;
Politika

Güney Afrika Hükümetine Karşı Açılan Hava Kirliliği Davasına BM’den Kanıt

Çevre aktivistleri geçtiğimiz yıl Güney Afrika’da Eskom ve Sasol şirketlerinin neden olduğu hava ve çevre kirliliği nedeniyle hükümete dava açmıştı. BM İnsan Hakları uzmanı David Boyd, kömür yakılmasına bağlı olarak uzun vadeli hava kirliliğini ele almadığı iddiasıyla Güney Afrika hükümetine karşı açılan davada delil sunmak istiyor.

BM İnsan Hakları uzmanı David Boyd, kömür yakılmasına bağlı olarak uzun vadeli hava kirliliğini ele almadığı iddiasıyla Güney Afrika hükümetine karşı açılan bir davada delil sunmak istiyor.

Yüksek Mahkeme, BM insan ve çevre hakları özel raportörü David Boyd’a bu ayın sonunda delil sunmasına izin verirse, hükümeti emisyonları durdurmaya zorlayan bir davada böylece destek bulabilir.

Çevre aktivistleri, bir devlet kuruluşu olan Eskom tarafından işletilen bir düzine kömür santralı ve petrokimya şirketi Sasol tarafından işletilen tesislerin bulunduğu bir bölgedeki hava kalitesini iyileştirmek için geçtiğimiz yıl dava açtılar.

Boyd Reuters tarafından görüntülenen belgede “Şüphesiz ki, hava kirliliği bugün dünyadaki en ölümcül çevre sorunudur ve her yıl milyonlarca ölüme neden olmakta” dedi. “Uluslararası insan hakları hukuku uyarınca devletlerin, insan haklarını çevresel zararlardan korumaları için açık yükümlülükleri vardır” diye ekledi.

Afrika’nın en sanayileşmiş ekonomisi, astımdan kansere kadar birçok hastalığa neden olabilecek en büyük kirleticilerden.

Çevre Bakanlığı ise konuya yönelik yorumda bulunma teklifini kabul etti ancak hemen cevap vermedi. Bakanlık geçtiğimiz yıl, başkent Johannesburg’un doğusunda yer alan 30 bin kilometrekarelik bir alan olan Highveld Priority Bölgesi’nde “hava kalitesinde değişiklikler” yaşandığını söylemişti.

Eskom yorumda bulunmak istemedi. Kömürden sıvı yakıt üreten Sasol ise, aktivistlerin şirketin emisyonlarının ölümlere neden olduğu iddiasına itiraz etti.

Boyd mahkemeden, Güney Afrika’nın sağlıklı bir ortamı geliştirme konusundaki uluslararası yükümlülükleri ve hava kirliliğinin insan hakları üzerindeki etkisi hakkındaki bildirilerini kabul etmesini istedi. Hava kirliliğinin yoksul topluluklara orantısız bir şekilde zarar verdiğini gösteren kanıtlara da atıfta bulundu.