;
Bilim Politika

Korona Sonrası Şehirlere Bisiklet Yollarından Fazlası Gerekecek

Dünyanın büyük şehirleri haftalarca süren koronavirüs karantinalarından sonra yeniden açılmaya başladıkça, şehir planlamacıları geleceğe yönelik şehirlerin nasıl inşa edileceğini yeniden düşünüyorlar. Özel otomobil kullanımının salgın korkusu nedeniyle artması ise endişe veriyor.

Karantina nedeniyle yollar boşalırken dünyanın en büyük ve en kirli şehirlerinde gökyüzü tertemizdi. Bu, temiz şehirlerin nasıl görüneceği ve algılanacağına dair bir pencere açtı.

Nature dergisinde geçen ay yayımlanan bir çalışmaya göre, küresel emisyonlarda gözlemlenen günlük %17 oranındaki rekor düşüşün neredeyse yarısına katkı sağlayan faktör; kara yolu, ray ve deniz taşımacılığında yaşanan durgunluğun Nisan başlarında zirveyi bulması oldu.

Ancak önlemlerin kalkmasıyla birlikte virüs bulaşma endişesi toplu taşıma kullanım oranını azalttı. Haliyle özel araçların kullanımını arttı ve bu da şimdiden emisyonların artmasına neden oldu. Küresel emisyonlar halihazırda, pandemi öncesi günlük seviyelerin %5 oranında üzerine çıktı.

Mexico City’den Londra’ya, Bogota’dan Milano’ya birçok belediye başkanı yüzlerce kilometrelik yeni bisiklet yolları yapacağını ve otomobil yoğunluğunu azaltacağını duyurmuştu.

C40 belediyelerinin neredeyse bütün üyeleri, iyileşme sürecinde iklim değişikliği de dahil olmak üzere “mükemmel kamu hizmetlerine” yatırım yapma taahhüdünde bulunmuştu. Ancak bisiklet yolu yapmaktan daha bütüncül bir bakış açısına ihtiyaç var.

Sorbonne Üniversitesi’nde Girişimcilik, Bölge ve İnovasyon bilim direktörü Carlos Moreno, “Bisiklet yolları kendi başlarına bir amaç olmamalı – farklı yaşamak için bir araç olmalı” dedi. Moreno bugünün iklimi, biyolojik çeşitliliği ve halk sağlığı kısıtlamaları içinde yaşamak için, temel hizmetleri insanların evlerine yakınlaştırmak adına kentsel tasarımın revize edilmesini savunuyor. İnsanlar yürüyerek veya bisikletle dolaşıyorlar ve sokaklar sadece geçiş yerleri olarak değil, “yaşam alanları” olarak yeniden tasarlanıyor.

Pandemi, yoğun nüfuslu bölgelerde yerel yetkilileri sokakları kamusal kullanıma açmaya zorladı. Tel Aviv’de bütün yollar yayalaştırıldı. Auckland’de yaya yolları genişletildi, Tiran’da otomobil park alanları bisiklet yoluna dönüştü ve Vilnius’ta restoranlar açık alanları kullanmaya başladı.

Hava kalitesinin iyileştirilmesine yönelik kamu desteği olsa da, özel otomobiller koronadan korunmak için güvenli bir ulaşım olarak görülüyor.

Oxford Üniversitesi Ulaştırma Çalışmaları Bölümü direktörü Tim Schwanen, özel otomobillere dönüşün önemli bir sorun olduğunu söylüyor. Bütüncül toplu ulaştırma politikalarının yokluğunda özel otomobiller emisyonların ciddi anlamda fırlamasına neden olabilir.

Hava kirliliğindeki artış gelecekte yaşanacak salgınlarda solunum sistemine ciddi zararlar verebilir. Araştırmalar özellikle dizel araçlardan kaynaklı, yüksek PM2.5 hava kirliliği seviyelerine uzun süreli maruz kalmanın, koronavirüs ölüm oranlarını artırdığını gösteriyor.

Virüsün patladığı Wuhan’da, otomobil satışları, şehir haftalarca kapatıldıktan sonra yeniden açıldığında eşi görülmemiş seviyelere yükseldi.

Mart ayında yayımlanan bir Ipsos araştırmasına göre Çin’de özel otomobil kullanımı karantina öncesi %34 iken; karantina sonrası %66’ya çıktı. Otobüs ve toplu taşıma kullanımı ise %56’dan %24’e düşmüş.

ABD Salgın Kontrol ve Önlem Merkez’inin (CDC) çalışanlara yönelik yayımladığı ve personelin işe gelmek için özel araba kullanmasını teşvik ettiği belgesine cevaben New York eski ulaştırma yetkilisi Janette Sadik-Khan, Twitter’dan “Ulaşımı açmadan şehirleri açamayız” yazdı.

Belge, büyük oranda tepki çekti. British Columbia Üniversitesi şehir planlaması profesörü Lawrence Frank CNBC’ye “Kamu sağlığı stratejisi olarak özel araçların teşvik edilmesi, diş çürüğünü tedavi etmek için şeker önermek gibi” dedi.

Almanya’nın ekonomik iyileşme paketi, elektrikli araçları teşvik etmek ve altyapıyı desteklemek için 5,9 milyar euro ayırıyor, yerel medya tarafından “dönüm noktası” olarak nitelendirildi.

Gelecek yılki BM iklim müzakerelerine başkanlık edecek İngiltere, sıfır karbonlu karayolu taşımacılığına geçişi COP26’nın beş ana temasından biri yaptı.

Elektrikli otomobiller her şeyin cevabı değil. Fosil yakıtlı araçlardan daha az kirliliğe neden olurken, aynı miktarda alanı kaplıyor ve kalabalığa neden oluyorlar.

Şehir planlama firması Street Plans’den Mike Lydon, “Siyasi liderlerin toplu taşımayı kullanmanın gerçekliği ve güvenliği hakkında gerçekten güçlü mesajlar vermesi gerekiyor. Birçok insan toplu taşımayı kullanmanın büyük bir risk olduğunu düşünüyor, ancak belki de düşündükleri kadar büyük bir risk değildir” dedi.

Schwanen, bisiklet kullanımına verilen vurgunun “orta sınıf, genç ve çoğunlukla beyaz” kesime hizmet ettiğini söyledi. Bunun, daha savunmasız topluluklara hizmet verememe riskini taşıdığını belirtti. Schwanen, “Gerçekten kapsamlı ulaşım planlaması yapmaktan çok uzağız. İşlerin gerçekleşme hızı göz önüne alındığında, buna gerekli düşünce ve zaman verilmiyor” dedi.

ABD’de “polisi finans etmeyi kesme” çağrıları önem kazanıyor. “Black Lives Matter” protestolarındaki ortak haykırış, polisliğin şehir bütçelerine egemen olduğu gerçeğini yansıtıyor. Çağrıya göre, kamu güvenliği, kentsel yapılanmayı da içerebilecek toplum temelli hizmetlere yapılan yatırımla daha iyi hizmet edebilecek.

Paris’te, kentsel hareketliliğin dönüşümü bu yılki belediye başkanlığı seçiminde önemli bir konu haline geldi.

Sorbonne Üniversitesi’nden Moreno, insanların evlerinden yürüyerek veya bisikletle 15 dakika içinde okula, işyerlerine, süpermarketlere, hastanelere, yeşil alanlara, kültür ve spor tesisleri dahil tüm ihtiyaçlarına erişebilecekleri bir şehir vizyonuna sahip.

Okul alanları hafta sonları yeşil alan kullanımı olarak açıkken, her caddede büyük kaldırımlar, bisiklet şeritleri ve daha az otomobil alanına sahip bitki örtüsü bulunuyor. Küresel ısınmanın neden olduğu sıcak günlerde ise şehri soğutmak için su çeşmeleri kullanılıyor.

Paris Belediye Başkanı Hidalgo, iddialı planını tekrardan, seçim kampanyasının belkemiği haline getirirken bunu “kentin ekolojik geçişinin koşulu” olarak nitelendirdi. Fikir, Melbourne, Vancouver ve Milan gibi diğer şehirlere de benzer teklifler geliştirmeleri için ilham verdi.