;
Ekonomi

“Türkiye’deki Yapıların Çatıları GES için Uygun Değil”

ENSİA Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Vatansever, Türkiye’deki mevcut yapı stokunun büyük çoğunluğunda çatıların GES projelerine uygun olmadığına dikkat çekti.

Enerji Sanayicileri ve İş Adamları Derneği (ENSİA) Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Vatansever, ABD’nin Kaliforniya eyaletinde, 1 Ocak 2020’den itibaren yeni yapılan binaların çatılarına güneş enerjisi santralı (GES) kurulma zorunluluğu getirilmesinin, Türkiye için çok öğretici olduğunu belirterek, “ABD’den daha zengin bir ülke miyiz?” diye sordu.

Kaliforniya’nın, enerjide dışa bağımlılığını sıfır noktasına indiren ABD’nin nüfus yoğunluğu en yüksek eyaleti olduğunu hatırlatan Vatansever, enerjisinin %16’sını güneşten elde eden eyaletteki uygulamanın bir benzerini yıllardır kamuoyuna ve kamu otoritelerine ilettiklerini hatırlattı.

İklim Haber'i Telegram'da Takip Edin!İklim Haber'i Linkedin'de Takip Edin!

“Mevcut Çatılar Uygun Değil”

Türkiye’deki mevcut yapı stokunun büyük çoğunluğunda çatıların; yön, açı ve binaların statik taşıyıcı güçleri dikkate alındığında GES projelerine uygun olmadığına dikkat çeken Hüseyin Vatansever, “Derneğimizin kurulduğu 2016’dan bugüne, yeni yapılacak tüm bina ve fabrikaların çatılarının fotovoltaik güneş enerjisi panellerine uygun inşa edilmesi gerektiğini söyledik. Tüm siyasi partilerin ortak inisiyatifi ile İmar Yasalarında süratle gerekli değişiklikler yapılmasını ve zorlayıcı hükümler getirilmesini dile getirdik. Ama maalesef kimseye dinletemedik”dedi.

Birincil enerji kaynaklarında yaklaşık %75 oranında dışa bağımlı olan Türkiye’de, çatıların GES’lere uygun inşa edilmesini sağlanamazken, enerjide dışa bağımlılığı sıfır noktasında olan ABD’deki uygulamanın kendilerini üzdüğünü vurgulayan Vatansever, şu değerlendirmeyi yaptı: “Belediyelerimiz hem kanunların yapımında hem de uygulamada belirleyici olmalı. İnşaat ruhsatı verirken, binanın ya da fabrikanın GES panellerine uygun projelendirildiğine dikkat etmeli ve görüntü kirliliği oluşmamalı. Ülkemiz, enerji talebinin önemli bir bölümünü güneş ve rüzgar başta olmak üzere yenilenebilir kaynaklardan karşılayabilir. Coğrafi konumumuz gereği güneş enerjisinde en şanslı ülkelerden biriyiz. Ülkemiz yıllık 2737 saat güneşlenme süresi karşılığında güneşten sadece 6 GW enerji elde ederken; Almanya yıllık 1600 saat güneşlenme süresi karşılığında 46 GW enerji üretebiliyor. Yani bizden %60 daha az güneş alırken, bizden yaklaşık sekiz kat daha fazla güneş enerjisi elde edebiliyor. Ülkemizde güneş enerjisi kapasitesinin son üç yılda %75 artmasını elbette alkışlıyoruz. Ancak bu veriler, Türkiye’nin tam anlamıyla varlık içinde yokluk çektiği gerçeğini değiştirmiyor.”