;
Bilim

Van Gölü’nün Çekilmesiyle Kilometrelerce Uzanan Mikrobiyalitler Ortaya Çıktı

Türkiye çapında yaşanan kuraklıktan Van Gölü havzası da nasibini alıyor. Yağışlardaki azalma ve artan sıcaklık nedeniyle yaşanan aşırı buharlaşma sonucun göl suyunun çekilmesinin ardından gölün derinliklerindeki mikrobiyalitler de gün yüzüne çıkmaya başladı.

YAZI: Şenol BALİ

Türkiye’nin en büyük gölü olan Van Gölü havzasında sıcaklığın yükselmesine bağlı buharlaşmanın artması nedeniyle başta göl olmak üzere birçok baraj, akarsu ve su kaynaklarının seviyesinde yıl boyunca düşüş yaşandı. Havzadaki iki göl tamamen kururken birçok baraj ve akarsu da kuruma noktasına geldi. Van Gölü’nde de su seviyesinde gözle görülür bir çekilme oldu. Yaz boyunca yer yer adacıkların oluştuğu gölde, yaşanan çekilmenin ardından mikrobiyalitler ortaya çıkmaya başladı. Daha önce suyun derinliklerinde görüntülenebilen mikrobiyalitlerin yüzeye çıkması vatandaşlar tarafından ilgiyle karşılandı. Uzmanlar ve akademisyenler ise mikrobiyalitlerin gölde yaşanan aşırı çekilmeyle ilgili olduğunu söylüyor ve bu yapıların korunarak ekoturizme kazandırılması gerektiğine dikkat çekiyor.

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi’nden Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Akkuş mikrobiyalitlerin gölün tabanından çıkan tatlı su ile gölde olan tuzlu ve sodalı suyun birleşmesiyle oluştuğunu söylüyor; ‘’ Van Gölü dünyanın en büyük sodalı gölü. Sodalı olması sebebiyle göllerde çok nadir görülen mikrobiyalitler oluşuyor. Tabandan tatlı su çıkışı oluyor. Kalsiyumca zengin tatlı su gölün tuzlu ve sodalı sularıyla birleşince bir çökelme başlıyor. Bunun sonucunda mikrobiyalit veya diğer ismiyle Van Gölü mercanları dediğimiz yapılar ortaya çıkıyor.’’

Çıkan mikrobiyalitlerin dünyadaki örneklere göre çok büyük olduğu bilgisini paylaşan Akkuş, “Van Gölü küresel iklim değişikliği ve sıcaklıktan dolayı çekilmesiyle kıyıya yakın olan mikrobiyalitler gün yüzüne çıkmaya başladı. İnsanlar kıyı kesimlerdeki mikrobiyalitleri görmeye başladı. Bugün neresine giderseniz gidin kıyılarda minyatür gökdelenlerden oluşan şehirler gibi mikrobiyalitlere şahitlik edeceksiniz. Dünyanın diğer bölgelerinde 5-10 metre iken Van Gölü’ndekiler 50-60 metre büyüklükte. Dünyanın en büyük mikrobiyalitleri Van Gölü’nde yer alıyor” dedi.

Van Gölü Tarih Boyunca Çekilip Yükseldi

Van Gölü’nün tarihsel süreç içerisinde geçirdiği değişimlere değinen Akkuş , “Van Gölü dünyadaki diğer sular gibi bir çekilme yaşıyor. Van Gölü 8000 yıllık bir tarihe sahip ve kapalı bir göl. Dışarıya bir su akıntısı yok, dışarıdan da havzaya su girişi yok. Bütün su bütçesi kendi içindeki dinamiklerle oluyor. Aslında basit bir denklem; yağışlarla beraber havzaya su girişi oluyor, buharlaşma ile beraber havzadan su çıktısı oluyor. Sıcak geçen periyotlarda göl çekiliyor, yağışlı geçen periyotlarda yükseliyor. Bu yükselip alçalmayı her zaman yaşadı. Bin yıl geriye gittiğimiz zaman göl tamamen Tatvan açıklarında bir su birikintisiydi” ifadelerini kullandı.

Akkuş, mikrobiyalitlerin ekoturizme kazandırılması gerektiğini aktarırken  “Van Gölü’nden ekonomik  olarak balıkçılık ve taşımacılık gibi iki şekilde yararlanılıyor. Şu an ekoturizme ciddi bir katkısı yok. Buradan kasıt sualtı dalış turizmi. Bu mikrobiyalitleri tanıtabilirsek binlerce dalgıç buraya gelecek” diye konuştu.

“Böyle Devam Ederse Van Gölü 30-40 Yıl Sonra Ömrünü Tamamlayacak”

Van Çevre Derneği (Çev-Der) Yönetim Kurulu üyesi Arzu Dinçer Van Gölü’nde yaşanan çekilmeyi iklim değişikliğine bağladı. Yağış miktarının azaldığını söyleyen Dinçer, Aralık ayına girilmesine rağmen yağışın olmadığını bunun da kuraklığı tetiklediğini belirtti: “Küresel ısınmanın etkileri son yıllarda kendisini göstererek iklim değişikliğine etki etti. Ülkemizin en büyük gölü olan Van Gölü de küresel ısınmadan nasibini aldı. Aralık ayında olmamıza rağmen tek damla yağış yağmadı. Bu da kuraklığı tetikliyor. Van Gölü bu şekilde devam ederse uzmanlara göre 20-30 yıldan daha az bir sürede ömrünü tamamlayacak. Küresel iklim krizine bağlı kuraklık, sadece Van Gölü değil, çevresinde bulunan irili ufaklı göl ve barajlar da kuruyarak adeta çöle döndü. Van Özalp’taki bütün göller kurumuş; Akgöl, Değirmigöl, Sıhke Gölü, Keşişgöl ve Zernek Barajı kuruyor. Bu başlı başına bir felakettir.”

Su seviyesinin metrelerce çekildiği gölde ortaya çıkan mikrobiyalitlere değinen Dinçer, bunların korunması gerektiğini ifade etti: “Son zamanlarda Van Gölü’nün su seviyesinde korkunç düşüş yaşanırken, Bitlis’in Adilcevaz ilçesi kıyısında ve Edremit ve Erciş ilçelerinin belli bölgelerinde Van Gölü’nün çekilmesi sonucu mikrobiyalitler ortaya çıkmaya başladı. Bunların orta ve uzun vadede korunması lazım.”

Dinçer, yaşanan iklim krizin aşılması için ise barajlar ve HES’lerin yerine bölgede güneş enerjisi gibi yenilenebilir enerjinin tercih edilmesi gerektiğini söyledi.