;
Ekonomi Politika

G7 Liderleri: Yoksul Ülkelere Ayrılan Finansman COP26’nın Başarısı İçin Kritik

G7 zengin uluslar grubu, dünyanın en savunmasız ülkelerinin COVID-19’dan kurtulması ve iklim kriziyle mücadele etmesi için finansman açığını kapatmakla görevli.

İngiltere’nin başkanlık edeceği üç günlük zirve, Kanada, Fransa, Almanya, İtalya, Japonya, İngiltere ve ABD’den liderleri Cuma gününden itibaren Cornwall’daki Carbis Bay’de bir araya getirecek.

Uzmanlar, beş ay sonra Glasgow’da yapılacak COP26 iklim görüşmelerinde daha yüksek eylemlerde bulunmak için daha yoksul ülkelere COVID-19 aşılarını sunma, sürdürülemez borçları ele alma ve iklim yatırımlarını hızlandırma desteğinin kritik olduğunu söylüyor.

Konular aylardır G7 gündemindeyken, bakanlar en zor kararları hükümet başkanlarına bıraktı.

Hafta sonu Londra’da düzenlenen iki günlük bir toplantıda maliye bakanları, rakamları masaya koymadan “2025 itibarıyla iklim finansmanı katkıyı artırma ve iyileştirme” taahhüdünü yeniden teyit ettiler.

Zengin ülkeler, 10 yıl önce, iklim finansmanı için 2020 itibarıyla yılda 100 milyar doları toplu olarak sağlama sözü vermişti.

BM Genel Sekreteri António Guterres, büyük ekonomileri G7 zirvesinde finansman taahhütlerini ikiye katlamaya çağırdı. Şimdiye kadar, İngiltere ve ABD, taahhütlerini 2025 itibarıyla ikiye katlamayı planlayan üyeler.

Tufts Üniversitesi Fletcher Okulu dekanı Rachel Kyte “Liderler zirvesi için önemli soru G7 değilse kim? Ve şimdi değilse, ne zaman? Bu, İngiliz dış politikası ve iklim liderliği için önemli bir hafta” dedi.

Kyte, COP26’nın iklim eyleminde bir “dönüşüm anı” olmasının, iklim finansmanı ile doğrudan bağlantılı olduğunu söyledi ve “Gelişmekte olan ülkelere destek sağlamazsak Glasgow’da iklim tutkusu için yer kalmayacak. Biz sadece finanstan bahsedeceğiz. G7, bu paketi finans konusunda sunmak için yılın son anı” dedi.

İngiltere hükümeti, yeni iklim finansmanı taahhütlerini harekete geçirmeyi G7 diplomasisinin en önemli parçası haline getirdi. 16 yıllık görev süresi Eylül ayında sona erecek olan Şansölye Angela Merkel’e daha fazla iklim finansmanı açıklaması için baskı yapmasına rağmen, talepleri şimdiye kadar sabit kaldı.

Kyte; Kanada, Fransa, İtalya ve Japonya’nın “iyi bir oyun oynadığını” ancak henüz yeni iklim taahhütlerinde bulunmadığını söyledi. İngiltere ve AB’nin eski başmüzakerecisi ve Chatham House’da yardımcı üye olan Peter Betts, ABD’nin mali taahhüdünü iki katına çıkardığını ancak COP26’dan önce taahhüdünü artırması gerektiğini söyledi.

İngiltere’de Başbakan Boris Johnson, hükümetin pandemi sırasında yardım harcamalarını GSYH’nin %0,7’sinden %0,5’ine düşürme kararı üzerine Muhafazakar partisi içinde bir isyanla karşı karşıya. İklim yardımının kesin olacağına dair vaatlere rağmen, bazı iklim araştırma projeleri sıkıntı çekiyor.

Betts, bu hareketin “İngiltere’nin diğer bağışçıları daha fazlasını yapmaya zorlama konusundaki güvenilirliğini azalttığını” ve İngiltere’nin COP26’da sağlam bir anlaşmaya varması için ihtiyaç duyacağı ittifak inşasını etkileyebileceğini söyledi.

Mozambik’in eski Eğitim ve Kültür Bakanı ve The Elders’ın kurucu ortağı Graça Machel’e göre, aşının adil bir şekilde yaygınlaştırılmasının sağlanması, iklim görüşmelerinde gelişmekte olan ülkelerin güvenini kazanmanın bir ön koşulu.

Machel, zengin ülkeler aşıları biriktirip toplu aşılama programlarını başlatırken, Afrikalıların sadece %2’sinin şimdiye kadar aşılandığını söyledi.

Zengin hükümetler COVID-19 teşvik paketlerine trilyonlar harcarken, borç yüklü, iklim değişikliğine karşı savunmasız ülkeler, bırakın iklim eylemine yatırım yapmayı, salgından kurtulamadı.

Machel, “Gelişmekte olan dünyaya yönelik yatırımların azaldığı ve yardımların kesildiği bir dönemdeyiz. İngiltere buna bir örnek. İklim değişikliğinin etkisi sadece gelişmiş dünyaya odaklanarak ele alınamaz. Gelişmekte olan dünyaya eşit şekilde odaklanmalı, çünkü ya hepimiz güvendeyiz ya da hiç kimse güvende değil” diye ekledi.