BM gelişmekte olan ülkelere yönelik iklim finansmanı konusunda atılacak bir sonraki adım için net bir yol haritası önerilmesini bekliyor. Ancak hükümetler, çok taraflı kalkınma bankaları ve STK’lar, 2035 yılına kadar her yıl 1,3 trilyon doların nasıl toplanacağı konusunda hâlâ birbirinden oldukça farklı görüşe sahip.
Almanya’nın Bonn kentinde geçen hafta bir araya gelen iklim müzakerecilerinin yaptığı bir dizi istişare sonucunda, hükümetlerin iklim finansmanına yönelik yol haritası konusunda henüz bir uzlaşmaya varılamadığı anlaşıldı.
Müzakereciler, Kasım ayında Brezilya’da düzenlenecek COP30’da nihai hale getirilmesi planlanan, gelişmekte olan ülkeler için iklim finansmanını artırmaya yönelik yol haritasının nasıl olması gerektiği konusunda “derinlemesine bir inceleme” yapma göreviyle karşı karşıya kaldılar. Birleşmiş Milletler (BM) İklim Şefi Simon Stiell, bu görüşmelerin başında hükümetlere 2035 yılına kadar yılda 1,3 trilyon dolar seferber etmeye yönelik yol haritasının “sadece bir rapor değil, iklim finansmanı ve yatırımlarını dramatik şekilde artırmaya yönelik net adımları içeren bir kullanım kılavuzu” olması gerektiğini söyledi.
Bu da yol haritasının hangi finansman kaynaklarına dayanacağı ve bu paranın ne şekilde sağlanacağı gibi konularda ülkeler arasında büyük farklılıklar gösteren görüşlerin uzlaştırılmasını gerektirecek. Bonn’daki bazı delegeler ayrıca yol haritasının hazırlanma sürecinin belirsizliğinden de şikayetçi oldular.
“Bakü’den Belem’e 1.3T Yol Haritası”, COP29’da üzerinde anlaşılan yeni iklim finansmanı hedefi olan Yeni Kolektif Sayısallaştırılmış Hedef ((New Collective Quantified Goal – NCQG) kapsamında başlatıldı. Yol haritasının merkezinde, büyük ölçüde kamu kaynaklarından karşılanmak üzere yıllık 300 milyar dolarlık bir taahhüt yer alıyor.
COP30 Öncesi Bir Çıkış Planı Gerekli
Latin Amerika ve Karayipler İklim Finansmanı Grubu genel direktörü Sandra Guzman, Climate Home’a verdiği demeçte, bu yol haritasının, gelişmiş ülkelerin 2035’e kadar seferber etmeyi taahhüt ettiği 300 milyar dolarlık finansmanla, gelişmekte olan ülkelerin talep ettiği 1,3 trilyon dolar arasındaki farkı azaltmayı amaçladığını söyledi. Guzman ayrıca bunun, NCQG tartışmasının Belem’e taşınmasını engellemeye yönelik bir tür “çıkış planı” olduğunu da belirtti.
Yol haritasını hazırlamakla görevli iki COP başkanlık ekibi olan Azerbaycan ve Brezilya ekipleri, geçen hafta, Bakü’deki COP29’dan bu yana yapılan ilk resmi istişarelerde Bonn’daki hükümetlerin ihtiyaçlarını ve endişelerini dinledi.
Çözülemeyen temel ayrılıklardan birini, gelişmekte olan ülkelerin 1,3 trilyon doların zengin ülkelerden sağlanacak kamu fonlarından oluşmasını istemesi oldu. Ancak Guzman’a göre, Bakü’de üzerinde anlaşılan metinde tüm finansman kaynakları arasında herhangi bir yüzde dağılımı belirtilmiyor.
İklim değişikliğine karşı mücadele eden uluslararası bir STK olan Climate Action Network International’dan Rebecca Thissen ise, Bonn’daki ülkelerden gelen yol haritası önerilerine bakıldığında, ne olduğu ve ne yapılacağı konusunda ortak bir anlayışın olmadığını belirtti.
Genel olarak gelişmekte olan ülkeler, 1,3 trilyon doların tamamen yeni fonlardan oluşmasını ve başka bütçelerden yeniden etiketlenmiş finansman olmamasını talep ediyor. Üstelik bu fonların büyük ölçüde hibe şeklindeki kamu finansmanı olması gerektiğini, borç ve diğer borçlanma biçimlerinin hariç tutulması gerektiğini savunuyorlar.
Görüşmelerde Hindistan ise, belirli sektörlerden para toplamak amacıyla uygulanacak küresel vergilerin ve benzeri yaklaşımların hariç tutulması gerektiğini söyledi. Hâlbuki Greenpeace ve Oxfam’ın yaptığı yakın tarihli bir anket, Hindistan’daki katılımcıların %80’inin petrol, gaz ve kömür şirketlerinin verdikleri çevresel zararlardan ötürü vergilendirilmesini desteklediğini gösterdi.
Geçen haftaki tartışmalarda, Latin Amerika ve Karayipler Bağımsız İttifakı’ndan bir delege şöyle dedi:
“Özel sektör ve hayır kurumlarının katılımı, gelişmiş ülkelerin yükümlülüklerinin yerini almamalı, onları tamamlamalıdır.”
Buna karşılık, Avrupa Birliği temsilcisi de özel finansmanı artırmaya ve iklim eylemini tetikleyecek yatırımları teşvik etmeye odaklanmaları gerektiğini belirterek, dolaylı olarak Çin ve Körfez ülkelerine atıf yaparak, bu ülkeleri de bağışçı havuzuna katılmaya çağırdı.
Kimin Yol Haritası?
Bonn görüşmeleri öncesinde yol haritası hakkında alınan 116 geri bildirimden yalnızca 20’si hükümetlerden geldi, geri kalanlar ise STK’lar, araştırma kuruluşları ve iş dünyasından geldi.
Bu hükümet dışı gruplar için düzenlenen bir istişare toplantısında, Amerikan Kalkınma Bankası başkanının iklim değişikliği özel danışmanı Avinash Persaud, 1,3 trilyon dolarlık hedefe ulaşmak için bir plan sundu. Bu plana göre, çok taraflı kalkınma bankaları, yoksul ülkelerdeki yenilenebilir enerji projelerine ait mevcut özel sektör kredilerini satın alacak, ticari kredi veren kuruluşlar da bu satıştan elde ettikleri gelirle yeni temiz enerji yatırımları yapacak.
Yol haritasının şekli hâlâ netleşmemiş olsa da, bu yol haritası 1,3 trilyon doların nasıl toplanabileceğine dair fikirler sunmak zorunda. COP30 CEO’su Ana Toni de, Climate Home’a verdiği demeçte yol haritasının, nasıl ilerlenebileceğine dair öneriler içereceğini söyledi. Toni ayrıca, önerilerin çoğunun BM iklim süreci dışındaki “oyunculara” yönelik olmasını beklediğini söyledi. Yol haritasının ilk taslağının Eylül ayında yorumlara sunulması, nihai versiyonunun ise Ekim ayında yayımlanması bekleniyor.
Bonn’da bazı yetkililer, BM iklim süreci dışındaki yol haritası istişarelerinin, süreç içindeki istişarelerle nasıl birleştirileceğinin belirsiz olduğunu söylediler. Özellikle Brezilya tarafından yol haritasına katkı sunması amacıyla oluşturulan “maliye bakanları çemberi”ne dikkat çekerek, bu grubun rolü konusunda kafa karışıklığı yaşandığını belirttiler.
Çember başlangıçta 24 ülkeyi kapsarken, daha sonra Avrupa Birliği, Kanada, Birleşik Krallık ve Çin ile birlikte 32 üyeye ulaştı. Seçim kriterlerinden biri de, 2015 Paris Anlaşması’ndan bu yana COP’a ev sahipliği yapan ülkeleri dahil etmekti. Toni bu durum hakkında, “Katılmak isteyen her ülke çembere dahil olabilir, kapalı bir grup değil” dedi. Nitekim Bonn görüşmeleri sırasında Marshall Adaları ve Tanzanya çembere katılmak istediklerini iletti.
Toni, gelecek hafta İspanya’daki bir kalkınma finansmanı konferansında yeniden toplanması planlanan maliye bakanları çemberinin bir rapor hazırlayacağını ve bu raporun yol haritasına katkı sağlayacağını belirtti.
Yol Haritası COP30 Sonrasını da Öngörmeli
İklim değişikliğiyle mücadele eden dünyanın en büyük sivil toplum ağı olan Climate Action Network International’dan Rebecca Thissen, gelişmekte olan ülkelerin, zengin ülkelerin NCQG’leri kapsamında sağlanacak finansmanı garanti altına alma sorumluluğunu taşıyıp taşımayacağı konusundaki belirsizlikten endişe duyduklarını belirtti. Bu nedenle, bu konuya özel olarak BM çatısı altında resmi görüşmelerin başlatılmasını istediklerini dile getirdi.
Belem’deki COP30’daki yol haritasına ilişkin bir diğer büyük soru ise, bunun BM iklim sürecinin resmi bir parçası olarak nasıl ele alınacağı.
Guzmán bu konuda da şunları söyledi:
“Eğer yol haritası, COP30 sonrasını kapsayan unsurları içermezse, tamamen boşa geçmiş bir yıl olur. En büyük risk, COP30’da ölü doğmuş bir belge ortaya çıkması.”