;
Ekonomi

Volkswagen’in “Kirli Üretimi” Türkiye’de

Pelin Cengiz’in Artı Gerçek’teki yazısına göre, Alman otomotiv devi Volkswagen’in 2015’te karıştığı “Dieselgate” olarak adlandırılan dizel araçlardaki emisyon skandalıyla ilgili Almanya’da 450 bin kişinin üreticiden davacı olduğu tarihî dava başladı. Avrupa Birliği’nin istemediği eski teknolojisi ise Türkiye’ye geliyor.

Pelin Cengiz’in Artı Gerçek’te yayımlanan yazısına göre Volkswagen’in de içinde olduğu ve başka bazı üreticilerin de yer aldığı bir çevre skandalı olan “Dieselgate” sürecine ışık tutuyor. Almanya’da 450 bin kişinin üreticiden davacı olduğu tarihî dava başladı.

ABD’deki Çevre Koruma Ajansı’nın (EPA – Environmental Protection Agency) emisyon testlerini yanıltmaya yönelik olarak VW’nin dizel yakıtla çalışan araçlarına bir yazılım yüklediği ortaya çıkmıştı. Bir dizi inkâr sürecinden sonra VW, Eylül 2015’te dünya genelinde 11 milyon aracın bu tür yazılımla donatıldığını kabul etmişti.

Çevreye ve halk sağlığına çok ciddi zarar veren bu olayı ise aslında EPA değil, International Council on Clean Transportation (Uluslararası Temiz Taşımacılık Konseyi) bulmuştu.

Yaptıkları testlerde nitrojen oksit oranının EPA’nın kabul edilebilir seviyesinin 35-40 kat üzerinde olduğu anlaşılmış, VW’nin söz konusu dizel motorunun çevreyi kabul edilen standart değerden 40 kat daha fazla kirlettiği tespit edilmişti. Ancak VW’nin emisyon skandalı herhangi bir üretim hatasından kaynaklanmıyor. Bilinçli bir işlem söz konusu.

Skandalın ardından Süddeutsche Zeitung gazetesi, VW yönetimini Kuzey Kore’nin yönetim şekline benzetmiş, şirketin otokratik liderlik tarzıyla, işlevsel bir yönetim şeklinden uzak yönetildiğini yazmıştı. Şirketin kendini tüm dünyadan izole ettiğini, mühendis kadrosunun çevreyle ilgili yasa ve düzenlemelere karşı ciddi bir düşmanlık beslediğini belirtmişti.

Tüketiciler, çevreye duyarlı bir otomobil aldıklarını düşünürken, çevreye çok daha fazla zarar veren araçlar kullandılar. Şimdi bu dava süreci VW’ni epeyce zorlayabilir.

VW, Mayıs 2019’da emisyon skandalı sebebiyle şirketin zararının 30 milyar euroyu bulacağını açıkladı. Şirket Haziran 2016’da 15 milyar euro ceza ödemeyi kabul etmişti. VW, ABD Adalet Bakanlığı ile anlaşma yoluna giderek, sadece ABD’de 475 bin dizel araç için, her araç sahibine 10 bin dolara kadar tazminat ödemeyi de kabul etmişti.

VW Nitrojen Oksit Emisyonlarını Bilerek Düşük Gösterdi

Bu skandalla birlikte dizelin “temizliğinin” de yalandan ibaret olduğu fark edildi. Dizel araçların son yıllarda tercih edilmesinin en önemli sebeplerinden biri, benzinle çalışan otomobillere oranla iklim değişikliğine daha az etki etmeleriydi. VW’nin düşük gösterdiği nitrojen oksit emisyonları hava kirliliğine, solunum yollarında, beyin ve akciğerlerde ciddi sorunlara yol açıyor.

Skandalın arkasından ülkeler, art arda dizel ve benzinli araçlarla ilgili yasaklama kararları aldı. Amsterdam’da çevre ve hava kirliliğinin başlıca sebeplerinden biri olarak gösterilen dizel ve benzinli araçlar 2030 yılına kadar tamamıyla yasaklanacak. Hava kirliliğiyle mücadele eden Paris ve Fransa’nın diğer kentleri Grenoble ve Strazburg, dizel araç girişlerini yasakladı ya da kademeli olarak yasaklama kararı aldı.

Almanya’da ise Münster Yüksek İdare Mahkemesi, hava kirliliğiyle mücadele için Köln kentindeki bazı yollarda eski dizel araçlara yönelik uygulanan sürüş yasağının revize edilerek uygulanması gerektiği kararına vardı.

Almanya, ayrıca geçtiğimiz günlerde gerçekleşen BM İklim Eylem Zirvesi’nde elektrikli araç yatırımlarını artıracağını, ülkede 2030’a kadar elektrikli şarj istasyonu sayısının 1 milyona çıkacağını açıkladı. Ayrıca, benzinli araçlara karbon vergisi gelmesi de gündemde.

Geçen yıl, Cambridge Econometrics tarafından AB’de elektrikli araçlara geçiş hakkında detaylı bir çalışma yayınlanmış, raporun temel senaryosunda elektrikli ulaşım sayesinde Avrupa’nın 2030’da 49 milyar euro daha az petrol ithalatı yapacağı ifade edilmişti. Hâlihazırda, AB ham petrolünün %89’unu ithal ediyor, bunun büyük bir kısmını ulaşımda yakıt olarak kullanıyor.

Geçtiğimiz yıllarda AB’nin seragazı azaltım hedeflerini durdurmak için VW’nin, Brüksel’de karşı lobi yapsın diye ekipler kurduğu ve bu ekiplere milyonlarca euro para aktardığı da biliniyor.

Corporate Europe Observatory, emisyon skandalının ortaya çıktığı dönemde, otomotiv endüstrisinin lobi faaliyetlerine yıllık 20 milyon euro harcadığını, bunun yarısını da Volkswagen, Daimler ve Opel’in finanse ettiğini açıklamıştı.

Bir süredir Volkswagen’in Türkiye’de yatırım yapma ihtimaliyle ilgili büyük bir sevinç dalgası yaşanıyor. Köprülere, tünellere verilen araç geçiş garantisinden sonra VW’e tamamen “yerli ve milli” araç alım garantisi verileceği iddiaları da gündemde.

VW Avrupa’da Üretemeyeceği Dizel ve Benzinli Araçları Burada Üretecek

Avrupa Birliği, kendi sınırları içinde artık otomobil üretilmesini istemiyor. AB’nin 2030 yılı karbon emisyon hedeflerini tutturmak için yüksek karbon salımına yol açan endüstrileri Avrupa dışına çıkarmaları gerekiyor.

AB, çevreyi kirleten egzoz gazı emisyonunu kontrol altında tutmak için 2021’den itibaren satılan araçlarda karbondioksit miktarını kilometre başına ortalama 95 grama indirdi. 2025 yılına kadar 2021 yılı seviyelerinin %15 altına, 2030’da ise 2021 yılı seviyelerinin %35 altına inecek.

Emisyon standartlarını tutturamayan üreticiler 2021 itibarıyla sattığı her araç için karbon miktarı başına ceza ödeyecek. Yapılan hesaplamalara göre, bu da markaların en az 500 milyon ila 1 milyar euro arasında değişen para cezası alacağı anlamına geliyor. Dolayısıyla otomotiv üreticileri sıfır emisyona sahip elektrikli araçlara yatırım yapıyor.

Bu zorunluluk Türkiye’deki satışlar için geçerli değil; ancak ihracatının %80’ini Avrupa’ya yapan üreticiler uymak zorunda.

Yatırıma geliyor diye sevinilen VW, AB’nin istemediği eski teknolojisini buraya getirirken, Almanya’da elektrik tedarikçisi olmaya hazırlanıyor. VW, enerji tedarik edecek ve elektrikli arabalar için şarj hizmeti verecek Elli Group GmbH şirketini kurdu.

VW artık Avrupa’da üretemeyeceği ve hatta satamayacağı dizel ve benzinli araçları getirip burada üretecek, bizim havamızı, suyumuzu, toprağımızı kirletecek, ve üstüne vergi indirimi, alım garantisi vereceğiz. O araçları da Avrupa’ya satmayacağına şimdiden kesin gözüyle bakılabilir. Büyük otomobil firmalarının Türkiye’ye yatırım yapmayı düşünmesinin sebebi de bu.

Yazının tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

Haber Merkezi

İklim Haber - Haber Merkezi