;
Politika

“Kömür Lafı Edildi Diye Alkış Tutacak Değiliz”

İklim bilimci Prof. Dr. Levent Kurnaz, 25 tane Taraflar Konferansı düzenlenmesine rağmen, kömür kelimesinin ancak 26. zirvede ağza alınmasını eleştirerek “Büyük ihtimalle 52. zirvede kömür kötü bir şeydir, yasaklayalım denecek. Dünyanın o kadar vakti yok” dedi.  

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 26. Taraflar Konferansı (COP26) geçtiğimiz hafta sonu Cumartesi gecesi, hazırlanan anlaşma metninin itirazlara rağmen bütün ülkeler tarafından imzalanmasıyla son buldu.

Glasgow İklim Paktı olarak da anılan anlaşma metnini ve COP26 sürecini İklim Haber’e değerlendiren Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi’nden Prof. Dr. M. Levent Kurnaz, COP26’da alınan kararların etkilerinin atılacak adımlara bağlı olduğunu ancak bu konuda umutlu olmadığını ifade etti.

Prof. Dr. Kurnaz, “Şimdiye kadar 25 tane Taraflar Konferansı yapıldı. İklim değişikliği ile mücadelenin ne derece etkili olduğuna bakarken, bir bilim insanı olarak atmosferdeki karbon seviyesindeki azalmayı temel alırım. Bu 25 adet Taraflar Konferansı boyunca hiçbir azalma olmadı. Son zirvede alınan kararlarla bir azaltım olacağını umuyor muyum? Hayır. Bundan sonra 26 tane daha yapsalar herhangi bir azaltım olacağını da sanmıyorum. Bu kadar insan havanda su dövüyor. Sadece bu toplantının yapılabilmesi için atmosfere binlerce ton karbondioksit salındı. Bu toplantıyı hiç yapmayacak olsaydık dünya daha kârlı olurdu bence” dedi.

“Dünyanın Vakti Az”

Kömür en kirli fosil yakıt ve Uluslararası Enerji Ajansı, acilen kömürden çıkılmazsa dünyanın ısınmayı 1,5 derece ile sınırlama hedefi içinde kalma umudu olmayacağını belirtti. Bu hedefe ulaşmak için, mevcut 8 bin 500 kömür enerjili santralın en az %40’ının kapatılması ve yeni santral açılmaması gerekiyor. Glasgow’un ana hedeflerinden biri de kömürü tarihe gömen zirve yapmaktı.

Glasgow’da en çok tartışılan konulardan biri kömürle çalışan elektrik üretimini “aşamalı olarak azaltma” taahhüdü oldu. Başlangıçta bu hedef, “kömürden aşamalı çıkış” olarak belirlenmişti ancak Hindistan, diğer gelişmekte olan ülkelerden gelen taleplere rağmen değişiklikte ısrar etti.

Fosil yakıtların ikili krizinin merkezinde olduğu düşünülünce bu karara inanması zor gelebilir. Ancak 1997’de Kyoto Protokolü imzalandığından beri hiçbir COP, fosil yakıttan çıkışa direkt olarak referansta bulunmamıştı.

Prof. Dr. Levent Kurnaz ise 25 tane Taraflar Konferansı düzenlenmesine rağmen, kömür kelimesinin ancak 26. zirvede ağza alınmasını eleştirdi: “Büyük ihtimalle 52. sinde kömür kötü bir şeydir yasaklayalım denecek. Dünyanın o kadar vakti yok. Kömür lafı edildi diye alkış tutacak değiliz. Kömürden 25 yıl önce bahsedilmesi gerekiyordu” dedi.

“Karbon Nötr Hedefi 2035 Olmalı”

Zirve, ısınmayı 1.5 derece ile sınırlayacak net bir yol belirlemek için ülkelerden yeterli emisyon azaltma sözü alamadı. Bunun yerine, etkinlikte temsil edilen yaklaşık 200 ülke için gelecek yıl aradaki açığı kapatmak için taahhütlerini artırma konusunda bir anlaşma yaptı.

Açık çok büyük. Hükümetlerin bu 10 yılda emisyonları azaltma konusundaki mevcut taahhütleri, 2,4 derece ısınmaya yol açacak.

1.5 derece hedefine uyum sağlamak için ülkelerin 2030 yılına kadar karbondioksit emisyonlarını 2010 seviyelerine göre %45 oranında azaltmaları gerekiyor. Mevcut planlar çerçevesinde emisyonlar 2030’a kadar yaklaşık %14 artacak.

Ancak Prof. Dr. Kurnaz, %45’lik bir azaltımın yeterli olmayacağını belirtti. “2035’te dünyanın karbon nötr olması gerekiyor. 2050, 1.5 derece hedefi için çok geç bir tarih. Bu kararların uluslararası bir bağlayıcılığı da yok. İyi niyet beyanından başka bir şey değil” diyen iklim bilimci, Hindistan ve diğer ülkelerin taahhütleriyle beraber IEA’nın sıcaklık artışının 1,8 derecede sınırlandırılabileceği açıklamasına da katılmadı ve şöyle devam etti: “Hayal kuruyorlar. Bu bir matematik problemidir. Elimizdeki bütçeyi belli bir zamana kadar kullanabiliriz. Hindistan’ın 2070’te karbon nötr olması oldukça geç. Hindistan 2050’de karbon nötr olursa 1.5 dereceden bahsedebiliriz. Bir de sözlerini tutup tutmayacaklarını da bilmiyoruz. Örneğin ABD 2030’da %50 azaltım yapacağını açıkladı. Ancak Temsilciler Meclisi’nden geçen bütçe o azaltımı sağlayacak bir bütçe değil. O bütçe bile oldukça zor geçti. Öncelikle adımlar atılsın, ondan sonra bu işin iyi mi kötü mü olduğu anlaşılır. Şu andaki görüntü hiçbir iş yapılmadığı, hiçbir bağlayıcı karar alınmadığı ve hiçbir yere gidilmediği.”

“Türkiye Önceki COP’lara göre Daha İyi Performans Gösterdi”

Türkiye ise her ne kadar kömürden çıkış açıklamalarına dahil olmasa da zirvenin ilk taslak metnindeki sulandırılmamış “kömürden çıkış” ifadesini desteklediğini belirtmişti. Bununla beraber  Ormanlar ve Arazi Kullanımı Üzerine Glasgow Liderler Deklarasyonu, Atılım Ajandası Üzerine Beyan, Uluslararası Havacılık İklim Hedefleri Koalisyonu Deklarasyonu ve Sıfır emisyonlu araçlar mutabakatı gibi anlaşmalarda yer aldı.

Türkiye’nin bundan önceki COP’larla kıyaslandığında daha iyi bir performans gösterdiğinin altını çizen Prof. Dr. Kurnaz,  “Çünkü en azından karbon nötr hedefi ortaya koydu ve bundan dolayı da günün fosili ödülü almadı. Türkiye açısından bu şaşırtıcı oldu. Eskiden daire başkanı, şube müdürü seviyesinde temsil edildiğimiz COP’lar olmuşken, şu an Bakan ve yardımcısının orada olması Türkiye’nin epey kuvvetli bir temsiliyet sağladığını da gösteriyor” dedi.

COP26’daki bir başka gelişme ise Paris Anlaşması’nın Kurallar Kitabı’nın tamamlanması oldu. Kritik 6. madde kabul edilirken, Prof. Dr. Kurnaz, karbon ticaretine karşı olduğunu belirterek, “Olması gerekenin karbon vergisi. Türkiye gibi ülkelerde karbon vergisi kesin sonuca ulaştırıcı bir şey. Ancak karbon ticaret sisteminin de çalışabilmesi için çok sert bir tavan gerekli. Türkiye, 2022’de karbon salımlarını %5,6 azaltacağını kanunen kabul ederse ve bunu da değişik sektörlere pay ederse karbon piyasası çalışabilir. Ancak Türkiye’nin bir tavanı yoksa, ya da gerçekçi bir tavanı yoksa karbon piyasası çalışamaz.

Geçen sene İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin Hindistan’a sattığı karbon miktarında da bunu gördük. Tonu 50 centten o piyasada karbon satılıyor. Hiçbir azaltım sağlamaz bu. Bunun bedelinin en az 40, 50 dolara gelmesi gerekiyor ki bir fayda sağlasın. Kendi haline bırakarak, bir tavan belirmezseniz 50 cent oluyor. Bu iş onunla yapılmaz. Tonunu 50 dolar olarak belirlerseniz o zaman bir etki sağlayabilirsiniz. Karbon vergisinde önemli olan bütçelendirmenin doğru yapılması. Alınacak verginin ağırlıklı olarak yeşil ekonomi projelerine sevk edilmesi gerekiyor” diye konuştu.