;
Politika

İklim Krizi Bilim Kurgudan Daha Korkunç Olunca

Amitov Ghosh’un “Silah Adası” (Gun Island) kitabı, ekolojik olarak oldukça dengesiz bir dünyada geçiyor. Ghosh, edebiyatın savaş, yoksulluk ve açlık gibi krizlerin yanı sıra iklim krizini de ele almasını istiyor.

Yazı: Alisha Haridasani Gupta

Çeviri: Gülce Demirer

Amitav Ghosh’un son yayımlanan kitabı “Silah Adası”, az bulunan bir kitap tüccarının Lübnan’daki Bangladeşli göçmenlerle, Akdeniz’deki yunuslarla ve Kaliforniya’daki zehirli su yılanlarıyla dolu bir dünyaya adım atmasını konu alıyor.

Sadece sebeplerini ve sonuçlarını değil ama sürekli değişmekte olan ve başlangıcı, gelişmesi ve sonu hep aynı belirli çerçevede ele alınan iklim krizine dair gerçekleri, bir romanda nasıl ele alırsınız?

Yazar Amitav Ghosh için bu soruyu cevaplandırmak yazın dünyasının en zorlu sorularından. Ghosh, “İçinde bulunduğumuz dünya ile başa çıkmak için kurgusal pratiklerimizi değiştirmemiz gerektiği konusunda tamamen eminim. Böylesine büyük ve önemli bir konuyu ‘sadece’ konuşmak için sınırlı sayıda seçeneğiniz oluyor; tıpkı savaş, kölelik, sömürgeleşme, açlık ve diğer birçok krizi tartıştığımız gibi” diyor. 63 yaşındaki Ghosh, “Silah Adası” kitabı ile bu tartışmaya yeni bir bakış açısı getirmeyi amaçlıyor.

Deen olarak da bilinen, Dinanth Datta isminde ender rastlanan bir kitap tüccarı eski bir Bengalli efsanesine dair ipuçları bulmak için Sundarbans’ta bulunan bir tapınağa, sürekli olarak Indiana Jones vari bir yolculuk gerçekleştiriyor. Yolculukları Deen’i Lübnan’daki Bangladeşli göçmenlere, Akdeniz’deki yunuslara ve Kaliforniya’daki zehirli su yılanlarına bağlarken, zenofobi, göç ve teknoloji konularına değiniliyor.

2016’da, şu an Bangladeş’te olan, bir zamanlar Padma Nehri civarında yaşayan ataları hakkında yazdığı kurgu olmayan denemelerini The Great Derangement kitabı altında yayımlayan Ghosh, “Ekolojik mülteciler, terim ortaya çıkmadan çok önce vardı” diyor.

Ghosh, Hindistan’ın Bangladeş’e olan sınırına yakın Kolkata’da dünyaya geldi ve bu yıllar aynı zamanda Deen’in yolculuğunun da başladığı zamanlar. Ghosh’un hayatı da Deen gibi Hindistan’dan Sri Lanka’ya, Bangladeş’ten İngiltere’ye ve şimdi yaşadığı ABD’ye uzanıyor.

Ghosh, 2000’lerin başında nesli tükenmekte olan Bengal kaplanlarının evi olan, Surdanbans nehirlerini keşfeden başka bir romanı “The Hungry Tide” için araştırma yaparken Silah Adası fikrini buluyor. Ancak Ghosh iklim krizinin etkilerini tarımı zorlaştıran büyüyen dalgalar ve şiddetlenen siklonlar ile çoktan görebiliyordu. Yıllar geçtikçe şiddetlenen bu değişiklikler Sundarbans’ta yaşayan 4 milyon insanın Hindistan ve Bangladeş’e doğru kaçmasına neden oldu.

Ghosh’un arkadaşı ve 30 yılı aşkın süredir İtalyanca çevirmenlik yapan Anna Nadotti, Silah Adası’nda savaş, iklim krizi ve işkenceden kaçarak İtalya’ya akın eden insanların kendini görebileceklerini söylüyor. Nadotti, Amitov’un Silah Adası’nda limana yanaşma izni olmadığı için sahile vuran göçmenlerle dolu bir bot sahnesi gibi yarattığı şeylerin kurgusal olmadığını belirtiyor.

“Silah Adası”nda Deen Los Angeles’taki bir müzede bir antika konferansına geliyor. Civarda ise bir yangın yaşanıyor. Konferans ise devam ediyor ancak sonrasında kütüphane çalışanları, kitap severler ve kitap satıcılarına rüzgarın yön değiştirmesi sebebiyle binayı boşaltmaları söyleniyor.

Kitaptaki bu sahne 2017 yılında Los Angeles’daki Getty Museum’da yaşanan yangını ve yangının müze içerisindeki eserlere zarar vereceği yönündeki endişeleri anımsatıyor. Ancak Ghosh kitapta yer alan bu sahneyi olaydan altı ay önce yazdığını söylüyor.

Hikayenin devamında, Deen’in Venedik’te bir fırtınayla karşılaşması da, iki ay önce Venedik’teki fırtınanın ve dolu yağışının bir yolcu gemisinin neredeyse karaya çarpmasına neden olduğu olayı hatırlatıyor.

Alışılmışın çok dışında yaşanan şiddetli hava olaylarının bazılarını öngören bir roman, Ghosh için edebiyatın çevre konularına daha fazla önem vermesini gerektiğinin kanıtı.

Ghosh, “Gerçekler, kurgunun önüne geçiyor” diyor.