;
Ekonomi Politika

Polonya, AB’nin İklim Hedefine Karşı Kömürün Peşini Bırakmıyor

Polonya hükümeti, AB liderlerinin 2030 itibariyle iyileştirilmiş bir iklim hedefi üzerinde anlaşmalarından iki hafta sonra, kömür endüstrisine bir başka sübvansiyon akışı sağlama arayışında. Ancak Elif Gündüzyeli ve Joanna Flisowska, Avrupa Komisyonu’nun bunu durdurabileceğini belirtiyor.

YAZI: Elif GÜNDÜZYELİ, Joanna FLISOWSKA*

ÇEVİRİ: Gülce DEMİRER

Polonya hükümeti, bloğun yeni 2030 iklim hedefi doğrultusunda kömürden çıkış tarihini taahhüt etmek ve adil bir geçiş sağlamak yerine, kömür işinin yüzyılın ortasına kadar devam etmesini sağlayacak devlet yardımını güvence altına almak istiyor.

Kömür endüstrisinin bu kadar uzun süre faaliyette kalması, sadece iklim açısından istenmeyen bir durum değil, aynı zamanda sosyal veya ekonomik olarak da gerçekçi değil. Asıl ihtiyaç duyulan, öldüren ve ölmekte olan bir işletmeye sübvansiyondan ziyade kimseyi geride bırakmayan kömür bölgelerinin adil ve temiz bir şekilde dönüştürülmesi.

Yüzyıl Ortasına Kadar Kamu Parası Daha Fazla Kömür için Harcanacak

Eylül ayında, Polonya hükümeti ve Polonya sendikalarının temsilcileri, Avrupa’nın en büyük kömür madenciliği operatörü olan Polonya Madencilik Şirketi (PGG) için bir kurtarma planı üzerinde anlaştılar.

Anlaşma, PGG’nin mevcut operasyonlarını finanse etmek için verilecek devlet yardımı yoluyla 2049 yılına kadar taş kömürü madenciliği faaliyetlerini sürdürmeyi amaçlıyor. Şimdi ise Polonya Hükümeti, Avrupa Komisyonu ile ön bildirim müzakerelerine başlamak istiyor.

Bu tür bir devlet yardımının verilmesi, tamamen kârsız ve çevreyi kirleten bir sektörü sürdürmek için vergi mükelleflerinin parasının boşa harcanması demek. Ağır sübvansiyonlara rağmen, Polonya taşkömürü madenciliği sektörü kalıcı olarak kârsız ve yıllardır keskin bir düşüş içinde.

Polonya Yüksek Denetim Ofisi, 2007-2015 yılları arasında Polonya’da kömür madenciliği sektörüne verilen toplam desteğin 14,8 milyar Euro olduğunu tahmin ediyor. Bu yılın Ocak ayından Eylül ayına kadar ise, PGG saatte 100 bin eurodan fazla kayıp üretiyor.

Polonya taşkömürü madenciliğini kurtarmak için geçmişte verilen halk desteği başarılı olamadı. Taş kömürü çıkarımı 1990’dan beri kesin bir düşüş içinde. Kamu müdahalesi olmadan ve son 30 yılda yaşanan düşüş eğilimi dikkate alınmazsa, taş kömürü madenciliği, 2030’larda Polonya’da sona erebilir.

Madencilik sektörüne verilen sübvansiyonlara ek olarak ve görüntülenen belgelere göre, Polonya hükümeti enerji sektörü için, devlet kontrolündeki üç enerji kuruluşundan (PGE, Tauron ve Enea) kömür varlıklarının ayrılmasını içeren bir yeniden yapılandırma planı hazırlıyor.

Greenpeace, bu kuruluşların sahip olduğu konvansiyonel kömür santralları için mevcut planlara ilişkin halka açık bilgileri analiz etti. Analiz, bu santralların çoğunun kapatma tarihlerine sahip olduğunu ve Polonya’nın 2035 itibariyle kömürü kullanımdan kaldıracağını gösteriyor.

Ancak, Polonya Hükümetinin yeniden yapılandırma planı, “Erken Hizmetten Çıkarma Mekanizması” adı verilen bir kapsamda ilave devlet yardımı sağlıyor. Bu, durum bazı tesislerin 2040’ın da ötesinde faaliyet göstermesine neden olacak.

Yakın tarihli bir araştırmaya göre, yalnızca PGE şirketi, yeniden yapılandırma planı aracılığıyla kömürden (coal ballast) kurtulmak için 31 milyar Polonya Zlotisi kazanacak. Ancak PGE hâlâ kömüre yatırım yapıyor.

Polonyalı enerji operatörü, atıl kömür varlıklarını kurtarmak için devlet yardımı talep ederken, Turow tesisinde yeni bir kömür linyit ünitesini sonlandırıyor.

Tüm planın Avrupa Komisyonu’nun onayına ihtiyacı varken özellikle sağlık, iklim ve ekonomik krizlerin olduğu bir dönemde, ‘her zamanki gibi iş yapmak’ veya kömür çıkışını geciktirmek adına kömür enerjisi sektörüne hiçbir devlet yardımının gitmemesini sağlamak zorunda kalacak.

Avrupa Komisyonu’nun rekabet politikası birini yakın zamanda rekabet kurallarını Avrupa Yeşil Mutabakatı ile uyumlu hale getirmek için çeşitli süreçler başlattı.

Eylül ayında, Komisyon Üyesi Margrethe Vestager, AB rekabet politikasının Yeşil Mutabakatı en iyi şekilde nasıl destekleyebileceği konusundaki tartışmayı başlattı ve kurum, önümüzdeki yıl devlet yardımı konusundaki yönergelerini revize etmeye hazırlanıyor.

Bunun işe yaraması için, kömürün kullanımdan kaldırılmasına yönelik herhangi bir devlet yardımının, AB’nin Paris Anlaşması taahhütleriyle uyumlu hale getirilmesi, yani 2030’un ötesinde elektrik üretimi için kömürün kullanılmasının engellenmesi gerekiyor. Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC) 1.5 derece özel raporuna göre, ekonomik işbirliği ve kalkınma ülkeleri (AB dahil) en geç 2030 yılına kadar kömür enerjisini sona erdirmek zorunda.

Kömür santralının kapatılmasına yönelik devlet yardımı, kamu parasının kömür operatörlerinin mali kayıplarını telafi edecek sübvansiyonlar olarak kullanılmamasını da sağlamalı.

Kömür bir enerji kaynağı olarak gittikçe daha pahalı hale gelirken, yenilenebilir enerji kaynaklarının rekabet gücü daha önce görülmemiş bir hızla artıyor. Kömür santrallarının atıl varlıklara dönüşme riski, Paris Anlaşması’ndan bu yana uzmanlar ve STK’lar tarafından gündeme getirildi.

Avrupa Komisyonu, geçiş sürecini hızlandırmalı ve AB vergi mükelleflerinin parasının Yeşil Mutabakatı, iklimi, sıfır kirliliği, adil geçiş ve döngüsel ekonomi hedeflerini tehlike atmamaya yönelik güvence altına almalı.

*Elif Gündüzyeli Climate Action Network Europe’da kömür politikası koordinatörü; Joanna Flisowska ise Greenpeace Polonya’da iklim ve enerji birimi başkanı.

**Yazının aslına buradan ulaşabilirsiniz.