;
Politika

Yeni BM Raporu: Ülkeler İklim Hasarına Uyum Sağlamada Başarısız

COP26’ya, kaçınılmaz sorunlara hazırlanmamanın milyonlarca hayatı risk altına soktuğu mesajı iletildi.

BM, iklim krizinin yol açtığı aşırı hava koşullarının dünyayı “yeni bir vahşetle” karşı karşıya bıraktığı konusunda uyardı, ancak ülkeler şimdiye kadar seragazı emisyonları azaltılsa bile artık kaçınılmaz olan yaygın hasara hazırlanmakta başarısız oldular.

Gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkeler özellikle risk altında, ancak insanları ve kaynakları sel, kuraklık ve deniz seviyesindeki yükselmelerden korumak için gereken parayı toplayamıyorlar. Etkilerle başa çıkmak için bu 10 yılın sonuna kadar yılda 140 milyar dolar ile 300 milyar dolar arasında ihtiyaçları olması muhtemel, ancak 2019’da seragazı emisyonlarını azaltmak için nakit dahil olmak üzere iklim finansmanından sadece 80 milyar dolar aldılar.

BM Çevre Programı (UNEP) Glasgow’daki COP26 konferansında, iklim krizinin etkisine uyum sağlamaya daha fazla odaklanılmazsa milyonlarca hayatın ve geçim kaynağının risk altında olabileceği konusunda uyarıda bulundu.

Altıncı Adaptasyon Açığı raporunda UNEP, bağış yapan ülkeleri iklim uyumu için daha fazla uluslararası yardıma odaklanmaya, özel sektör finansmanını dahil etmenin yollarını bulmaya ve tüm ülkeleri COVID’den ekonomik toparlanmaya akıttıkları trilyonlardan daha fazlasını iklim krizi etkileri için kullanmaya çağırdı. Uzmanlar, bu tür çabaların insanları korumanın yanı sıra iş ve refah yaratabileceğini söyledi.

UNEP’in yönetici direktörü Inger Andersen, seragazı emisyonlarını azaltma ve küresel sıcaklık artışlarını sınırlama çabalarının sürmesinin gerekliliğine rağmen, COP26’da toplantı yapan ülkelerin iklim krizinin etkilerine hazırlanmak için daha fazla çaba göstermesi gerektiğini söyledi.

Andersen, “Bu yıl iklim etkilerinin gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeleri yeni bir vahşetle vurduğu yıl oldu. Bu arada Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli, küresel ısınmayı bu yüzyılda 1,5 derecelik bir sıcaklık artışıyla sınırlamak için en iyi ihtimalle %50 şansımız olduğu konusunda uyardı. Bu nedenle, seragazı emisyonlarını azaltma çabalarını hızlandırmak istesek bile, uyum sağlamak için planlarımızı çarpıcı bir şekilde güçlendirmemiz gerekiyor” dedi.

Gelişmekte olan ülkeler veya en az gelişmiş ülkelerin, altyapılarının çoğu halihazırda kötü durumda. Bunun yanı sıra insanlar sel veya fırtına gibi ani aşırı hava koşullarının etkisiyle başa çıkmak veya kuraklık gibi daha uzun süreli etkilere dayanmak için çok az kaynağa sahip. Bu nedenle bahsi geçen kategorilerde yer alan ülkeler en zor görevle karşı karşıya.

Bununla birlikte, gelişmekte olan ülkeleri bu etkilere karşı daha dirençli hale getiren projeleri finanse etmek de zor. Bir rüzgar çiftliği inşa etmek veya güneş panelleri kurmak hızlı ve somut bir geri dönüş sağlarken ve yatırımcılar için cazipken, tarım arazilerini kuraklığa karşı yönetmek ve sel durumunda erken uyarı sistemleri kurmak, barınak inşa etmek gibi insanları aşırı hava koşullarına hazırlamanın diğer yollarını hazırlayan projeler net bir kazanç sağlamıyor.

Adaptasyon fonlarının 2017-18’den 2019-20’ye %50 oranında artmasına rağmen, Andersen bunun hâlâ “çok düşük” olduğunu söyledi. Raporda ayrıca, en büyük 10 bağışçının 2010 ve 2019 yılları arasında uyum sağlamaya odaklanan 2.600’den fazla projeyi finanse ettiğini gösteren OECD verilerine de yer verildi. UNEP’e göre, 2020’den bu yana %7’lik bir artışla, 10 ülkeden yaklaşık sekizi şu anda en az bir ulusal düzeyde uyum planlama aracını benimsedi.

Yine de, insanların uyum sağlamasına yardımcı olan bazı yöntemlerin, seragazı emisyonlarını azaltmak da dahil olmak üzere birçok faydası olabilir. Örneğin, kıyı bölgelerindeki mangrov bataklıklarını veya mercan resiflerini deniz seviyesinin yükselmesine ve fırtına dalgalanmalarına karşı bir tampon görevi görecek şekilde restore etmek, karbondioksiti hapsedebilir ve sağlıklı balık ve diğer vahşi yaşam popülasyonlarını teşvik edebilir ve aynı zamanda turist geliri sağlayabilir.

Aşırı hava koşullarının etkilerine hazırlanmaya yönelik erken çabalar, afet meydana geldiğinde kurtarma harcamalarına olan ihtiyacı da azaltır.

Uluslararası iklim görüşmelerinde, acil bir görev olan emisyonları azaltma lehine uyum genellikle göz ardı edildi. Ancak BM, genel sekreteri António Guterres ile COP26 görüşmelerinde uyumu vurgulamaya çalışıyor ve sürekli olarak zengin dünyadan yoksul ülkelere aktarılacak 100 milyar dolarlık iklim finansmanının yarısının uyuma ayrılması için çağrıda bulunuyor.