TEMA Vakfı, #KanunKorumazsaMadenYaşatmaz etiketiyle yaptığı açıklamada, maden projelerinin Anadolu’nun binlerce yıllık kadim kültürünü köklerinden söktüğünü ifade etti. TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç ise tüm yurttaşlara çağrı yaparak “Sularımızı korumak zorundayız. Bunun yanında topraklarımızı korumak zorundayız. Binlerce ton siyanürlü suyla topraklarımızı bulayıp bırakıp gitmelerine göz yumamayız” dedi.
TEMA Vakfı, #KanunKorumazsaMadenYaşatmaz etiketiyle sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, maden projelerinin binlerce yıllık kadim Anadolu kültürümüze büyük zararlar verdiğini yineledi.
“Madenciliğe Kapalı Alanlar Kanunlarla Belirlenmeli”
Açıklamada, “Onlarca uygarlığa ev sahipliği yapmış Anadolu, bu topraklarla yoğurulmuş kadim kültürlerin beşiği…Ninniler, masallar, türküler, destanlar, motifler burada doğdu, burada büyüdü; neşeye, umuda, acıya burada söz, müzik, renk oldu. Kültürel değerlerimiz canlı öğelerdir. Tıpkı kökleri derinlere, yaprakları gökyüzüne uzanan binlerce yıllık ağaçlar gibi; varlıkları, nesilden nesle aktarılmaları yaşadıkları topraklarla güçlü bağlarının korunmasına bağlı” denildi.
Maden projelerinin binlerce yıllık kadim kültürümüzü köklerinden söktüğünün ifade edildiği açıklamada, “Ormanların, korunan alanların, verimli tarım ve mera arazilerinin, içme suyu havzalarının ve yerleşim alanlarının madencilik faaliyetlerinin zararlarından korunması için madenciliğe kapalı alanların kanunlarla belirlenmesini talep ediyoruz” denildi.
“Sularımızı Altın Madenlerine, Kömür Madenlerine Veremeyiz!”
TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç da vakfın sosyal medya hesabından yaptığı konuşmada, doğal ve kültürel varlıklarımızın yalnızca sağlıklı bir yaşamın değil, geleceğimizin de temeli olduğunu vurguladı.
Doğal ve kültürel varlıklarımız korumanın hepimizin ortak sorumluluğu olduğuna dikkat çekmek isteyen Ataç, “Bir süredir gündemde bulunan bir torba yasa var bildiğiniz gibi. İçerisinde zeytinlikleri, madenleri ve enerjiyi etkileyen bölümler var. Zeytincilik kısmı çok önemli bir yer işgal etti kamuoyunda haklı olarak. İnanın en az onun kadar önemli olan IV. Grup Madenler dediğimiz altın, gümüş, bakır, kömür gibi endüstriyel madenlerin hakkındaki düzenleme de çok önemli” dedi.
TEMA Vakfı olarak uzun süredir bu konuda çalıştıklarını dile getiren Ataç, “En son Komisyon’da da çok açıkça fikirlerimizi dile getirdik. Çalışmaların her aşamasında olduk. Yapabildiğimiz maksimum enerjiyi sağlayarak ancak ne yazık ki Komisyon’dan geçmesini de bir şekilde etkileyemedik fikirlerimizle” diye konuştu.
Geldiğimiz noktada acilen bu konuda milletvekilleri ve yönetimin dikkatinin çekilmesi gerektiğinin altını çizen Ataç, şunları söyledi: “Bizim acilen Türkiye’nin bütün topraklarında madene kapatacağımız alanları belirlememiz lazım. İklim krizinin çok başındayken ve hızla etkilenmeye başlamışken biz sularımızı altın madenlerine, kömür madenlerine veremeyiz.”
Çok kritik bir noktada olunduğunu vurgulayan Ataç, “Sularımızı korumak zorundayız. Bunun yanında topraklarımızı korumak zorundayız. Binlerce ton siyanürlü suyla topraklarımızı bulayıp bırakıp gitmelerine göz yumamayız. Sizi bilgilenmeye ve hızla kendi etki alanınızda değerli milletvekillerimizi ve tüm yönetimi etkilemeye davet ediyorum” sözleriyle konuşmasını noktaladı.