;
Ekonomi Politika

Sağlık Uzmanlarından G20 Liderlerine: COVID-19 Toparlanma Paketlerinin Merkezinde Halkın Sağlığı Olmalı

40 milyondan fazla doktor, hemşire ve sağlık uzmanı, G20 liderlerine gönderdikleri mektupta gelecekte oluşabilecek krizlerden kaçınmak ve dayanıklılığı artırmaya yardımcı olmak için, halk sağlığının ekonomik toparlanma paketlerinin merkezine konulmasını talep etti.

COVID-19 salgınıyla mücadelede ön saflarda yer alan sağlık çalışanlarının da aralarında bulunduğu, 90 farklı ülkeyi temsilen bir araya gelen 40 milyondan fazla doktor, hemşire ve sağlık uzmanı, G20 liderlerine bir mektup gönderdi. Mektup, gelecekte oluşabilecek krizlerden kaçınmak ve dayanıklılığı artırmaya yardımcı olmak için, halk sağlığının ekonomik toparlanma paketlerinin merkezine konulmasını talep ediyor.

2015’de Paris’te imzalanan iklim anlaşmasının öncesinde sağlık konusunda çalışan sivil toplum kuruluşlarının bir araya gelmesinden bu yana gerçekleşen bu en büyük seferberlikte, Dünya Tıp Birliği (World Medical Association), Uluslararası Hemşireler Konseyi (International Council of Nurses), İngiliz Milletler Topluluğu’ndaki Hemşireler ve Ebeler Federasyonu (Commonwealth Nurses and Midwives Federation), Dünya Aile Doktorları Birliği (World Organization of Family Doctors) ve Dünya Halk Sağlığı Dernekleri Federasyonu’nun (World Federation of Public Health Associations) da aralarında bulunduğu sağlık uzmanlarını temsil eden 200’den fazla tıbbi dernek ve kuruluş, üyeleri adına mektubu imzalarken binlerce sağlık uzmanı da mektubu bireysel olarak imzaladı.

Mektup hükümetlerden, halihazırda değerlendirilmekte olan ekonomik teşvik paketlerinde halk sağlığı, temiz hava, temiz su ve istikrarlı iklim koşullarına yapılacak yatırımları önceliklendirmelerini talep ediyor. Bu yatırımlar, insan sağlığına zarar vermenin ve gelecekte oluşabilecek küresel salgınlara karşı direnci artırmanın yanı sıra, daha sürdürülebilir istihdam olanakları oluşmasını sağlıyor.

G20 ülkelerinin liderleri, teşvik paketlerini geliştirme süreçlerinde, toparlanmayı, ekonominin sağlığını göz önünde bulundurarak gerçekleştirmek için, tıp ve bilim dünyasını dahil etmeli. Belirtilen teşvik kararları, önlemlerin kısa ve uzun vadede halk sağlığını ne şekilde etkileyeceğine ilişkin tıbbi ve bilimsel değerlendirmeleri göz önünde bulundurmalı.

COVID-19 salgını doktorları, hemşireleri ve sağlık uzmanlarını onlarca yıldır görülmemiş seviyede ölüm, hastalık ve psikolojik baskıya maruz bıraktı. Gelecekte oluşabilecek küresel salgınlarla mücadele için halk sağlığına ve çevre yönetimine yatırım yapılması, yaşanan acının kısmen azaltılmasına yardımcı olabilir.

Sağlık uzmanları, liderleri bu hatalardan ders almaya ve dünyayı daha güçlü, sağlıklı ve dayanıklı hale getirecek adımlar atmaya çağırıyor. Hükümetler, önümüzdeki 12 ila18 ay içerisinde, hangi alanlara ne miktarda yatırım sağlanacağını belirleyerek, belirtilen dönüşümü gerçekleştirme gücüne sahipler. Bu yıl gerçekleşecek uluslararası zirveler (10 Haziran’da gerçekleşecek G7 zirvesi, 18-19 Haziran’da gerçekleşecek Avrupa Konseyi toplantısı, 16-18 Ekim’deki IMF-Dünya Bankası toplantısı ve 21-22 Kasım’da gerçekleşecek G20 zirvesi), dünya liderlerine, ekonomik toparlanma programlarının, halk sağlığı üzerine inşa edilmesi için birlikte hareket etme fırsatı veriyor.

Sağlık uzmanlarının temel talebi, COVID-19 sonrası dönemi inşa ederken, bilim temelli bir yaklaşımla sağlığı önceliklendiren ekonomik toparlanma sürecinin gerçekleşmesi. Bu toparlanma programlarının, hem akciğer, kalp ve diğer organları zayıflatan hava kirliliğini önlemeye yönelik olması; hem de kuraklığa, aşırı sıcaklığa, sele, yangına ve hayatı tehdit eden yıkımlara neden olan emisyon artışında önemli ölçüde azaltım sağlaması gerekiyor. Toparlanmanın sağlıklı şekilde gerçekleşmesi, hükümetlerin sürdürülebilir ve yenilikçi sanayilere, iş kollarına, gıda üretimine ve tedarik zincirlerine yatırım yapmasını gerektiriyor. Sağlık uzmanları, bu dönüşümün gerçekleşmesiyle, liderlerin sağlıklı beslenme, yenilenebilir enerji, yürüyüş, bisiklet ve sıfır emisyonlu toplu taşıma ile doğanın radikal şekilde yenilenmesini teşvik eden yatırımların yanı sıra, insanların, ekonominin ve gezegenin sağlığını destekleyen diğer olumlu değişikliklere yol açacağını belirtiyor.

Dünya Tıp Birliği Başkanı Miguel R. Jorge, sağlık sektörü çalışanlarının, bu krizde ön saflarda yer aldığını ve harekete geçmekte geç kalındığı için çok fazla yaşam kaybına şahit olunduğunu belirterek, “Artık yaşamı sağlıkla idame ettirmenin gezegenin sağlığına bağlı olduğunu her zamankinden daha açık şekilde görüyoruz. Toparlanma sürecine girerken, bizleri daha fazla zarar görmekten koruyan bir sistemi inşa etmemiz gerektiğini görmezden gelemeyiz. Bu sebeple hükümetlerin, kurtarma paketlerini değerlendirirken, halk sağlığını dikkate almaları önem arz ediyor. Kapsamlı bir yaklaşımla hazırlanacak sağlıklı ve yeşil bir toparlanmaya hemen şimdi ihtiyaç duyuyoruz” dedi.

Uluslararası Hemşireler Konseyi Başkanı Annette Kennedy ise COVID-19’un dünyayı durma noktasına getirerek, bizleri geçmişi yeniden değerlendirme zorunluluğunda bıraktığını ifade etti ve ekledi: “Bu durum, bizlere, gezegene ve üzerindeki tüm insanlara fayda sağlayacak değişiklikler yapmak için eşsiz bir fırsat sağlıyor. İklim değişikliği, dünya nüfusunun sağlığına şimdiden ve önemli ölçekte tehdit oluşturuyor. Hükümetleri, çocuklarımızın ve torunlarımızın yaşanabilir ve sürdürülebilir bir iklimde, sağlıkla büyüyebilmeleri için kirlilik seviyelerinin kriz öncesi seviyelere dönmemesini sağlamaya davet ediyoruz. COVID-19 küresel salgınından olumlu olarak değerlendirebilecek bu yegane fırsatın elimizden kaymasına izin vermek affedilemez. Uluslararası Hemşireler Konseyi üyeleri, gelecekte oluşabilecek krizlere hazırlıklı olmanın, sağlık hizmetlerine yatırım ve iklim değişikliğini önemsemekten geçtiğinin farkında. Sürdürülebilir bir geleceği ancak, sağlık hizmetlerine ve çevreye yatırım yaparak sağlayabiliriz.”

Küresel İklim ve Sağlık İttifakı (Global Climate and Health Alliance, GCHA) Genel Müdürü Jeni Miller ise “Ekonomik toparlanmanın sağlıklı şekilde gerçekleşmesi; insanların, ekonominin ve gezegenin sağlığının yakın ilişkisini gözetiyor. Yaşadığımız pandemi, ekonomik iyileşmenin küresel sağlık sisteminin dayanıklılığını güçlendirecek şekilde planlanması gerekliliğini gösteriyor. Ulusal toparlanma programları, büyük ölçekli kamu fonu yatırımları aracılığıyla tasarlanırken, hükümetlerin, bu önemli ilişkiyi göz önünde bulundurması gerekiyor. Bu kapsamda hükümetlerin, insan sağlığı üzerinde doğrudan etkileri bulunan çevre standartlarında esneklik sağlamak üzere şirketlerin baskılarına boyun eğmemeleri gerekiyor. Yaşanan kriz, işlerin her zamanki şekliyle yürütüldüğü düzene geri dönmek yerine, insanları ve gezegeni koruyan bir gelecek yaratmak için cesur adımlar atmanın zamanının geldiğine işaret ediyor“ dedi.