas’ta yer alan Akbelen Ormanı’nın kömür madenciliği için yok edilmeye çalışılmasını ve yeryüzünün önemli biyoçeşitlilik sıcak noktalarından Kazdağları’nın ve ülkenin diğer bölgelerinin maden projeleriyle delik deşik edilmesini kabul etmediklerini vurguladılar.
Kömürün ötesinde yaşanabilir, sağlıklı bir gelecek için ise Türkiye’nin ivedilikle kimsenin işsiz, güvencesiz, sağlıksız, enerjisiz kalmadığı, planlı ve kademeli; ekolojik, ekonomik ve toplumsal açıdan adil bir kömürden çıkış planını deklare etmesini ve Paris Anlaşması’nı onaylayan her ülke gibi 2025 yılında Ulusal Katkı Beyanı’nı (NDC) güncellemekle yükümlü Türkiye’nin, yeni oluşturacağı Ulusal Katkı Beyanı’na “2030’a kadar kömürden çıkışı gerçekleştirme” hedefi koymasını talep ettiler.
Çağrıyı imzalayan kurumlar şu şekilde:
Antakya Çevre Koruma Derneği
Avdan Platformu
Bartın Platformu
Çan Çevre Derneği
Çevre ve Tüketici Koruma Derneği
Doğayı ve Çevreyi Koruma Derneği
Doğu Akdeniz Çevre Platformu
Ege Çevre ve Kültür Platformu
Eskişehir Çevre Koruma ve Geliştirme Derneği
Foça Çevre ve Kültür Platformu
Hayatı ve Doğayı Koruma Platformu
İkizköy Çevre Komitesi
Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği
Muğla Çevre Platformu
Sosyal Haklar Derneği
Yırca Köyü Derneği