;
Ekonomi

Kuraklığın Ardından Buğdayda Yeni Tehdit: Rusya-Ukrayna Savaşı

Dünyanın en büyük buğday ihracatçısı Rusya’nın tahıl ambarı Ukrayna’yı işgali buğday krizini derinleştiriyor.

YAZI: Şenol BALİ

İklim krizi ve COVID-19 virüsü salgınıyla ülkemizde ve dünyada buğday üretimi düştü, gıda fiyatları arttı. Dünyanın en büyük buğday ihracatçısı Rusya’nın tahıl ambarı Ukrayna’yı işgali bu krizi derinleştiriyor. Kuraklığı derinden hisseden ve bu iki ülke ile önemli bir ticaret hacmi olan Türkiye’de ise buğdayın fiyatı, temini, üretimde artan maliyetler ve buğdaya dayalı üretimin devamı gibi konular çözüm bekleyen birer sorun olarak karşımızda.

Türkiye’deki tahıl üretiminin büyük bir kısmını buğday oluşturuyor ve Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre Türkiye, 2019’da 19 milyon, 2020’de 20.5 milyon ton buğday üretildi. 2020 yılında bir önceki sezona göre ekim alanında yaklaşık %1,0 artış, verimde ise %6,6’lık yükseliş yaşandı. 2021 yılında ise yaşanan kuraklıktan ötürü düşüş derinleşti.

Ülke genelinde buğdayda yılda 18-21 milyon ton yıllık üretimimiz var. Geçtiğimiz yıl yaşanan kuraklık bu rakamı 17.7 milyon tona düşürdü. Ortalama yıllık tüketim ise 19 milyon ton civarında. 2000-2020 arasını kapsayan son 20 yılda toplam kullanılabilir üretim 384,49 milyon ton olurken, yurtiçi toplam kullanım ise 377,15 milyon ton oldu. Bu da son 20 yılda kullanılabilir üretimin yurtiçi kullanıma yettiğini gösteriyor.

Ancak buğdaya dayalı ürünlerin üretilmesi ve ihraç edilmesi önemli bir riskle karşı karşıya. 24 Şubat 2022 tarihinde Rusya’nın Ukrayna’ya saldırması ve bu iki ülke ile olan yüksek buğday ticaret hacmi bu sorunun temel sebebi olarak gösteriliyor. Türkiye buğday ithalatının %78’sini Rusya ve Ukrayna’dan karşılarken iki ülke arasındaki savaş buğdayda kriz ihtimaline yol açıyor. Nitekim buğday fiyatları, Rusya’nın Ukrayna’yı işgale başlamasıyla 9,34 dolarla Ağustos 2012’den bu yana en yüksek seviyeyi gördü. Chicago Borsası’nda vadeli buğday kağıtları 2008’deki gıda krizinin yaşandığı dönemle aynı seviyeye geldi. Örneğin, Türkiye 2020 yılında buğdayın tonunu ortalama 230 dolardan ithal etti. Pandeminin de etkisiyle 2021’de bu rakam 297 dolara kadar çıktı. Yine Amerikan Tarım Bakanlığı (USDA) verilerine göre, Türkiye’de buğdayın fiyatı geçtiğimiz yıla göre %50 arttı.

TÜİK’ göre buğday ekim alanların son 20 yıldaki seyri (Kaynak: EuroNews)

Kuraklık Üretimi Olumsuz Etkiledi

Doğu Karadeniz kıyı şeridi dışında ülkemizin hemen hemen her yerinde yetiştirilen buğday, toplam tarım alanlarının %26,5’ini oluşturuyor. Hektar başına alınan verim ise 80-800 kg arasında değişiyor. Toprak yapısı ve yağış bu duruma etki eden faktörlerden. Ancak geçtiğimiz yıl dünya genelinde yaşanan kuraklık başta buğday olmak üzere birçok gıdanın üretimini olumsuz etkilemişti. Yağışın miktarı ve dağılımı buğday üretimini düşürmüştü. Güneydoğu Anadolu’da ve İç Anadolu bölgesinde yoğun bir kuraklık yaşandığı için buğday üretimi, son 14 yılın en düşük seviyesine inmişti. TÜİK bile 2021 rekoltesini 17,7 milyon ton olarak açıkladı.

2021 yılı Türkiye kuraklık haritası

İthalat Arttı

Son yıllarda Türkiye’nin buğday ithalatında belirgin bir artış söz konusu. 2019/2020 döneminde buğday ithalatı 10,79 milyon ton olurken ihracat 7,53 milyon tonda kaldı. Son 20 senedeki toplam ithalat 68,9 milyon ton olurken ihracat ise 76,8 milyon ton oldu. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın 2020 yılı verilerine göre, Türkiye buğday ithalatının %64,6’sını Rusya’dan gerçekleştirdi. İkinci sırada ise %13,4 ile Ukrayna var. Rusya ile Ukrayna’nın buğday ithalatındaki toplam payı 2020’de %78 oldu. Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO), bundan önce 18 Ocak 2022’de yaptığı ihalede buğday ortalama 347 dolar/tondan ithal edildi. Sonrasında yapılan ihalede ortalama fiyatların en düşük 420 dolar/ton olacağı düşünülürse ithal buğday fiyatının tonda 73 dolar arttığı görülüyor. Bu ithalatın TL karşılığı ise 6 bin liraya denk geliyor. TMO’dan alınan bilgilere göre, 2019’da 9.8 milyon, 2020’de 9.7 milyon ton buğday ithal edildi. Bu ithal buğdayın 2019 ve 2020’de 7.5 milyon tonuna denk gelen kısmı ihraç edildi. Tüm dünyada ihraç edilen buğday oranları içerisinde Türkiye’nin oranı 3,3.

TÜİK verilerine göre son yıllardaki Buğday ithalat- ihracat rakamları (Grafik: EuroNews)

Buğdaya Dayalı Üretim de Olumsuz Etkilenecek

Türkiye, Rusya’dan aldığı buğdayın önemli bir bölümünü un ihracatında değerlendiriyor. Savaşın devam etmesi durumunda Türkiye buğday ithalatı yapamazsa veya buğday fiyatı artarsa un ihracatı olumsuz etkilenebilir. Un fiyatının artması nedeniyle ekmek fiyatlarının yeniden yükselmesi gündeme gelebilir. Un ihracatının yanı sıra arpa, mısır gibi ürünlerin ithalatında sorun yaşanması durumunda yem sektörü, dolayısıyla hayvancılık sektörü olumsuz etkilenebilir. Önemli bir ihracat hacmi olan makarna ve bazı bisküvi çeşitleri de olumsuz etkilenecek ürünler arasında.

“Biz Buğday İthal Edip Buğdaydan Elde Edilen Ürünleri İhraç Ediyoruz”

Kuraklık ve son olarak Rusya- Ukrayna savaşının buğday üretimi ve temini üzerindeki etkileri hakkında İklim Haber’e konuşan Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi  Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü Öğretim üyesi Dr. Fevzi Altuner “Yıllık buğday üretimimiz 20 milyon ton ile 21 milyon ton arasında. Ülke olarak tüketim ihtiyacımız ise bununla eşdeğer. Son iki senede kuraklık yaşandı. Buğday rekoltesine baktığımızda yukarıdaki bandın altına düşmedik. Şu an makarna ihracatında ikinci sıradayız. Peki bu nasıl mümkün? Biz buğday ithal edip, buğdaydan elde edilen ürünleri ihraç ediyoruz” ifadelerini kullandı.

“Kuraklık Olumsuz Bir Faktör, Bu Nedenle Doğru Politikalar Uygulanmalı”

Son yıllarda yaşanan kuraklığa değinen Altuner, “Kuraklıkla beraber savaş patlak verdi. İki yıldır küresel olarak etki eden pandeminin de etkisi oldu. Bu buğday sektörünü etkiledi. Ancak şimdilik rakamlar alarm seviyesinde değil” derken, iklim krizi karşısında suyun tasarruflu kullanılması gerektiğini savundu. Altuner, “Geçtiğimiz yıl önemli bir kuraklık geçirdik. Bunun için su politikası çok önemli. Bu kış ülke genelinde yağışlar iyiydi. Daha önce çekilen barajlarda doluluk oranı artmaya başladı. Tarımsal üretimin yapıldığı dönemde ihtiyaç duyduğu kadar su ulaştırılmalı bitkiye. Bunu yapmak için salma sulamadan kaçmak lazım. Basınçlı sulama sistemine acilen geçilmeli. Salma sulama sitemi suya, toprağa ve ürüne büyük zararlar veriyor. Bitki bir litre su istiyorken yüz litre veriliyor. Böyle olunca toprakta erezyona neden oluyor, mineralleri bitkinin alamayacağı yerlere taşıyor. Yine içme suyunu kirletiyor. Su zengini ülke değiliz. Suyu idareli kullanmamız lazım” diye konuştu.

Haber Merkezi

İklim Haber - Haber Merkezi